Spor


Feramuz ERDİN

Hayat doğal olarak rekabet üzerine kuruludur. Hızlı, çabuk ve çevik olan her zaman daha avantajlıdır. 

İlkel dürtü ve reflekslerimizi kontrol eden alt beynimiz, her durumda hayatta kalmaya ve bireysel olmaya odaklıdır. İnsan olarak diğer canlılardan en farklı yönümüz olan gelişmiş üst beynimiz ise  sosyallik, ahlak, vicdan ve erdem gibi insani yönlerimizi destekler. Özetle, üst beyin biraz diğer gamdır, yani bir diğerinin derdini de kendine dert edinir. 

AZİMLİ İNSANLARIN TÜRKİYE’DEKİ DURUMU

Hastanelerin ilgili bölümlerinden alınan heyet raporları esas alınarak hazırlanan Türkiye İstatistik Kurumu verilerine göre ülkemizde 2023 yılı sonu itibarıyla toplam sayısı 2, 5 milyonu aşan “azimli  insanlara” karşı kamusal, kurumsal ve kişisel bakış açısı henüz arzulanan seviyede değilse bile, en  azından, ideal bir hedef etrafında birleştirilememiş olan niyetler iyidir.

Azmin insanlarının eğitim ve istihdamı başta olmak üzere bir çok konuda yasal düzenlemeler 
mevcuttur. Ancak mevzuat bulunmasına rağmen toplumsal farkındalığın düşük olması, bu insanların  kolayca ulaşabilmeleri gerekli olan imkanlara dahi erişebilmelerinin önünde en büyük engeldir. 

Kanun gereği yerine getirilen ama sağlaması hedeflenen faydaya uygun olarak planlanıp yapılmayan  bir çok “gereklilik” çöp olarak bir yerlerde durmaktadır. Tekerlekli sandalye rampası yapılan bir  kaldırımın üzerinde ilerlemeye müsaade etmeyen elektrik direği veya park edilmiş olan bir otomobil  doğal olarak ancak “garabet” olarak tanımlanabilir. 

WALKERSPOR’UN AZMİ

Benim de çok yakından ilgilendiğim, hatta zaman zaman gönüllü danışmanlıklarını yaptığım bir 
amatör spor kulübü var: Walkerspor. Ancak “walker” adı verilen özel bir donanımla yürüyebilen 
serebral palsili çocukların velileri tarafından kurulmuş olan bir spor, daha doğrusu futbol kulübüdür. 

Belki de yazılarımdan takip etmişsinizdir, sonradan İstanbul’da bu kulüplerin sayısı dörde çıkarak artık kendi aralarında, içinde eğlencenin de olduğu turnuvalar düzenlemeye başladılar. Emin bey ve Şeyma hanımın kendileri gibi azimli veliler ile birlikte çocukları için başlattıkları bir azim yolculuğu ve mücadele; bugün o çocukların da azimli bireyler olarak toplumda kendilerini ifade edebildikleri bir  mucizeye dönüştü. İlk başlarda kendilerini belli birtakım tabu ve dirençlere kabul ettirmek için  olağanüstü gayret gösteren azimli insanlar topluluğu bugün amaçlarına ulaştı ve o azmin etrafında  artık haklı bir mutluluk ve gurur yaşanıyor.

DEVLETİN SON BİR ÖDEVİ KALDI

Azimli insanlara karşı devletin görevleri asla bitmez ancak, gözden kaçırılan bir noktayı buradan bir kez daha tekrarlamak istiyorum: Afet ve acil durumlarla boğuşan ülkemizde böyle bir durumun yaşanması halinde azimli insanların durumunun yasal olarak düzenlenmesi ve belirli kurallara  bağlanması gerekiyor. Büyük afet durumlarında binalardan en kolay şekilde nasıl ve kimler tarafından tahliye edilecekleri, sonraki aşamaların nasıl düzenleneceği, bakım ve diğer ihtiyaçlarının kimler tarafından ve nasıl karşılabnacağı emredici mevzuat şeklinde acilen düzenlenmelidir.

patronlardunyasi.com