Akrilik Kimya Sanayii (Aksa), 17 Ağustos 1999 depreminde zarar gören üç depolama tankından sızan akrilonitril maddesinin çevre tahribatı oluşturduğu yolundaki eleştirileri cevapladı.
Haklarında açılan davaların sadece maddi kayıpların giderilmesine yönelik olduğunu belirten şirket yetkilileri, evden kaybolan eşyalar için bile dava açılmasından yakındı. İstanbul Sanayi Odası tarafından 2005 yılı çevre ödülüne layık görülen şirket, söz konusu sızıntı gündeme getirilerek eleştirilmişti. Aksa Genel Müdürü Mustafa Yılmaz, konu ile ilgili olarak medyada yer alan iddialara şirketin Yalova'daki merkezinde cevap verdi. Haklarında açılan 44 davanın maddi kayıpların giderilmesi için açıldığını dile getiren Yılmaz, "Çevre sakinleri evlerinden kaybolan ev eşyaları ve sulanamayan çiçekler yüzünden bile bize dava açtı. Herhangi bir ölüm nedeni ile açılan dava yok. Bu davaların yargı süreci hâlâ devam ediyor. Bunun dışında iyi niyetle ödenilen paralar, sadece komşuluk ilişkileri gereği ürünlerini toplayıp da elinde kalan çiftçilere verildi." dedi. Deprem sonrası meydana gelen sızıntıda, akrilonitril maddesinin 250 metre çapında bir alana yayıldığını dile getiren Yılmaz, tanklardan sızıntı olduğunu öğrendikten kısa bir süre sonra maddenin üzerine köpük sıkarak havayla temasını önlediklerini ifade etti. Yılmaz, 6 bin 500 tonluk hammadde sızıntısının çoğunun denize boşaldığını, bu arada Taşköprü Belediyesi ve Jandarma Karakolu'na haber verilerek, fabrikaya ait sağlık bandı içinde bulunan insanların güvenlik amacı ile tahliye edildiğini kaydetti. Olay sonrası Çevre ve Orman Bakanlığı, İstanbul Üniversitesi Deniz Bilimleri Enstitüsü'nün düzenli olarak kontrol yaptıklarını belirten Yılmaz, denize akan akrilonitrilin kirlenmeye yol açmadığının da tespit edildiğini söyledi.
47,5 milyon dolarlık yatırım hazırlığında
Aksa Yönetim Kurulu Başkanı Ömer Dinçkök de ekonomik istikrarın yakalandığını belirterek, iyileşmenin yatırım ve finans modellerini olumlu etkileyeceğini kaydetti. İstikrar ortamının devamlılığı ile Aksa'nın güçlü yanlarını ortaya koyarak yeni yatırımlara başlayacağını bildiren Dinçkök, bu yıl tamamen öz sermayelerinden 47,5 milyon dolarlık yatırım yapacaklarını açıkladı. Dinçkök, hükümetin bir süre önce açıkladığı üç yıllık istikrar programının gerçekleşebilmesi için Türkiye'ye her yıl özelleştirme dahil 10 milyar dolarlık yabancı sermaye girişinin olması gerektiğini söyledi. 10 yılda 200 milyon dolarlık Ar-Ge yatırımı yaptıklarına vurgu yapan Dinçkök, geçmişte yüzde 60'lara kadar düşen pazar payını, yüzde 90'lara çıkardıklarını hatırlatarak, şöyle konuştu: "Sektörde önde gelen İtalya, Portekiz ve Mısır gibi ülkelerdeki rakiplerimizi ciddi anlamda rahatsız ettik. Mısır'da 5 milyon dolarlık yatırımızla payımızı yüzde 50'lere çıkarttık. Pazarı ve büyüme hızı oldukça yüksek olan Çin'e de ihracatımız var. Orada tanınır olduk ve yatırım planlarımız var."
İsmail Altunsoy/Zaman