Tasarruf Mevduatı Sigorta Fonu (TMSF) Başkanı Ahmet Ertürk, faizler hariç 5,5 milyar dolar değerindeki 10 protokolün satışının, sadece bir finansal hareket olmadığını, direkt bir sermaye yatırımına dönüşeceğini bildirdi.
Ertürk, borçluların da rızasını içeren bir model üzerinde düşündüklerini ifade ederek, ''Protokollerle ilgilenenler daha çok ABD kaynaklı. Avrupa büyük fon bankaları ve fonları da olabilir, Körfez, Uzak Doğu da olabilir'' dedi. Ahmet Ertürk, protokolleri erken tahsil etmeyi istedikleri için bir çalışma planı yaptıklarını, bu planla öncelik ve stratejileri belirleyeceklerini, ilk defa banka hakim ortaklarıyla ilgili böyle bir çalışma gerçekleştirecekleri için hukuksal alt yapıyı iyi kurmaları gerektiğini söyledi.
Daha önce bazı borçluların bir yatırımcıyla anlaşıp kendilerine geldiğini belirten Ertürk, ''Borçluların yine bu tür girişimler içinde olduğunu biliyoruz, duyuyoruz. Borçlular, yurt dışı kaynaklarla temas halindeler, bizden bağımsız olarak çalışmalarını yapıyorlar. Böyle bir şeyi onlar da istiyor. Onlardan da bize öneri gelebilir'' diye konuştu.
Bu satışın şimdiye kadar yaptıkları bütün protokolleri kapsayacağını ifade eden Ertürk, şu anda satılabilir durumda gördükleri 10 protokol bulunduğunu, bu protokollerin tutarının faizler hariç 5,5 milyar dolar değerinde olduğunu, satışa yerli talebin olacağına ihtimal vermediğini söyledi. Ertürk, çalışma planının yurt dışı yatırımcılardan büyük ilgi gördüğünü ifade ederek, ''Protokollerle ilgilenenler daha çok ABD kaynaklı. Avrupa büyük fon bankaları ve fonları da olabilir, Körfez, Uzak Doğu da olabilir. Şu anda görüştüklerimiz var. Daha çok niyetimizi öğrenmek ve projeyle ilgili bilgi istiyorlar. Henüz somutlaşan bir şey yok'' dedi.
''ÇOK UMUT BAĞLADIĞIMIZ, HEYECAN DUYDUĞUMUZ BİR PROJE''
Ahmet Ertürk, protokol satışlarının sadece bir finansal kaynak sorunu olmadığını vurgulayarak, şunları kaydetti: ''Bu aynı zamanda borçlu şirketlerimizin reel sektördeki firmalarına ortak olmayı, ondan hisse almayı, onları rehabilite etmeyi, onlara işletme sermayesi sağlamayı amaçlıyor. Bu aynı zamanda sadece bir finansal hareket değil, bir yatırım, direkt bir sermaye yatırımına dönüşecektir. O açıdan da ekonominin tümünü ilgilendiriyor. Çok umut bağladığımız, çok heyecan duyduğumuz bir proje. Bu projenin bize avantajı alacaklarımızı erken tahsil etmek, 12 yıla uzanan süreci kısaltmak, bir yıla indirmek. Hedefimiz, 10 yıl içinde alacağımız bir paranın net bugünkü değerine en yakın rakama ulaşabilmek. Ekonomiye yabancı sermaye girişi için de kapı açmış olacağız.''
Yıl sonundan önce bu konuda bir yol haritasının ortaya çıkacağını, uygulama sonuçlarının önümüzdeki yılın ortalarını bulacağını ifade eden Ertürk, 2007 yılı sonuna kadar bu işi sonuçlandırmayı, Fonun tahsilat fonksiyonunu büyük ölçüde bitirmeyi hedeflediklerini, asıl işlerine daha fazla konsantre olmayı istediklerini söyledi. Alacak satışından farklı olarak borçluların da bu projenin bir tarafında olmasında yarar olabileceğini ve onların rızasını içeren bir model üzerinde düşündüklerini belirten Ertürk, bugüne kadar imzalanan protokollerde zaman zaman bazı gecikmeler olduğunu, ancak şu ana kadar protokolleri fesih noktasına getiren bir aksama meydana gelmediğini anlattı.
