Finans


Akbank Murahhas Azası Suzan Sabancı Dinçer, yabancı bankaların Türkiye'de banka almaları veya ortak olmalarının gerek ekonomi gerekse sektör açısından 'çok pozitif' bir gelişme olduğunu belirtti.

Sabancı Dinçer, "Bu durum sektörü regüle eder, rekabeti müspet yönde etkiler. Ama bunun da bir dengesi olması lazım. Dengeyi belirli bir seviyede tutmakta yarar var. Şu andaki yüzde 30'lar sorun değil, biraz daha olabilir" dedi. Suzan Sabancı Dinçer, Akbank Genel Müdürü Zafer Kurtul, Genel Müdür Yardımcısı Hayri Çulhacı, Kurumsal İletişim Bölüm Başkanı Murat Göllü ile birlikte Milliyet'i ziyaret etti. Sabancı Dinçer, ziyarette, Genel Müdür Zafer Kurtul ile birlikte sorularımızı da yanıtladı ve mortgage, genel ekonomik durumla ilgili değerlendirmelerde bulundu. Sabancı Dinçer ve Kurtul'un yanıt ve değerlendirmeleri şöyle:

'2007'de politik problem beklemiyoruz'
2006'yı nasıl geçirdiniz, 2007 için bir değerlendirme yapar mısınız?

Sabancı Dinçer: 2006, Akbank için çok başarılı bir yıldı. 2007'de enflasyon tahminimiz yüzde 7.5, büyümeyi 5 civarında bekliyoruz. 2007'yi sağlıklı bir yıl olarak düşünüyoruz. Politik anlamda hiçbir problem beklemiyoruz. Merkez Bankası faizleri düşürmeyeceğim diyor ama böyle giderse seçimlerin hemen akabinde hızlı bir faiz düşüşü olabilir diye düşünüyoruz. Kurum olarak faizleri çok yüksek görüyoruz.

Kurtul: Kârımız özel bankalar, halka açık bankalar arasında rekor. Öz sermaye kârlılığı da 2006'da yüzde 24.5. Bu da çok başarılı. Mevduat yüzde 12 arttı. Tüm kredilerde pazar payımız yüzde 13.8. 2007 hedefimiz 15.5. Takipteki kredilerimiz yüzde 2. Sektör ortalamasının yarısından düşük.

'Direksiyonu bırakmayız'
Citibank yüzde 20'lerin üzerinde çıkma talebi ile gelirse, tavrınız ne olur?
Sabancı Dinçer: Nasıl bir teklifle gelecekleri onların konusu. Ben Sabancı adına söyleyebilirim ki bankacılık ve finans grubun ana iş koludur. Burada direksiyonu bırakmak gibi bir görüşü yoktur. Gayet açık ve nettir. Bunu ortağımızla da paylaşmış durumdayız. Onlar veya biz satmak istersek iki taraf da birbirine öncelik vermiştir. Ama stratejik açıdan Sabancı kontroldedir ve stratejisi de bu yöndedir.

Sabancıbank PLC ne oldu?
Sabancı Dinçer: Biz satıyorduk ama malesef alıcı tarafında problem oldu. Onların izin alımında ve içlerinde problemleri oldu. Şu anda Sabancıbank'ta tamamen küçülmeye gidiyoruz. Yurtdışı stratejimiz de şöyle yaptık: Hollanda'da merkezimiz olan bir bankamız var. Onun İngiltere'de şubesi olacak ve o şubeyle devam edeceğiz. İngiltere'de ayrı bir lisansımız olmayacak. Hollanda, Almanya, İngiltere ve Malta'da şubemiz var. Tabii biz iş yaparken mümkün olduğu kadar Türkiye'deki işimizi tamamlayıcı olan ülkelerde faaliyet göstermek istiyoruz.

Yabancı payının çok büyümesinde bir sorun görüyor musunuz?
Sabancı Dinçer: Yabancıların gelmesi çok pozitif, sektörü regüle eder, rekabeti müspet yönde etkiler. Ama bunun da bir dengesi olması lazım. Gelen paralar bizim büyük, onlar için küçüktür. Dolayısıyla onların bu pazara olan inancı, beklentileri bizimle aynı olmayabilir. Dengeyi belirli bir seviyede tutmakta yarar var. Şu andaki yüzde 30'lar çok tehlikeli değil, biraz daha olabilir.

"Halkbank'ı, Akbank'a değer katacağına inanırsak alırız"
En önemli şey Halk Bankası'nın halka arzı. Yüzde 25'inin halka arzı değerini düşürür mü, yoksa hiçbir şey yapmaz mı?

Kurtul: Devletin bankacılıktan çıkması düşünce olarak çok doğru. Özelleştirme sürecinde blok satış da halka arz da gelir açısından olumlu işleyebilir. Bence önemli olan ilk aşamada yüzde 20 - 25'i ama bunu devam ettirilmesi gerekiyor. Blok satışla da olabilir, ikinci halka arzla da olabilir.

