Finans


Merkez Bankası tutarlı ne kur atak yapabilir ne de enflasyon yükselir

Akbank Genel Müdürü Zafer Kurtul, faiz indiriminin ekonomide duran çarkları harekete geçirmede etkisinin olabileceğini belirterek, “Biz gecelik faizin yüzde 13 seviyelerine bir kaç ay içinde ineceğini tahmin ediyorduk. 2 puanlık indirim beklemiyorduk. 'Belki 1 belki 0.75 puanlık indirim olur' diyorduk. Fakat Merkez Bankası çok doğru bir karar vermiştir. Faiz indirimi enflasyonist baskı yaratmayacak. Kurda da spekülatif bir atak beklemiyoruz” dedi

Merkez Bankası'nın Perşembe günü akşamı yaptığı 2 puanlık faiz indirimini değerlendiren Akbank Genel Müdürü Zafer Kurtul, bu indirimin kısa vadede enflasyon ya da kur cephesinde negatif etkisinin olmayacağını beklediklerini söyledi. 2 puanlık indirimin kendileri için de sürpriz olduğunu, bu kadar yüksek oranlı bir indirimi tek seferde beklemediklerini kaydeden Zafer Kurtul, “Yüzde 13'e inme hedefi olduğunu biliyorduk ancak bu kadar hızlı olacağını tahmin etmemiştik. Bir kaç ay içinde bu seviyeye geleceğini düşünüyorduk” dedi.

Mevduat faizi düşüyor

Zafer Kurtul, Merkez Bankası'nın bu hareketinden sonra bankaların da tabii olarak mevduat faizlerinde indirime gittiklerini söyledi. Faiz kararının hemen ardından Cuma günü sabahı Akbank olarak gişe faizini yüzde 16.5'den yüzde 14'e çektiklerini söyleyen Kurtul, diğer bankaların da faiz indirdiğini bunun kredi faizlerine de yansıyacağını söyledi. Kurtul faiz enstrümanını kullanarak Merkez Bankası'nın duran ekonomiyi canlandırmaya çalıştığını belirtti ve şöyle devam etti:

Faizlerin inmesiyle 'Acaba döviz kurlarında tekrar yukarıya bir hareket olacak mı' sorusu gündeme geliyor. 2006'yı hatırlayanlar tedirgin olabilir. O tarihte Merkez Bankası faizi yüzde 13.25 seviyesindeydi ve döviz kurlarına bir atak olmuştu.

Ancak o zamanın şartları bugüne göre çok farklı. Kurda zaten bir ayarlama oldu. Dolar kuru 1.20 seviyelerinden 1.60 seviyelerine geldi. Şu an dövize spekülatif bir atak gelme ihtimali çok düşük. Artık herkes daha tutucu.

Dövizde bir artış olsa bile vatandaş döviz satıyor ve bu döviz kurlarında düşmeye neden oluyor. Belki kısa vadede Rusya'daki gelişmelerin etkisini bir miktar görebiliriz. Ruble için önümüzdeki günlerde değer kaybı devam edebilir. Yatırımcılar gelişmekte olan ülkelerle ilgili tedirginlik yaşayabilirler. Bu taktirde bizim döviz kurumuzda da bir miktar yukarı hareket görebiliriz. Fakat daha sonra kurun tekrar geri geleceğini düşünüyorum. Döviz kurlarının stabilize olması ekonomimiz, reel sektörümüz için çok önemli.

