Gündem


Kadının ekonomiye ve sosyal hayata katkısı olmadan yeterli gelişmenin sağlanamayacağını belirten Sabancı, Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın eşi Emine Erdoğan'ın kadının güçlendirilmesine yönelik projelerinin çok kıymetli olduğunu söyledi.

Sabancı, "Sayın Emine Erdoğan'ın, 'Güçlü kadın, güçlü aile ve güçlü toplum' temeli üzerinden yola çıkması bizleri de her zaman yüreklendiriyor" dedi.

İşte Tuba Kaçık ve Demet Sabancı Çetindoğan’ın röportajının tamamı:

İş dünyasında kadın olmak ne gibi zorluklar barındırıyor?

Ülkemizde iş yaşamı ile ilgili ekosistem büyürken, doğal olarak kadınların iş yaşamındaki ağırlığı da artıyor. Aslında bu sadece bizim ülkemizde yaşanan bir sorun değil. Birebir yaşadığım ekonomik olarak en gelişmiş ülkelerde bile, eşit haklar, eşit işe eşit ücret uygulaması, cam tavanlar gibi sıkıntılar var. Erkeklerin egemen olduğu bir iş dünyası söz konusu. Kadının ekonomiye ve sosyal hayata katkısı olmadan yeterli gelişmenin sağlanamayacağı noktasında bir bilinç oluştu. Önemli olan biz kadın olarak bu ekonomik ve sosyal gelişimi destekleyebilecek güce sahip miyiz? Bu cesareti ve kararlılığı gösterebiliyor muyuz? Yoksa bu sorunlar dün vardı, yarın da var olacak. İnsanın var oluşuna kadar uzanan farklar var. Önemli olan tam ve koşulsuz bir eşitlik değil. Mümkün olan, sürdürülebilen, adil ve kazandıran bir eşitlik uygulaması.

Kadın girişimcileri destekleyen projelerinizden bahseder misiniz?

Kadınların güçlendirilmesi konusunda tutkum rahmetli babaannem ve annemden bana miras sanırım. Kadın girişimcilere destek olmak ve onları daha fazla görünür kılmak, iş dünyasında daha fazla fırsat yaratmak bizim için çok önemli. Shopsa bir büyük boşluğu doldurmak, bir büyük trendi fırsata çevirmek için kuruldu. Üreten ve çalışan kadını merkezine alan Shopsa kadının ekonomiye katılması, aile içindeki rolünün geliştirilmesi gibi sosyal çıktılar için kuruldu. Ama bütün hedefimiz sosyal çıktılar üretmek değil. Kadınların ekonomiye kazandırılması, hak, eğitim ve toplumsal hayatta fırsat eşitliğinin sağlanması ile ilgili farkındalığın geliştirilmesini çok önemsiyorum. Çalışan, çalışmaya çalışan, üreten ve kazanan kadınların yanında durmak ise benim için hep en büyük sosyal misyon oldu.

Milli değerlerimizi dünyaya tanıtmak için de çeşitli projelere imza atıyorsunuz...

Yaşadığımız coğrafya tabiri caizse medeniyetin başkenti. Tarım, inanç, sanat bu coğrafyadan dünyaya yayılıyor. Tarihin sıfır noktasında yaşıyoruz. Biz bütün bu birikimin bir karışımıyız. Bu topraklardan gelen geçen bütün kültürlerin birikiminin doğal sahibi ve mirasçısıyız. Biz T-ONE (Türkiye Ortak Nesiller Entegrasyonu) ile konunun kültürel kanadında üzerimize düşeni tamamen uluslararası planda sürdürüyoruz. Devletimizle ve resmi kurumlarımızla uyum içindeyiz. Uluslararası partnerlerimiz var ve artık alanımızda markalaştık. Ülkemizin kendine özgü değerlerinin, tarihinin, arkeolojik varlığının, sanat ve mimarisinin, rol modellerinin, mutfağının, geleneklerinin, inançlarının, spor yaşamının çeşitli etkinliklerle dünyaya yansıtılması için çaba göstermeliyiz. Bunun için de hepimize görev düşmektedir. Biz bu görev anlayışı ile 2014 yılında kurduğumuz T-ONE Derneği ile adımlarımızı atıyoruz. Çalışmalarımızda ülkemizin, kültür-sanat ve gastronomimize kadar tüm değerlerimizin tanıtımını yapmaya gayret ediyoruz. Ayrıca, Türkiye'nin, Türk misafirperverliğini, Türk aile yapısını anlatmaya çalışıyorum, marka olmasını çok arzu ediyorum.

HUZURU BABAANNEM ÖĞRETTİ

Cumhurbaşkanımızın eşi Emine Erdoğan kadına şiddetle mücadele başta olmak üzere kadın istihdamı gibi birçok projeye destek veriyor...