Yönetim ağırlığı kamuda kalırsa almaz mısınız?
Sabancı Dinçer: Halka arz da olsa borsaya açık olduğu zaman yönetim daha sorumlu olacak. Alıcı yönünden de açık ve net olmak lazım. Biz tabii ki sektörde büyük bir oyuncu olduğumuz için bu özelleştirmeye ilgisiz kalamayız.
Ama içine girip bakmak gerekiyor. Çünkü Akbank büyük bir kurum, yatırımcıya karşı sorumluluğu var. Halk Bankası, Akbank'a bir değer yaratacak mı, yaratmayacak mı? Bunu da analiz etmeden ilgileniyoruz demek çok yanlış.
Bu kadar büyük bir bankanında alıcı sayısı hem içeride hem dışarıda çok limitli aslında. Yabancı bankalar çok minimal sermayelerle çalışıyorlar. Dolayısıyla belki Türkiye'ye olan iştahtan dolayı, yüzde 20 - 25'in borsaya açık olması mantıklı olabilir. İnsan kaynakları yerli alım için çok büyük bir sorumluluk.

Dışarıdaki farklı bakıyor
Alırsanız, birleştirir misiniz?

Sabancı Dinçer: Bilgi odasına girip bakmadığımız için ezbere konuşmak yanlış olur. Şube teşkilatı Akbank'ı ne kadar tamamlar? Akbank'ın 680 şubesi var. Şube teşkilatına ihtiyacı yok. Ama yabancı şube teşkilatını arıyor.
Kredilerinin kalitesi nedir? Yüksek faizli mevduatı toplamışsa, bize katkısı yok gibi. Bilgi odasına girmeden bir şey söylemek yanlış olur. İlle de alıcı olacağız diye bir şey yok. Ama biz tabii ki sektördeki konumumuzdan dolayı girip bakarız.

Halk Bankası satılsa bile KOBİ'lere desteği 5 yıl sürecek deniliyor. Bu sizi korkutuyor mu? Çünkü burada sübvansiyon var.
Sabancı Dinçer: Hep bunlara bakmak gerekiyor. Bu destekler nasıl gidecek? İçinde menkul kıymetler var, bunlar nasıl gidecek diye. Benim şahsi görüşüm halka arzla çıkmaları doğru olmuştur. Böyle büyük bir bankanın disipline edilirken bir evrimden geçmesinde yarar vardı.

'Mortgage'ta birkaç engel var, en önemlisi yüksek faiz'
Gündemde mortgage var. Halk, bankalardan çok şey bekleyecek. Sistem buna hazır mı?

Kurtul: Mortgage'ın gelişmesini engelleyen bir iki konu var. Faiz oranı yüksek. En kritik konu bu. İkinci konu ikincil piyasalar. Acaba krediler ikincil piyasalarda satılabilir mi? Bunun iyi gitmesi için istikrar lazım. Türkiye'de mevduatın vadesi 1 - 2 aydır. Ama yurtdışından 5 - 10 yıl vadeli fonlar bularak konut kredileri verebiliyoruz. Değişken faizli yapma imkânı gelecek. Tabii bunu müşteri kabul edecek mi? Bunların ortaya çıkması lazım.

Sabancı Dinçer: Mortgage sosyal sorumluluk tarafı olan bir kredi türü. Kişilere kredi veriyorsunuz, evini ipotek ediyorsunuz, kişi de rahat bir şekilde kredisini ödüyor. Banka ile ilişkisini iyi tutuyor mu, ona dikkat etmek lazım. Çünkü bazı gelişmekte olan piyasalarda çok büyük problemler oldu bu yüzden.
Kurtul: Bankacılıkta risk yönetimi önemli. Evin değerinin yüzde kaçına kredi verilecek? Ekspertiz sürecinin doğru yapılması lazım. Kişinin gelirinin yüzde kaçı krediye gitsin?

Yasa çıktı, ev hayaliyle bankalara bir yığılma olur mu?
Kurtul: Sanmıyorum. Bir iki ilavemiz var. Yeni ürünümüz değişken faizli mortgage'ı tanıtıyor olacağız. Müşteri isterse bizden değişken faizli borçlanabiliyor olacak. Erken geri ödemeyi de engellediği için faizlere önemli bir yansıması olabilir. Mesela tüketici için kötü bir şey yüzde 2 diye düşünülüyor.
Fakat bu yüzde 2 komisyon olmasa bu portföyün satılabilirliği zarar görüyor. Kaynak konusunda fonlar ilgileniyor. Doğru yapılandırılmış mortgage kâğıdı çıkarsa, buna yatırımcı talebi olur.

Milliyet