Ekonomi


TGC tarafından 7 Mayıs'ta gerçekleşen Küresel Isınma Kurultayı'nın 11 Mayıs Pazar günü açıklanan Sonuç Bildirgesi'nde; önümüzdeki 100 yıl içinde dünyanın ortalama sıcaklığının 5,8 oranında artabileceği belirtilirken “Ülke düzeyinde ise küresel ısınmanın ve iklim değişikliğinin kabul edilmesi ve emisyonların azaltılması gerekmektedir. Ne yazık ki ülkemizin bu konuda sınıfta kaldığı açıktır. Henüz Kyoto Protokolü imzalanmamıştır” açıklaması yapıldı…

Türkiye Gazeteciler Cemiyeti tarafından 7 Mayıs 2008 tarihinde düzenlenen Küresel Isınma Kurultayı'nda, iki ayrı oturumda toplam 12 panelist küresel ısınma ve iklim değişikliği konusunda tebliğ açıklarken, gün boyunca yaklaşık 500 kişilik katılım gerçekleşti. Tüm katılımcılar, Kurultay'ın öğleden sonra yer alan Forum bölümünde görüşleriyle katkıda bulundular.

Tesco Kipa'nın katkılarıyla düzenlenen ve çok sayıda resmi, sivil kurum ve kuruluşun da destek verdiği Kurultay sonrasında, panelistlerin sunumları ve katılımcıların görüşleri dikkate alınarak Sonuç Bildirgesi hazırlandı. TGC Küresel Isınma Kurultayı Bilim Komitesi'nde yer alan akademisyenler tarafından hazırlanarak; İTÜ Uçak ve Uzay Bilimleri Fakültesi Meteoroloji Mühendisliği Bölüm Başkanı Prof.Dr. Mikdat Kadıoğlu ve İ.Ü. Orman Fakültesi öğretim üyesi Doç. Dr. Doğanay Tolunay tarafından son şekli verilen Sonuç Bildirgesi, insanlığın en büyük tehditlerinden birini oluşturan Küresel Isınma ve İklim Değişikliği konusunda çarpıcı sonuçlar içeriyor.

Sonuç Bildirgesi'nde küresel ısınma ve iklim değişikliğinin yaşanan bir gerçek olduğu konusundaki farkındalığın bile  çözüm yönünde önemli bir adım olduğu belirtilerek “Unutmayalım, değişen iklim gibi de görünse aslında geleceğimiz. Geleceğimizi değiştirmek için henüz çok geç değil!” denildi…

Sonuç bildirgesinde ana hatlarıyla şu konular vurgulandı: 

*İklim değişiminin olduğunu kabullenmek bile sorunun çözülmesi yönünde önemli bir adımdır.

*Geçmiş yüzyıllarda yaşanan buzul çağı, şiddetli kuraklıklar gibi dönemler doğal yollarla iklimin değişmesine neden olmuştur. Günümüzde ise küresel ısınma ve iklim değişimi olarak adlandırdığımız olgu insan aktiviteleri sonucunda oluşmaktadır.

*En önemli sera gazı olan karbondioksit (CO2) sanayi devriminden önce atmosferde milyonda 280 birim civarında bulunurken, 2008 yılında milyonda 385 birime ulaşmıştır.

*Dünya genelinde sera gazlarının artışından % 65 oranında enerji sektörü, % 17 Ormansızlaşma, % 14 Tarım, % 1 Endüstriyel Flor gazları, % 3 Atıklar
sorumludur.

*Sera gazlarının artmasına bağlı olarak sıcaklıklar 100 yılda yaklaşık olarak 0,74 Co artmıştır. Önümüzdeki 100 yıl içinde de dünyanın ortalama sıcaklığının 1,4-5,8 Co artabileceği tahminleri yapılmaktadır.

*Küresel ısınma sonucunda dünyamızı nelerin beklediğini tahmin etmek oldukça güçtür.

*Küresel ısınma ve iklim değişimi sonucunda genel olarak oluşabilecek sorunlar, kuraklık, sellerde artış, tarımsal üretimde azalma, tarım ve ormancılık açısından zararlı böceklerde artış, orman yangınlarında artış, sulak alanların yok olması, biyolojik çeşitlilikte azalma, kıtlık-kuraklık ve sıcak hava dalgaları sebebiyle ölümler, turizm gelirlerinde azalma olarak sıralanabilir.

*Küresel ısınma ve iklim değişiminin azaltılması veya önlenmesi için birey, şirket, ülke ve dünya ölçeğinde yapılabilecekler mevcuttur.

*Ülke düzeyinde ise küresel ısınmanın ve iklim değişikliğinin kabul edilmesi ve emisyonların azaltılması gerekmektedir. Ne yazık ki ülkemizin bu konuda sınıfta kaldığı açıktır. Henüz Kyoto Protokolü imzalanmamıştır.

* Şirketler üretimleri sırasında oluşan karbon emisyonlarını azaltmalı, enerjiyi daha verimli kullanma konusunda teknolojiler geliştirmelidir.

*Birey ölçeğinde yapılabileceklerin en başında kamuoyu baskısı oluşturmak gelmektedir. Siyasi partilerin küresel ısınma konusundaki politikalarını sorgulamak, alışveriş tercihlerinde yerli malı kullanmak, daha az enerji tüketen, karbon emisyonu az olan ürünleri almak kamuoyu baskısı oluşturma için başlıca araçlardır. Ayrıca evlerin yalıtılması, iklimin uygun olduğu yerlerde güneş panellerinin kullanılması, ulaşımda bisiklet ya da toplu ulaşımın, hibrid araçların tercih edilmesi, su tüketiminin azaltılması sayılabilecek diğer bazı kişisel önlemlerdir.

*Medyaya halkın bilinçlendirilmesi konusunda önemli görevler düşmektedir. Küresel ısınma ve iklim değişiminin nedenleri, alınabilecek önlemler gibi konularda yapılacak yayınlar ile konunun önemine dikkat çekilerek en azından kişisel ölçekte emisyonların azaltılması, enerjinin verimli kullanılması vb sağlanabilir. Bu nedenle gazetelerde uzman gazetecilik teşvik edilmelidir.

Sonuç olarak, küresel ısınma ve iklim değişikliği yaşanan bir gerçektir ve bu durumu farkında olmak bile çözüm yönünde önemli bir adımdır. Unutmayalım değişen iklim gibi de görünse aslında geleceğimiz. İnsanoğlu olarak değişen koşullara uyum konusunda teknolojik olarak çözümler bulabiliriz, ancak doğa da yaşayan diğer canlılar bizim kadar şanslı olmayabilir. Geleceğimizi değiştirmek için, henüz çok geç değil!..