Sosyal Yardımlaşma ve Dayanışma Fonu'nun, ihtiyaç sahibi vatandaşları yoksulluktan patronluğa yükseltmek için ürettiği projeler birçok kişiye iş imkanı sağlarken, başarı öykülerini de beraberinde getiriyor. Hiçbir sosyal güvencesi olmayan, geleceğe umutsuzlukla bakan vatandaşlar, artık Sosyal Yardımlaşma ve Dayanışma Fonu'na başvurarak kendi işinin sahibi olabiliyor. Aldığı krediyle dükkanını açan oto yedek parçacısı, çelik kapı satıcısı, unlu mamuller üreticisi vatandaşlar, çok değil bir kaç ay önce yoksulluk içindeyken bugün kendi işini yürütmenin keyfini çıkartıyor.
Nilüfer Hanım erişteleri
İşte bunlardan biri de Nilüfer Erdoğan. 30 yaşındaki Nilüfer Hanım, bundan üç yıl önce İzmir'de hali vakti yerinde bir şekilde evli olarak yaşarken eşinden ayrılmış. 7 yaşında olan oğlu ve 9 yaşındaki kızı ile birlikte İzmir'den Ankara Mamak'ta oturan annesi Mürüvvet Hanım'ın yanına gelen Nilüfer Erdoğan'ın hikayesi şöyle:
"Bir gün Mamak Kaymakamlığı'na iş başvurusunda bulundum. Onlar da bana bu projeden bahsettiler. Bunun üzerine bazlama, erişte alanında iş yapabileceğimi belirttim. 5 bin dolar kredi aldım. Annem ile birlikte bu işe koyulduk. Bugün hiç kimseye muhtaç olmadan işimizi yapıyoruz, çocuklarımı okutuyorum."
İşe başlayalı 6 ay olduğunu söyleyen Nilüfer Erdoğan "Daha önce sadece satışı düşünüyorduk ama üretimden satışın daha kârlı olduğunu gördüm. Ankara'da erişte piyasasının da çok geniş olduğunu görünce erişte üzerine yoğunlaştım. İşimi en kısa sürede büyütüp gıda sektörünün daha yoğun olduğu Ostim'de daha büyük bir dükkan açmayı planlıyorum. Bir kadın olarak bu işlere giriştim, ama karşılığını da alıyorum" diyerek hedeflerini de ortaya koyuyor.
Dükkanı yandı ama yılmadı
Bir başarı öyküsü de Ankara Mamak'tan. Başkentin en fakir ilçelerinden biri olan Mamak'ta daha önce oto yedek parça dükkanı olan 45 yaşındaki Hacı Osman Karakaş, bir sabah uyandığında kendi tabiriyle "sıfıra çıkmış". Çünkü evinin geçimini sağladığı oto yedek parçası satan dükkanı kundaklanmış ve içindeki 50 milyarlık malzeme de kül olup gitmiş. Hepsi okul çağında 5 çocukla birlikte ortada kalan Osman Karakaş, o günlere şöyle dönüyor: "Halim vaktim yerindeydi. Ama 30 Aralık 2003 sabahı uyandığımda herşeyin kül olduğunu gördüm. Kundaklanma olayı olduğu için Emniyet de bana yardımcı oldu. Emniyet Amiri Şeref Bey bu projeden bahsedince başvuruda bulundum, daha önce dükkanım olduğunu, bu işleri yapabileceğimi belirtip destek istedim. 2004 yılı Temmuz ayında kredi verildi. Bugün çok şükür hem işlerimi oturttum, paramı kazanıyorum, hem de daha önceki dükkandan kalan 3-5 milyar borcumu da ödedim. Ben bu uygulama sayesinde hayatımı kurtardım" diyor.
Şimdi beş işçi çalıştırıyor
Kısa bir süre öncesine kadar çalıştığı firmanın kapanması üzerine işsiz kalan ve hiçbir sosyal güvencesi olmadığı için zor günler geçiren 37 yaşındaki Musa Akyürek bugün Fak-Fuk-Fon patronlarından biri. Yanında 5 işçi çalıştıran Akyürek o günleri şöyle anlatıyor: "Bir erkeğin evinde işsiz oturması kadar kötü bir şey yok. Ne eve ekmek getirebiliyorsunuz ne de kirayı ödeyebiliyorsunuz. Böyle zor geçen günlerimizde Sakatlar Konfederasyonu'ndan Ömer Şahin bana Sosyal Yardımlaşma ve Dayanışma Fonu'nun projesinden bahsetti. Önce açıkcası faizsiz ve geri ödemesi uzun süreye yayılan bir kredi alabileceğime inanamadım. Ancak gittim, görüştüm, doğru olduğunu anladım. Projemi hazırlayıp, dükkanımı açtım." Şubat ayı başında 7 milyar lira kredi alan Akyürek, projede yılda 2 ton yufka üreteceği garantisi vermesine rağmen, bugün ayda 2 ton üretir hale gelmiş. Projesinde eşi Dilek Akyürek ile birlikte iş yapacağını belirten Mus