Fındık kurtlarının derdi Fiskobirlik kredisiymiş!
Geçen hafta İş Bankasından 75 trilyon lira kredi talep eden Fiskobirlik, Başbakan Erdoğan'ı da ikna ederek, İstikrar Fonu'ndan da 200 trilyon lira krediyi almaya çok yaklaştı. Bu krediler zamanında alınırsa, fındıkta fiyat düşmeyecek. Ucuz fındık alma fırsatı kollayan lobinin derdi işte bu kredilerin alımını durdurmak...
Fındıkta fiyatları düşürmek için gazeteci Fatih Altaylı'yı (dolayısıyla Sabah gazetesini) kullanan lobinin amacı ortaya çıktı.
Amaç, fındık üreticilerinin birliği olan Fiskobirlik'in ândık alımlarına devam etmek için kaynak bulma girişimini engellemek.
Dün öğrendiğim bilgiyi, Fiskobirlik Yönetim Kurulu Başkanı Salih Erdem de doğruladı. Bir süredir Fiskobirlik ile îş Bankası arasında kredi görüşmeleri yapılıyormuş. Geçen hafta bu görüşmeler sonuçlanmış ve Fiskobirlik'in 75 trilyon liralık kredi başvurusu kabul edilmiş. Kredinin resmi olarak alınabilmesi için yönetim kurulu kararı gerekiyor. Kredinin onaylanıp onaylanmayacağı ise pazartesi günü İş Bankası Yönetim Kurulu'nda belli olacak.
Salih Erdem, İş Bankası'ndan kredi alacaklarını doğrularken, "Kredi karşılığında depolarımızda duran 17 bin ton fındığı teminat gösterdik. Teminat olarak verilecek fındığın değeri, aldığımız kredinin çok üzerinde" bilgisini verdi.
Fiskobirlik'in kulağının çekilmesini isteyenlerin bir derdi daha var.
Cüneyd Zapsu gibi danışmanlara rağmen Başbakan Tayyip Erdoğan geçen hafta, Hazine yönetimine "Fiskobirlik'e, İstikrar Fonu'ndan talep ettiği kaynağı aktarın" talimatı vermiş.
Birlikler, İstikrar Fonu'nda biriken kaynaktan, yıllık yüzde 12 faizle kredi kullanma imkânına sahip. Tüm birlikler bu fondan (belli oranlar nispetinde) kredi kullanırken, Fiskobirlik'in iki ay önce yaptığı kredi talebine yanıt bile verilmemiş. Bu kredinin verilme ihtimali belli ki birilerini rahatsız etmiş. Amaç kamuoyu baskısı ile bu kaynağın kullanılmasını engellemek...
Lobinin amacı
Altaylı'nın konu hakkında bilgisizliğim iyi değerlendiren ve "düşük fiyattan fındık kapatma fırsatı kollayan" lobinin amacına ulaşması durumunda ne olacak?
Bu soruya isabetli bir yanıt verebilmek için fındık piyasasının nasıl işlediğini bilmek gerekiyor.
Toplanan fındığın yüzde 70-80'i, Eylül-Ekim aylarında pazara iniyor. O dönem ister istemez fındık fiyatlarında bir gevşeme yaşanıyor.
Avrupalı ithalatçıların temsilciliğini yapan ancak ihracatçı kimliği nedeniyle İhracatçılar Birliği'ni yönetenler, Eylül ayı yaklaştığında "Rekolte çok yüksek, Avrupalı bizden mal almayacak... Fiskobirlik'in parası yok... Fiskobirlik düşük fiyat belirlemeli, devlet zarar edecek...
Çikolata üreticileri bademe yönelecek... İspanya'da bu yıl fındık rekoltesi çok yüksek, alıcılar oraya kayacak" gibi sayısız gerekçe kullanırlar.
Amaç hep aynıdır; fiyatları baskı alfana almak.
Yükselen fiyat, Avrupalı ithalatçı ile "alivre" anlaşması yapan tüccarların aleyhine işler. Çünkü onlar, bir yıl sonra satacakları findik için bir fiyat belirlemiş ve bunun için kapora da almışlardır. Fındığın anlaştıkları fiyatın alfana inmesi ise kârlarına kâr katacak.
Bu genel bilgi sonrasında sorunun yanıtına geçelim.
Fi