Agos gazetesi Genel Yayın Yönetmeni Hrant Dink suikastının kilit ismi ve sanıkların 'büyük abi'si olarak nitelendirilen Erhan Tuncel'in kimliği, cinayetteki rolü ve neden “sustuğu” kafalarda soru işaretleri bıraktı.
Polis muhbiri olduğu söylenen Erhan Tuncel'in, tetikçi ve azmettiriciyle ilişkisi zanlıların ifadelerine yansırken, sorgusunda “susma hakkını” kullanması “hangi güvenceye dayanarak konuşmuyor” sorularına neden oldu. Azmettirici Yasin Hayal'in ise hem mahkemeye çıkarken yazar Orhan Pamuk'u kameralara bakarak tehdit etmesi, hem de “Olayın faili meçhul kalacağını umuyordum” demesi, “Kime güvenerek cinayetin faili meçhul kalacağını düşündü” sorusu da aydınlatılmaya muhtaç.
DAHA DERİN BİR ÇETENİN ÜYESİ Mİ?
Tuncel'in, sadece Yasin Hayal ve çevresindeki birkaç genci kontrol etmek için görevlendirilmiş olamayacağına dikkat çeken uzmanlar, “Eğer denildiği gibi Erhan Tuncel muhbirse, ihbar etmek için görevlendirildiği çete sadece Yasin Hayal'den mi ibaret” sorusunu soruyorlar.
Uzmanlar, susma hakkını kullanan Tuncel'in gerçekten muhbir mi yoksa suikastın arkasındaki “daha derin bir çetenin” üyesi mi olduğu konusunun henüz netlik kazanmadığını söylüyorlar.
İKİ İFADEDE DE ADI GEÇİYOR
Erhan Tuncel'in Trabzon'un eski Emniyet Müdürü Ramazan Akyürek tarafından muhbirliğe ikna edildiği ve Tuncel'in bu çerçevede defalarca polise Hrank Dink'e yönelik bir suikast yapılacağı ihbarında bulunduğu belirtilmişti. Ancak suikastın azmettiricisi olarak tutuklanan Yasin Hayal'in Ogün Samast'tan önce tetikçilik teklifi yaptığı Zeynel Abidin Yavuz, ifadesinde, “Hayal, Tuncel'in temin ettiği Hrant Dink'in resimlerini bana gösterdi ve 'Bu şahsı vurmaya gideceksin. Eylemi gerçekleştirirsen kahraman olacaksın. Seni yurtdışına göndereceğim' dedi” şeklinde bir ifade verdi.
Tutuklu sanıklardan Ahmet İskender de şu şekilde bir ifade verdi: “Yasin Hayal, daha önce çok iyi bir insandı. Ne zaman şu üniversiteli Erhan Tuncel ile tanıştı. Birdenbire şiddet içeren eylemler yapmaya başladı. Yasin'i hep Erhan Tuncel etkiledi.”
ÖNCE TANIK, SONRA MUHBİR, SONRA...
Erhan Tuncel adı, Mc Donalds'ın bombalanmasını ardından gündeme geldi. Emniyette ifadesi alınan Tuncel'in mahkemeye çıkarılmaması dikkat çekti, ancak “Tuncel'in bu eylemle net bir ilişkisi bulunmadığı” açıklandı. İddiaya göre, dönemin Trabzon Emniyet Müdürü Ramazan Akyürek, bombalamadan sonra Tuncel'i çağırarak, “Sen diğerleri gibi serseri değilsin. Okumuş adamsın. Ben seni bu davanın dışına çıkartayım. Sen de buna karşılık bize bu gruplarla ilgili bilgi getir” sözleriyle Tuncel'i muhbir olmaya ikna etti. Ancak, daha sonra gelen bilgiler, Tuncel'in “başına buyruk hareket etmeye başladığı, kontrolden çıktığı” şeklindeydi.
Oysa, Dink'in vurulmasının ardından, tetikçi Samast yakalanmadan önce Erhan Tuncel, Trabzon'da yeniden gözaltına alınarak sorgulandı ve serbest bırakıldı. Ancak emniyet kaynakları bu iddiayı yalanlamazken, neden kayıtlara geçmediğini de açıklamadı.
KİME GÜVENİP SUSMA HAKKINI KULLANIYOR
Samast'ın yakalanmasının ardından yeniden ve bu kez “resmi” olarak gözaltına alınan Tuncel, polis ve savcılık sorgusunda bu kez de “konuşmama” hakkını kullanarak hiçbir bilgi vermedi. Verdiyse de kamuoyuna “susma hakkını kullandı” şeklinde aktarıldı. Suikastın ardından tetikçi dahil tüm sanıklar konuşurken 'muhbir' olduğu belirlenen Tuncel'in susması, “İlişkilerini gizliyor. Güvence aldı” yorumlarına neden oldu.
İstihbarat uzmanları, Tuncel'in muhbir olmasının “bir çetenin var olduğu” anlamına geldiğini belirtirken, “susmasının” ise bu çetenin sadece tetikçi ve azmettiriciden ibaret olmadığını gösterdiğini, çünkü her ikisinin de konuştuğunu vurguluyorlar.
BABA TUNCEL: OĞLUM POLİS MUHBİRİ OLAMAZ
Öte yandan Erhan Tuncel'in “Polis Muhbiri” olduğu iddiasına baba Ali Rıza Tuncel sert tepki gösterdi. Kanser hastası olan babası Ali Rıza Tuncel, “Bu çocuklar üzerinden siyaset yapılmasın. Erhan'ın muhbirlik yapmasını tasvip etmem” dedi. Kendisinin aylık 300 ile 500 YTL arasında oğluna para gönderdiğini belirten Ali Rıza Tuncel, “Ben oğlumun okuması için arabamı sattım. Zaman, zaman çalışıyorum. Erhan'ın okulu bitmiş, uzatma dersleri var onun için Trabzon'da kalıyor. Onu hiçbir zaman parasız bırakmadım. Oğlumun muhbir olduğu doğru değil. Çünkü parasız kalmadı ki para için muhbirlik yapsın” dedi.
İdris Saruhan/Helin Şahin/Yeni Şafak