Başbakan Recep Tayyip Erdoğan, Türkiye'nin bir yıl, bir ay, hatta bir hafta sonra ne olacağı belli olmayan bir ekonomik ortamdan çıktığını belirterek, ''O kriz günlerini artık geride bıraktık. Cumhuriyet tarihimizin en büyük reformlarını yaptık'' dedi.
Erdoğan, İstanbul'daki kuyumcu sanatkarlarını aynı çatı altında toplayan Yenibosna'daki Kuyumcukent'in açılış töreninde yaptığı konuşmada, kuyumculuk alanında dünyanın en görkemli imalat ve ticaret merkezinin İstanbul'a kazandırıldığını söyledi.
Son dönemde pek çok kentte bu tür tesis açılışları gerçekleştirdiklerini ifade eden Erdoğan, ekonomideki büyümenin bütün sektörlere yansımasının sevindirici olduğunu dile getirdi. Türkiye'nin her alanda büyük atılımlar gerçekleştirdiğini ve bu kalkınma performansının vatandaşları da heyecanlandırdığını anlatan Erdoğan, Türkiye'nin bir değişim ve gelişim sürecinden geçtiğini ifade etti.
Tören alanında bulunan herkesin geçmişte yaşanan sıkıntıları anımsadığını kaydeden Erdoğan, istikrar tesis edilemediği için uzun vadeli planlar yapılamadığını hatırlattı. Mücevherat sektöründe çalışanların hangi şartlarda işlerini yaptıklarını yakından bildiğine, Kapalıçarşı'da hücre gibi yerlerde takıların meydana getirildiğine işaret eden Erdoğan, bu merkezin sektördeki girişimcilere güven kazandıracağını söyledi.
Erdoğan, ''İşte modernleşme budur. Çağdaş girişimcilik budur. Sizler bunu gerçekleştirdiniz, kutluyorum'' diye konuştu. Merkezin meydana gelme sürecinin uzun sürdüğünü ve kendisinin İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanlığı döneminde başladığını hatırlatan Erdoğan, ''Nasip bugüne imiş. Gönül daha çabuk açılmasını isterdi'' dedi. Erdoğan, Kuyumcukent projesinin tam olarak tamamlanması durumunda, buranın çok farklı bir yer olacağını, merkeze dünyadan gelen girişimcilerin burada yapılacak otelde kalacaklarını, merkezi göreceklerini ve ülkelerine döndüklerinde Türkiye'nin lobisini oluşturacaklarını söyledi.
''GSMH ŞİMDİ 390 MİLYAR DOLAR''
Erdoğan, konuşmasını şöyle sürdürdü:
''Bir yıl, bir ay, hatta bir hafta sonra ne olacağı belli olmayan bir ekonomik ortamdan artık çıkan bir Türkiye var. İş adamları, sanayici, esnaf, her sabah yeni bir kriz endişesiyle güne başlıyordu. Güven duygusu giderek ortadan kalkmıştı. Umutlar tükenmişti. Milletçe, büyük bir yılgınlık, büyük çaresizlik hissediyorduk. Böylesine olumsuz şartlar içinde üretimden, istihdamdan, kalkınmaktan söz etmek mümkün değildi. O kriz günlerini artık geride bıraktık. Cumhuriyet tarihimizin en büyük reformlarını yaptık. Enflasyon ve faiz oranlarına bakınız. Kamu net borç stoğunun GSMH'ya oranına bakınız. Bazıları şu anda bizim borç miktarıyla uğraşıyor. Buna bakılarak, bunun tespiti yapılamaz. Ne kadar kazanıyorum, ne kadar borçlanıyorum, buna bakarak bunun tespiti yapılır. Göreve geldiğimizde GSMH 180 milyar dolardı. Şimdi 390 milyar dolar. Bu ne demek, Cumhuriyet tarihi boyunca 180 milyar dolar. Ama 4 yılda biz bunun üzerine 210 milyar dolar koyduk.''
