Etkisini artıran kriz zor durumdaki şirketleri hukuki yollarla kurtaracak formülleri de gündeme getirdi.
Son düzenlemeler borç batağındaki şirketlere birçok hukuki hak tanıyor. İflas açıklayıp teslim olmak yerine kurtuluş planı hazırlayan şirket yeniden hayata dönme imkanına sahip.
TÜRKİYE'DE etkisini gösteren global kriz bugünlerde birçok işletmeyi zorluyor. Kimi üretimini durdururken, kimi şirketler de işçi çıkarma gibi tedbirlere yöneliyor. Dünya piyasalarındaki daralma nedeniyle ürettiğini satamayan, aldığı krediyi ödeyemeyen işletmelerin sayısı her geçen gün ise artıyor. İşte böylesine bir dönemde yaşanan kriz ortamı, işletmeleri içine düştükleri zor durumdan yargı yoluyla kurtaracak çeşitli formülleri de yeniden gündeme getirdi. Bu formüllerden biri de krizle birlikte dünyada sıkça yaşanan ve gazetelerin ekonomi sayfalarında bugünlerde sıkça gördüğümüz 'iflas erteleme istemi.' Bu taleple mahkemeye başvuran şirketler, iflas yerine 'ıslah' olarak yeniden üretken canlı varlık haline gelip hayata dönme imkanı bulabiliyorlar.
KOBİ'LERİN HABERİ YOK
MÜNCİ İnci Hukuk Bürosu uzmanlarına göre büyük holding ve gruplar, deneyimli finans ve hukuk danışmanlarıyla hukuksal tedbirler alarak krizden kurtulmanın yollarını biliyorlar ama özellikle son yıllarda ekonomide ciddi ağırlıkları olan Anadolu sermayesi KOBİ'ler ve kooperatifler çoğu zaman bu konuda hukuksal tedbirlerden bilgisizler. Oysa 2004 yılında Dünya Bankası'nın da isteği üzerine İcra İflas Kanunu'nda borç batağındaki firmaların iflasını önleyecek yeni hukuki düzenlemeler yapıldı. Yasa sermaye şirketlerinin ve kooperatiflerin iflasını önlenmeyi amaçlıyor.
Bilindiği gibi borçları nedeniyle zor duruma düşmüş işletmenin makineleri, menkul malları, alacaklılar tarafından haczediliyor, yok pahasına satışa çıkarılıyor. Bu da sahibi kim olursa olsun ulusal zenginlik ve istihdam yuvası olan işletmelerin parçalanmasına veya yok olmasına yol açıyor. Rastgele haciz ve muhafaza işlemleri bazı alacaklıların alacaklarını tahsil etmelerine ama birçoğunun da alacağını tahsil etmesine imkan bırakmayacak sonuçlar doğuruyor. Uzmanlar bu noktada AK Parti Hükümeti'nin İcra İflas Kanunu'nun 179-a ve 179-b maddelerinde önemli değişikler yaparak hem alacaklıların hem de borçluların hukukunu korumak bakımından önemli adım attığını belirtiyor.
BORCA BATIK OLMALI
DAHA önce Türk Ticaret Kanunu'nun 324'üncü maddesinde mevcut olan iflasın ertelenmesi kurumu, İcra İflas Kanunu'nda çok yeni çağdaş bir düzenleme ile güçlü bir kurum haline getirildi. Bu düzenleme ile aktifi pasifini karşılamayacak durumda olan limited, anonim ve kooperatif şirketlere iflasın ertelenmesi suretiyle krizden çıkış için ciddi düzenlemeler getirilerek, bu yetki mahkemelere verildi. Bunun temel şartı da şirketin 'borca batık' olması ve ödemelerini yapamayacak durumda olması. Bu durumda olan bir şirket Ticaret Mahkemesi'ne başvurarak iflasının ertelenmesini ve gerekli tedbirlerin alınmasını isteyebiliyor.
Önce rapor hazırlayın
İFLAS ertelemeye hazırlık sırasında şirketin bilanço ve stok gibi 12 ayrı kalem belge, uzman hukukçular, mali müşavirler ve finans danışmanları tarafından incelenmeli. Ardından da uzman kadro, şirketin iflasın ertelenmesi gereken bir hukuki ve mali yapıya sahip olup olmadığı konusunda bir ön rapor düzenlenmeli. Bu rapor doğrultusunda şirketin iflasın ertelenmesi talebinde bulunmasının şirket ve de alacakların menfaatine olduğu konusunda bir kanaat oluşması halinde şirketin, iflasın ertelenmesi ve gerekli koruma tedbirlerinin alınması için mahkemeye başvurması gerekmekte.
Zordaki işletmeyi rahatlatan maddeler
İCRA İFLAS KANUNU
Madde 179/a: İflasın ertelenmesine karar veren mahkeme, şirketin veya kooperatifin malvarlığının korunması için gerekli her türlü tedbiri iyileştirme projesini de göz önünde tutarak alır.
Mahkeme erteleme kararı ile birlikte kayyım atanmasına karar verir. Mahkeme, yönetim organının yetkilerini tümüyle elinden alıp kayyuma verebileceği gibi yönetim organının karar ve işlemlerinin geçerliliğini kayyımın onayına bağlı kılmakla da yetinebilir.
İflásın ertelenmesi kararında kayyımın görev ve yetkileri ayrıntılı olarak gösterilir.
Mahkeme erteleme kararının hüküm fıkrasını 166'ncı maddenin ikinci fıkrasındaki usulle ilan eder ve gerekli bildirimleri yapar.
Erteleme kararının etkileri:
Madde 179/b:
Erteleme kararı üzerine borçlu aleyhine 6183 sayılı Kanuna göre yapılan takipler de dahil olmak üzere hiçbir takip yapılamaz ve evvelce başlamış takipler durur; bir takip muamelesi ile kesilebilen zamanaşımı ve hak düşüren müddetler işlemez.
Erteleme sırasında taşınır, taşınmaz veya ticari işletme rehniyle temin edilmiş alacaklar nedeniyle rehnin paraya çevrilmesi yoluyla takip başlatılabilir veya başlamış olan takiplere devam edilebilir; ancak bu takip nedeniyle muhafaza tedbirleri alınamaz ve rehinli malın satışı gerçekleştirilemez. Bu durumda erteleme süresince işleyecek olup mevcut rehinle karşılanamayacak faizler teminatlandırılmak zorundadır.
20'nci maddenin birinci sırasında yazılı alacaklar için haciz yoluyla takip yapılabilir.
(Değişik dördüncü fıkra: 12/2/2004-5092/4 md.) Erteleme süresi azami bir yıldır. Bu süre kayyımın verdiği raporlar dikkate alınarak mahkemece uygun görülecek süreler ile uzatılabilir; ancak uzatma süreleri toplamı dört yılı geçemez. Kayyım, mahkemenin belirleyeceği sürelerde iflası ertelenenin faaliyetleri ve işletmenin durumu konusunda düzenli olarak mahkemeye rapor verir.
İflasın ertelenmesi talebinin reddi ya da erteleme süresi sonunda iyileşmenin mümkün olmadığının tespiti üzerine mahkeme, şirketin veya kooperatifin iflasına karar verir. Erteleme süresi dolmamakla birlikte, mahkeme kayyımın verdiği raporlardan şirketin veya kooperatifin mali durumunun iyileştirilmesinin mümkün olmadığı kanaatine varırsa, erteleme kararını kaldırarak şirketin veya kooperatifin iflasına karar verebilir.
Star