Patronlar


Bir süre önce "Turkuaz hareket" olarak adlandırdığı parti kurma çalışmalarının hazırlıklarını sürdüren Gürtuna, Levent’teki bürosunda basın mensuplarıyla sohbet toplantısı yaptı.
      İstanbul’un plan bütünlüğünün bozulduğunu ve "Dubai Towers" gibi yeni gökdelen yaklaşımlarıyla kentte yeni altyapı problemlerinin yaşanacağını savunan Gürtuna, yapılan çalışmaların kentin nüfusunu göç yoluyla artırmaya yönelik olduğunu ve İstanbul’un 5 yılda 20, 10 yılda da 25 milyona ulaşacağını ileri sürdü.
      Gürtuna, "böyle bir İstanbul’un sorunlar kenti olacağını ve gelen yabancı yatırımın da bu nedenle kaçacağını" iddia ederek, kentin iyi yönetilmediğini savundu.
      Türkiye genelinde geziler gerçekleştirdiğini ve halkın umudunu kaybettiğini gözlemlediğini kaydeden Gürtuna, "Toplumun önderi yok.
      75 milyonluk dev bir gövde, ama başı yok. Türkiye başı kopmuş tavuk
      gibi çırpınıyor" dedi.
      Ülke insanının umudunun yeniden tazelenmesi gerektiğini ifade eden Gürtuna, sözlerini şöyle sürdürdü:
      "Türkiye’nin temel problemi kötü yönetilmesi. Ne yapılması gerektiği üzerinde çalışıyoruz. Türkiye’de siyaset değerler zemini üzerinde yapılmıyor. Türkiye’de yapılan siyasetin felsefesi yok.
      Koltuktan Ahmet kalkmış yerine Mehmet gelmiş, fark etmiyor. Toplumsal değerlerden siyasi kültür üretmeliyiz. Bu değerler de, evrensel değerlerin yerel değerler ile uyumlu hale getirilmesidir." Gürtuna, Türkiye’deki herkesi göreve çağırarak, "Toplumun tüm kesimlerini biraraya getirecek bir yapı arzu ediyorum. Doğulusu, batılısı, Alevisi, Sünnisi... Hazırlıklarımızı yapıyoruz. Her konuda proje çalışmaları yapacağız" dedi.
      "Genç Parti aracılığıyla partileşecekleri" yönündeki haberlerin gerçeği yansıtmadığını vurgulayan Gürtuna, Genç Parti’lilerle bireysel ilişkilerinin bulunduğunu, ancak kurumsal anlamda bir ilişkinin söz konusu olmadığını söyledi.
      Ali Müfit Gürtuna, iktidara talip olacaklarını ve hazırlıklarını da buna göre yaptıklarını bildirdi.
      Gürtuna, felsefelerinin ise Yunus Emre’nin "sevgisi", Mevlana’nın "hoşgörüsü", Hacı Bektaşı Veli’nin "aklı" ve Nasreddin Hoca’nın "nükteleri" olduğunu sözlerine ekledi.