Sayın Emine Erdoğan'ın, kadının ekonomik, sağlık, kültürel ve sosyal hayattaki yeri ve konumunun güçlendirilmesi için öncülük ve çok emek harcadığına her zaman şahit olmuşumdur. Sayın Erdoğan'ın, 'Güçlü kadın, güçlü aile ve güçlü toplum' temeli üzerinden yola çıkması bizleri de her zaman yüreklendirmiştir. Kadınların işgücüne katılımını destekleyen 'Yüzyılın Kadın İstihdamı: İş-Pozitif' projesi, kadın girişimcileri desteklemek ve ödüllendirilmek için 'Üreten Kadınlar Yarışması', kız çocuklarının eğitime kazandırılması için 'Haydi Kızlar Okula' kampanyası ve kadınların eğitim seviyesini yükseltmeyi amaçlayan 'Ana-Kız Okuldayız'' kampanyası, erken çocukluk eğitiminin önemine dikkat çeken '7 Çok Geç' kampanyaları ilk aklıma gelenler. Bütün bu projeler, Türkiye'de kadınların işgücüne katılımını artırarak toplumsal ve ekonomik kalkınmaya katkı sağlamak için yapılan çalışmalar. Bunlar kadının yanında olduğunu hissettirilmesi açısından gurur verici. Başta Emine Hanımefendi olmak üzere emeği geçen herkese teşekkür etmek lazım.

Üç çocuk annesi olarak, çocuklarınızı yetiştirirken nelere dikkat ettiniz?

Herkesin annesi kutsaldır tabii ki. Ama benim annem çok başka bir anne, çok başka bir eşti, çok başka bir insandır benim annem. Rahmetli babam Hacı Sabancı... Türkiye'nin geleneksel, en köklü en önemli en değerli iş adamlarından biriydi. Rahmetli babam ilkokul yıllarımda bana hem toplumda hem de arkadaş çevremde davranışlarıma dikkat etmem gerektiğini, zayıf ya da mağdur kişilere yardımcı olmaya çalışmam gerektiğini söylemişti. Bunu sadece maddi varlığımızdan dolayı söylemediğini anladım. Babam çok büyük bir insandı. Maneviyatı çok kuvvetliydi. Hangi şartlar olursa olsun mütevazi olmak ve hayatta önceliğimi belirlemek diyebilirim. Kendimce başardığım her işte rahmetli babamın payı büyüktür. İnşallah üç çocuğumun hayata dair tüm başarılarında da dedelerinin payı büyük olacaktır. Hayır işleri ile gönül huzurunu; rahmetli babaannemden öğrendik bizler. 11 yaşında kuzenim Emine ile yaptığımız resim sergisinin kurdelesini bizleri yüreklendirmek için rahmetli babaannem kesmişti. Sergiden elde ettiğimiz geliri ise Adana'daki Hürriyet İlköğretim Okuluna bağışlamıştık. Bense sadece çocuklarıma değil; tüm çocuklar için; önce insan olmayı öğütlüyoruz.

AİLENİN KORUNMASI İÇİN YAPILAN HER İŞ MİLLİ MENFAATİMİZİ GELİŞTİRİR

Cumhurbaşkanımız 2025'i aile yılı olarak ilan etti. Siz bu konuda neler söylemek istersiniz?

Çok mutlu olduğumu ifade etmeliyim. Çok isabetli verilmiş bir karar. Bizim toplumumuzu bilenler asıl zenginliğimizin aile olduğunu bilir. Sayın Cumhurbaşkanımız da bunu çok iyi biliyor. Bu fırsatı iyi değerlendirmemiz lazım. Ailenin geliştirilmesi, korunması ve kalkındırılması için yapılan her iş milli menfaatimizi geliştirir. Şahsım ve temsil ettiğim bütün kurumlar adına yıllarca üzerimize düşen bütün sorumlulukları yerine getirmek için her zaman çalışmaktayım. Hatta özel hayatımda ve sosyal hayatımda hep aile gerçeğini en önde tuttum.

SABANCI SOYADIMIN SORUMLULUĞU BÜYÜK

Sabancı soyadını taşımanın size yüklediği sorumluluklar oldu mu?

İnsanlar her zaman sahip olduğumuz soyadının bize kolaylık sağladığını düşünüyor. Bunu engellemek mümkün değil. Ama samimiyetle şunu söylemeliyim ki Sabancı soyadı birtakım noktalarda avantaj olsa da çoğu zaman sizi büyük bir sorumluluk baskısı altına alıyor. Biz elimizdeki imkanları kendimizden çok ulusumuz için kullanmak yönünde eğitildik. Biz de kendi çocuklarımızı bu sorumluluk duygusuyla yetiştirmeye çalışıyoruz. Biz ülkemiz için çalışıyoruz. Bizi bu bilinç ve sorumlulukla yetiştiren büyüklerimize şükran borçluyuz.

patronlardunyasi.com