''MİLLETİ ALDATMAYA KİMSENİN HAKKI YOK''
4 yıl önce Türkiye'de kamu net borç stoğununun GSMH'ya oranının yüzde 80'lere vardığını, şimdi ise bunun yüzde 50'lere düştüğünü ifade eden Erdoğan, hesabın buna göre yapılması durumunda gerçeğin yakalanacağını söyledi. Erdoğan, şunları kaydetti:
''Milleti aldatmaya kimsenin hakkı yok. Yoksa Mayıs, Haziran aylarında dünyadaki kriz döneminde Türkiye alt üst olurdu, geçmişte olduğu gibi. Ama biz şimdi Irak savaşını yaşıyoruz, Türkiye'de ciddi bir etkilenme söz konusu değil. Bir petrol krizini yaşadık. 20-22 dolar olan varil fiyatı 70 dolara kadar tırmandı. Ciddi bir sıkıntı yok. Irak olayları başladığında ne diyorlardı, 'Battık, bittik. Nasıl ayağa kalkacağız. Eyvah gidiyoruz, dolar bu yıl sonunda 1,8'e çıkar' diyorlardı. Ama çıkmadı. Bundan dolayı bizi eleştirenler oldu. Zaman geldi ithalatçılar, zaman geldi ihracatçılar bizi eleştirdi. Zaman geldi çark ithalatçının, zaman geldi ihracatçının lehine çalıştı. Biz burada 'işin ortasını bulalım' dedik. 'Dert etmeyin' dedik. Dere yatağında akar. Bunu unutmayın. Ekonomi de yatağında akmalı. Bunu böyle bilelim. Şartları zorlarsak, bundan bir yer mağdur olur.''
Başbakan Recep Tayyip Erdoğan, her alanda geçmişle kıyaslanmayan düzeye gelindiğini ve kısa zamanda krizlerin yaptığı tahribatları telafi etmeyi başardıklarını belirterek, ''Ekonomide son 17 çeyrektir üst üste kesintisiz büyüyoruz. Ama bunu görmek istemeyen gözler var. Bilen var da görmüyor, duyan var ama söylemiyor. Çünkü işlerine gelmiyor'' dedi.
Erdoğan, ekonomide bir sabit kur garantisi, bir de dalgalı kur var olduğunu ifade etti. Erdoğan, şöyle konuştu:
''Biz bu işi dalgalı kurda götürüyoruz. Diyorlar ki 'hayır bunu sabit kur yapalım'. Kardeşim sabit kur yaparsak buradan bir yer mağdur olur. Ben kalkıp da bir şeyi garanti ederken bir yerde bunu finanse etmem lazım. O zaman bunu finanse etmek, garip gureba, fakir fukaranın hakkından bunu finanse etmek demektir. Biz bu işin içine girmeyiz. Bırakalım dere yatağında aksın. O yerini bulur. Ayamama Deresi'nin macerasını biliyorsunuz. Yatağı değiştirdi birileri zamanında, sonra dere intikamını aldı. Bir taştı, belediye başkanlığım dönemiydi. Oradaki bazı yerleri yıktı götürdü. Niye? 'Sen benim arazime giremezsin' diyor dere. Vakti saati geldiğinde onun hesabını sorar ve sordu hatırlayın. ATV, Sabah, o binaların dere tarafından nasıl tokatlandığını unutmayın. Bunlar oldu. Bu hep böyledir. Onun için doğa ile oynamayacaksınız. Öyle dere yatağıyla oynamayacaksınız.''
Konuşmasında ihracat rakamlarına da işaret eden Erdoğan, ''İhracatta 85 milyar doları aşacağız. İyi gidiyoruz. 4 yıl önce 36 milyar dolardı. Şimdi 85 milyar dolar. Bunu 4 yıl önce konuşsaydık, 'sen rüya mı görüyorsun?' derlerdi. Ama biz görüyorduk, inanıyorduk'' diye konuştu. Özel sektörün büyük gayret gösterdiğini ve ihracatta bu rakamların meydana geldiğini anlatan Erdoğan, ''Cumhuriyet tarihinde 36 milyara gelmiş, şimdi üstüne 49 milyar dolar koymuşuz. Hesap ortada, Halep oradaysa arşın Türkiye'de...'' dedi.
