İmaj danışmanlığı yapan Özlem Çakır, 21. yüzyılın imaj dinamiklerinin “samimiyet, sosyal sorumluluk bilinci ve tutku” olduğunu söylüyor. Çakır"la teknolojinin kişisel imajı nasıl zedelediğini, AK Parti"nin protokol giyimi konusundaki eksikliklerini ve işyeri adabının inceliklerini konuştuk.
"İmaj hiçbir şeydir, susuzluk her şey" diye biten reklam sloganından bugüne köprünün altından çok sular aktı. Aslında imajın ne kadar önemli olduğunu tarihî şahsiyetler zamanında söylemişler. Konfüçyüs: “Kimde içerik şekilden daha ağır basıyorsa o yontulmamış bir insandır, kimde şekil içerikten ağır basıyorsa o yüzeysel bir insandır. Kimde içerik ile şekil eşit ağırlıkta ise o seçkin bir insandır.” diyor.
Bakımlı, derli toplu, uyumlu olmak, iş ve sosyal ortamlara uygun giyinmek kültürün bir parçası. Türkiye"de imaj deyince akla ilk gelen isim Uluslararası İmaj Derneği"nin Başkanı ve Profesyonel İmaj Danışmanı Özlem Çakır. Üst düzey yöneticilere ve siyasilere kişisel imaj danışmanlığı yapan Çakır, 21. yüzyılın kişisel imaj dinamiklerinin “samimiyet, doğallık, tutku, sosyal sorumluluk bilinci, özün sözün bir olması, kişisel dokunuş ve tutarlılık” olduğunu söylüyor.
Özellikle “sosyal sorumluluk bilinci ve tutku”nun çok önem kazandığını belirten Çakır, kişinin gerçekten inandığı ve davası haline getirdiği bir konuda duyarlı davranmasının kişisel imaja büyük bir katkı sağladığını belirtiyor. Örneğin, Serdar Bilgili"nin engelliler projesi gibi. Tüm dünyada tutku teması çok fazla işleniyor. Çünkü Çakır"a göre insanlar tutkudan çok etkileniyor.
En şık bakan Kürşad Tüzmen
Çakır"a göre AK Parti"nin protokol ortamlarında uygun giyim konusunda zafiyetler var. Mesela Tayyip Erdoğan"ın Bush"la yaptığı gündüz görüşmesinde üzerinde siyah takım elbise giymesi gibi. Oysaki siyah takım elbisenin, eğer çok spor bir tarzı yoksa, gündüz giyilmemesi gerekiyor.
Yine aynı şekilde Abdullah Gül"ün, NATO Dışişleri Bakanları zirvesinde açık gri takım elbise giymesi. “Bunların yerine lacivert veya füme tercih edilmeliydi. Şu anda hükümetin şık giyinenleri; Kürşad Tüzmen ve Ömer Çelik.” diyor Çakır. Tayyip Erdoğan"ın imajına gelince… Erdoğan"ın özel dikim takımlarla daha şık olabileceğini vurguluyor. Bunun sebebi Erdoğan"ın çok uzun boylu, geniş omuzlu bir beden yapısı olması. Çakır, “Tayyip Bey uzun boylu olması nedeniyle kıyafeti çok iyi taşıyabilecek bir vücut yapısına sahip. Ancak ceketlerinin beline oturtulmaması, bol olması, kol boylarının uzun olması, boyuna çizgili takımlar ve sürekli çizgili kravatları tercih etmesi bu gücünden faydalanmasını engelliyor.” diyor.
İşyerinde nasıl giyinilir?
Kadınların işyerinde dikkat etmesi gereken en önemli konu; seksüaliteyle feminenliği birbirine karıştırmamaları. Üslup, duruş, vücut dili, yürüyüş, zarafet feminenliğin diğer unsurları. Şeffaf giysiler, derin yırtmaçlar, mini etekler, kolsuz elbiseler, dekolteler, leopar desenli kıyafetler, file çoraplar, burnu açık terlikler ise kesinlikle giyilmemeli. Çalışan bir hanımın feminen bir görüntüsünün olması çok doğal. Ancak bu sadece giyimle olacak bir şey değil.
Kareli ceket, kareli veya çizgili gömlek, desenli kravat takılmamalı. Kısa çoraplar giyilmemeli. Çok renkli ve karışık desenli giyilmemeli. Ütüsüz ve bakımsız kıyafetler, çamurlu ayakkabılardan uzak durmalı.
E-posta yazmanın da bir adabı var
Çakır, teknoloji eğer doğru kullanılmazsa, kişisel imajı zedeleyebileceğini anlatıyor. Peki e-posta gönderirken nelere dikkat edilmeli? Kısa olmalı. Dil bilgisi hataları ve kısaltmalar olmamalı. Büyük harfle yazılmamalı. Renk kullanılmamalı. Üsluba dikkat edilmeli. “Sevgilerimle, saygılarımla, resmî yerlere arz ederim” gibi cümlelerle bitirilmeli. Lüzumsuz elektronik postalarla insanların kutuları doldurulmamalı. Bir kurumu, bireyi kötüleyecek e-postalara imza atılmamalı. İsme özel olmayan bayram, yeni yıl ve kandil mesajları gönderilmemeli. E-posta tek iletişim biçimi olmamalı.
Sevinç Çakır/Cumaertesi