Enflasyon % 7 olabilir

Faiz konusunda Merkez Bankası'nı çok tutarlı bulduğunu kaydeden Zafer Kurtul, enflasyonda önemli bir düşüş trendi içinde bulunulduğunu söyledi ve şu tahminleri yaptı:

“2009 enflansyon oranımız yüzde 7 olabilir. Enflasyonist bir ortam oluşacağına dair beklentiyi destekleyecek bir veri de yok. Enerji fiyatları, emtia fiyatları, gıda fiyatları düşüyor. Büyüme oranımızın da sıfıra yakın olacağı görünüyor. Yani Merkez Bankası kararlarında çok tutarlı. Ayrıca faiz indiriminin pek çok faydası var. Hazine bonosu faizleri düşüyor. Bono faizleri 27 Ekim'de yüzde 25 seviyelerindeydi. Bugünlerde yüzde 15 seviyelerine doğru hızlı bir düşüş kaydettik. Bir miktar daha düşüş göreceğiz. Reel faiz yüzde 5-6 ya, bono faizleri yüzde 13.5 seviyelerine inebilir. Bütçe dengeleri açısından borçlanma faizlerinin düşmesi çok faydalı, daha az bütçe açığı vereceğiz. İkinci olarak, reel sektörümüzün borçlanma maliyetlerinde düşüş olacak. Faizlerdeki düşüş iç talebin canlanmasına bir miktar katkı yapacaktır. Fakat belirtmek lazım ki çok derin global kriz ortamındayız.”

Uzun vadeli mevduatı teşvik için stopaj oranlarında fark yaratılabilir

KURTUL, Akbank olarak her segmentte reel sektörü daha fazla desteklemek istediklerini kaydetti. Bugüne kadar 150 bini aşkın müşteriye konut kredisi kullandırarak ev almalarına destek olduklarını kaydeden Kurtul, 400 bin müşteriye taşıt kredisi, 2 milyon müşteriye de ihtiyaç kredisi kullandırdıklarını söyledi.

Zafer Kurtul, Akbank'ın kredilerinin üçte birini KOBİ sektörüne kullandırdığını, 400 bin KOBİ müşterileri olduğunu vurguladı. Kurtul, 2008 yılında 90 adet yatırım projesine 6 milyar doların üzerinde uzun vadeli kaynak sağladıklarını söyledi.

Bu projelerin istihdam ve ekonomiye katkı sağlayan projeler olduğunu belirten Kurtul, TL mevduatın ortalama vadesinin 2 ay gibi çok kısa olduğunu, oysa tüketici kredileri, Hazine bonoları gibi uzun vadeli TL aktifler taşıdıklarını söyledi. Uzun vadeli mevduata uygulanan stopajın indirilmesi gibi uzun vadeli mevduatı özendirici tedbirlerin alınmasının bankaların gelecekteki sağlılığını korumak açısından faydalı olacağını söyledi. Kurtul, Koç Holding'in aldığı krediye değinerek 75 milyon euro ile söz konusu kredide hem yerli hem yabancı bankalar arasında en büyük kreditör olduklarına dikkat çekti.

Büyüme 0'a yakın olur, cari açık 20 milyar dolarda kalır

KRİZİN Türkiye'yi de çok derinden etkilediğini belirten Zafer Kurtul, 2009'a yönelik ekonomik tahminlerde de bulundu. İhracatın lokomotifi otomotivde çok ciddi kan kaybı olduğunu söyleyen Kurtul, bu yüzden 2009 ihracatının 2008 ihracatının epey altında kalacağını söyledi. Kurtul, bu krizin Türkiye'nin yaşadığı diğer krizlere benzemediğine de dikkat çekerek, “Öncekiler bizim krizimizdi. İç piyasadaki krizi ihracatla çözüyorduk. Kur ayarlaması oluyor, ödemeler dengesi düzeliyordu. Ancak bugün krizi ihracatla çözmek de mümkün görünmüyor. İç talebi canlandırmak da kolay değil” diye konuştu.

İhracatın 100 ile 110 milyar dolar arasında olacağını tahmin ettiklerini ifade eden Kurtul, ithalatın 140-150 milyar dolar arasında gerçekleşebileceğini ifade etti. Kurtul, “Dış ticaret açığı 40 milyar dolar, cari açık 20 milyar dolar mertebesinde olur. 2009 yılında büyüme beklemiyoruz. 0 ile artı eksi 0.5 arasında olabilir” dedi.

