Edinilen bilgiye göre, Başbakan Erdoğan, Türkiye'nin AB üyeliğinin İslam dünyası ile Batı arasındaki köprü konumunu pekiştirerek her iki tarafa da kültürel ve ekonomik faydalar sağlayacağını kaydetti. Türkiye'nin D-8 ülkeleri arasındaki işbirliğine büyük önem atfettiğini bildiren Erdoğan, İstanbul Deklarasyonu'nun hedef ve ilkelerine bağlılıklarını muhafaza ettiklerini söyledi.
D-8 ülkelerinin geniş doğal kaynaklar ve insan gücünün oluşturduğu zengin potansiyelin farkında olduklarını belirten Başbakan Erdoğan, şunları kaydetti: 'D-8 projesini başlattığımızda ortak amacımız işbirliği yaparak ekonomimizi güçlendirmek ve halkımızın refahını artırmaktı. Bunlar bugün de temel hedefimiz olmaya devam ediyor. Bununla birlikte ilk 9 yılda, 1997'de İstanbul Deklarasyonu'nu imzalarken tasarladıklarımızın pek çoğunu gerçekleştiremediğimizi kabul etmeliyiz. Ancak oluşumun bu kadar kısa sürede kısıtlı mali imkan ve eksikliklerle işlevlerini tam anlamıyla yerine getirmesi zaten de beklenemezdi. Dünyada bunu başarabilecek bir örgüt de bulunmamaktadır.'
DAİMİ SEKRETERLİK
D-8'in sekreterlik hizmetleri görevine bağlı az sayıda personelle çalışan icra direktörlüğü ofisi tarafından yürütüldüğünü anımsatan Başbakan Recep Tayyip Erdoğan, 'Bana göre son yıllarda D-8 faaliyetlerinin tedrici olarak artması, yeterli sayıda uzmana sahip, küçük ama etkin bir daimi bir sekreterlik kurmamızı zorunlu kılmaktadır' diye konuştu.
Milletler arasındaki en önemli bağlardan birinin de ticaret olduğunu anlatan Başbakan Erdoğan, ticaretin uluslararası ilişkilerde önemli bir işlevi olduğunu kaydetti. Modern piyasa ekonomisi açısından uluslararası ticaretin halen önemli bir unsur olduğunu ifade eden Erdoğan, küreselleşen dünyada bu önemin daha da arttığını belirtti. Erdoğan, 'Zira mal ve hizmetlerin dolaşımı bakımından dünya artık düzdür. Uluslararası şirketler yerini önce ulusallaşan şirketlere bırakmıştı. Şimdi ise en doğru tanım bana göre küreselleşen şirketler olacaktır' dedi.
Bu gelişmenin yeni bir durum olduğunu belirten Erdoğan, şöyle devam etti: 'Bu durumda ancak değişim ve adaptasyon kabiliyeti olanların ayakta kalacağını, ayak uyduramayanları da zor bir sürecin beklediğini unutmamalıyız. Onun için diyorum ki bırakalım serbestlik olsun. Sadece fikir, inanç ve teşebbüs hürriyetleriyle iç dinamiklerimize yenilenme imkanı tanımakla da kalmayalım. Bunun ötesine geçerek dış politikalarımıza esas teşkil eden parametrelerimizi güncelleyelim.'
İktidarları döneminde 2 kat artışla dış ticaretin 87.6 milyar dolardan 189.9 milyar dolara yükseldiğini belirten Başbakan Erdoğan, Türkiye'nin hedefinin 2012 yılında ilk 10 ülke arasına girmek olduğunu bildirdi.
Bugünkü toplantıda iki önemli anlaşmanın başarıyla sonuçlandırılmasını görmekten mutluluk duyduğunu anlatan Erdoğan, Tercihli Ticaret Anlaşması ve Gümrük Alanında İşbirliği Çok Taraflı Anlaşmalarının onay işlemlerinin de hızlı şekilde tamamlanmasını beklediklerini dile getirdi. Başbakan Erdoğan, ticari ilişkileri D-8'in gerçek potansiyelini yansıtacak hale getirmenin zamanının geldiğini belirterek, gelecek dönemde ticari heyetler, seminerler ve konferanslar düzenlenmesi, ticareti teşvik edici faaliyetlere de öncülük verilmesi gerektiğini söyledi.
Küreselleşmenin getirdiği tehlike ve risklere de değinen Başbakan Erdoğan, aynı zamanda küreselleşmenin sunduğu imkan ve fırsatları değerlendirmenin yollarını birlikte aramaları gerektiği görüşünü dile getirdi.
Erdoğan, şöyle devam etti: 'Bakınız AB ile ilişkilerimizde 3 Ekim 2005'te geldiğim