''GEÇMİŞLE KIYASLANMAYACAK DÜZEYE GELDİK''
Erdoğan, turizmde de 8,5 milyar dolarlık rakamı 20 milyar dolara çıkardıklarını belirterek, ''Her alanda geçmişle kıyaslanmayacak düzeye geldik. Kısa zamanda krizlerin yaptığı tahribatları telefi etmeyi başardık. Hamdolsun, kriz öncesi durumu çoktan aştık'' diye konuştu. Kendilerine büyük hedefler koyduklarını vurgulayan Erdoğan, herkesin hayal olarak baktığı, ulaşılamaz dediği hedefleri tek tek yakaladıklarını kaydetti. ''Milletimizin bütün özlemlerini bir bir hayata geçirmenin gayreti içindeyiz'' diyen Erdoğan, şöyle devam etti:
''Ekonomide son 17 çeyrektir üst üste kesintisiz büyüyoruz. Ama bunu görmek istemeyen gözler var. Bilen var da görmüyor, duyan var ama söylemiyor. Çünkü işlerine gelmiyor. Milletin kaynaklarını yine milletimiz için kullanarak ülkenin gücüne güç katıyoruz. Türkiye, dünya ortalamasının da üstünde bir hızla büyümeye, kalkınmaya devam ediyor. Sektörlerimizin tamamı bu büyüme ve istikrar ortamından pay aldı. Bu sektörlerin başında da kuyumculuk geliyor. Özel sektör ağırlıklı büyüme stratejimizin önemli sonuçlarından birini bu sektörde alıyoruz. Türkiye'de, özellikle aldığımız tarihi bilgilere göre, 5 bin yıldır altın takı üretiliyor. Ülkemiz bu konuda çok büyük bir potansiyele sahip. Yer altı ve yer üstü zenginliklerimiz var. Bu zenginlik modern üretim teknolojileriyle bir araya gelince dünyanın en özgün, en nadide ürünleri ülkemizde ortaya çıkıyor.'' Türkiye'nin mücevher ihracatçısı ülkeler arasında 2. sırada geldiğini vurgulayan Erdoğan, birçok kişinin bunun farkında olmadığını, ancak gittikleri her yerde bunu anlattıklarını söyledi.
Başbakan Erdoğan, turistlere yapılan takı satışında da Türkiye'nin dünyanın bir numaralı ülkesi konumunda olduğunu belirterek, Antalya ve İstanbul'da yapılan perakende satışların bu alanın lokomotifi olduğunu kaydetti.
''İSTANBUL ARTIK DÜNYANIN ALTIN KENTİDİR''
Erdoğan, açılışını yaptıkları merkezin önemini vurgulayarak, ''Bu sayede taşı toprağı altın denilen İstanbul'da entegre altın, mücevherat sanayi ve ticareti daha ileri düzeye gelecek. Dünyanın en büyük entegre tesisini hizmete açmaktan büyük bir mutluluk duyuyorum. Bu tesisin açılmasıyla bir şey kesin olarak tescillenmiş olacak. İstanbul artık dünyanın altın kentidir'' dedi.
Tesisin hizmete girmesiyle İstanbul'un isminin altınla daha çok özdeşleşeceğini kaydeden Erdoğan, bu sayede ülkeye gelen turistlerin de daha güvenli bir ortamda alışveriş yapma imkanı bulacaklarını dile getirdi. Kuyumcukent'in diğer önemli katkısının da istihdama olacağını vurgulayan Erdoğan, burada 30 bini aşkın kişinin istihdam edileceğini ve buna benzer sosyal alana katkı yapan tesislere büyük önem verdiklerini ifade etti.