Kurtul, 2008 yılının son çeyreğinde gelecek negatif büyümenin etkisi ile 2008'in de yüzde 1.5 civarı bir büyüme ile kapanacağını söyledi. “2009 yılı ülkemiz açısından tatmin edici bir yıl olmayacak” diyen Kurtul, “Fakat ülkemizin orta vadedeki gelişme potansiyelinin çok olumlu olduğunu düşünüyoruz. Genç, dinamik nufusumuz, dinamik özel sektörümüz, ülkemizin coğrafik konumu gibi çok önemli rekabet avantajlarımız var. Gelecekten çok umutluyuz“ diye ekledi.

Takipteki kredilerde yükselme var ama sektörün sağlığı yerinde

ZAFER Kurtul, takipteki kredilerde bir artış olduğunu, bunu Aralık rakamlarında görmeye başladıklarını belirtti. Küçük işletmeler ve kredi kartı cephesinde takipteki kredilerde daha fazla artış beklediklerini kaydeden Kurtul, “Ancak bu bozulma trendinin 2009 yılının ikinci yarısında kısa sürede stabilize olacağını da düşünüyoruz. Bunun daha kötüye gitmemesi lazım. Bu iki alandaki bozulma sektörün kârlılığını olumsuz etkiler ancak sektörün sağlığını negatif etkileyecek bir durum görmüyoruz. Şu an sektörün özkaynakları 80 milyar lira seviyesinde. Bu yıl sonu 90 milyar liraya yaklaşır. Küçük işletmelerde ve kredi kartlarındaki bozulma da sektörün özkaynaklarını tehlikeye atacak boyutta değil” diye konuştu. Kurtul, sektörün sağlıklı yapıya kavuşmasında BDDK'nın başarılı çalışmalarının önemli katkısı olduğunun altını çizdi.

Pek çok dev bankanın fiyatı bizim ulaştığımız en yüksek değerin altında

ZAFER Kurtul, dünyanın çok ciddi ekonomik paketler açıklamasına rağmen sıkıntıyı tam olarak gideremediğini, bankaların sermaye sorununa iyi bir çözüm bulunamadığını söyledi. ABD'nin açtığı paketler toplamının 10 trilyon doları bulduğuna işaret eden Kurtul “Buna rağmen hâlâ sermaye ihtiyacı var. Pek çok bankaya sermaye enjeksiyonu yapıldı ama yeterli olmadı. Muhtemelen önümüzdeki dönemde kamunun bankalardaki hisse oranı biraz daha artacak. Bir çok dev bankanın piyasa fiyatı bizim Akbank'ın 1 Kasım 2007 de ulaştığı 27.7 milyar dolarlık en tepe noktanın oldukça altına indi. Global çok ciddi bir sorunun içindeyiz” diye konuştu.

Sendikasyonlarda sorun yok, yüzde 70'i yenilenir

ZAFER Kurtul, Türk bankacılık sektörünün bu yıl yenilemesi gereken 10.5 milyar dolarlık sendikasyonunun olduğunu bunun yüzde 70'inin yenileneceğini düşündüklerini ifade etti. Akbank olarak 2009 yılında yenileyecekleri sendikasyon tutarının da 2.5 milyar dolar olduğunu, vadelerin ağırlıklı olarak son 2 çeyrekte olduğunu ifade eden Kurtul, kendi kredilerinde de yüzde 70'lik bir roll over öngördüklerini kaydetti. Kurtul, 2008 yılında sendikasyon yenileme oranının yüzde 80 olduğunu da sözlerine ekledi.

LİKİDİTE DURUMU ÇOK İYİ

Zafer Kurtul, Merkez Bankası'nın aldığı önlemler sayesinde Ocak ayında bankacılık sektörünün likidite açısından son 2 aya göre çok daha iyi durumda olduğunu, bu durumda bankaların seçici davranıp kredi hacimlerini artırmak için çalışacaklarını söyledi.

Ercan İnan/Vatan