''ÇUKUROVA GRUBUNUN BAŞKA BORÇLARI VAR''
TMSF Başkanı Ertürk, Çukurova Grubunun imzalanan ek protokol çerçevesinde ödeme planına bağlanan borçlarının bittiğini, ancak bu ödeme planına bağlanmayan ödenmesi gereken başka borçları bulunduğunu dile getirerek, şöyle devam etti: ''3-4 kalemden oluşan alacaklarımız söz konusu. Bunların bir kısmı mahkemede, davalar henüz devam ediyor. Bir kısmı bizim lehimize kesinleşti. Kesinleşenlerin tahsilatıyla ilgili grupla görüşüyoruz. Devam eden dava sonuçlanmasını bekliyoruz. Yaklaşık 20 milyon dolar civarında kesinleşmiş bir alacak rakamı var. İhtilaflı olan ve kesinleşmiş olan alacaklar dolayısıyla bir faiz borcu da doğabilir. O da henüz belli değil. İnterbank'tan kaynaklanan bir takım alacaklar var, İnterbank dolayısıyla devam eden mali sorumluluk davası var. Çukurova Grubu ile Erol Aksoy Grubu arasında bazı şirket alışverişleri dolayısıyla doğmuş olan ve bizim de taraf olduğumuz ihtilaflar var. Dinç Bilgin Grubuyla yürüyen ve yine bizim de taraf olduğumuz ihtilaflar var. Bir anlaşma umudu bulacağız. 2 milyar 70 milyon doları tahsil ettikten sonra daha küçük rakamlarda sorun olması için bir sebep yok.''
DİĞER GRUPLAR
Ahmet Ertürk, Yurtbank için bir protokol imzaladıklarını, ancak protokolün ödeme şartları yerine gelmediği için Yurtbank'ta yeni bir işlem tesis etmeleri gerekebileceğini ifade ederek, ''Protokolden geriye dönme gibi bir şey de olabilir. Protokolün yürürlüğe girmemesi durumunda o şirketlerin ve projelerin yönetimi yine bizim tarafımızdan yürütülmeye devam edecek. O konuda bugünlerde bir karar vereceğiz'' diye konuştu. Buradaki projelerin önemli getiriler doğurabilecek, önemli kaynaklar yaratabilecek gayrimenkul projeleri olduğunu belirten Ertürk, Kentbank'la ilgili olarak da ''Bir sonuca vardık gibi görünüyor. Yakın zamanda bir gelişme olabilir. Bir pürüz, sorun yok gibi görünüyor. Henüz protokol imzalamış değiliz ama karşılıklı bir genel mutabakat oluşmuş durumda'' dedi.
Kentbank sorununu çözmenin kendileri için önemli olduğunu vurgulayan Ertürk, hem Süzer Grubunun bankaya olan borçlarının ödenmesi anlamında bir sonuca ulaşılmış olacağını hem de Fon olarak ihtilaf ve belirsizliğin dışına çıkmalarının mümkün hale geleceğini, böylece bankanın Fona devrinin iptaliyle meydana gelen hukuki boşluktan etkilenmemiş olacaklarını ifade etti. Ertürk, yürütmeyi durdurma kararının ardından yapılan itirazın reddedildiğini, Şevket Demirel'in mal varlığıyla ilgili herhangi bir satış girişiminde bulunmadıklarını belirterek, ''Onu durdurduk. Ancak diğer borçlularla ilgili, ki bunların içinde ailenin diğer fertleri de var, satış girişimlerimiz devam ediyor. Demirel ailesinden kimseyle görüşmüyoruz'' dedi.
EGS Bank'ta çok ortaklı bir yapının bulunduğunu, hakim bir ortak olmadığını hatırlatan Ertürk, bu çok ortaklı yapıyı bir araya getirip bir muhatap oluşturmaya çalıştıklarını, bankanın şirketlerinin bir kısmının değer ifade edebilecek varlıkları bulunduğunu, bunları değerlendirmek istediklerini söyledi. Ahmet Ertürk, ''Bu gruplara Erol Aksoy benzeri bir modelin uygulanması söz konusu mu?'' sorusu üzerine de ''Yurtbank'ta öyle düşünüyorduk ama bu gerçekleşmedi gibi görünüyor. EGS Bank'ta eğer çok ortaklı yapı, karşımıza bir muhatap çıkarırsa onlarla da protokol imza şartlarını müzakere edebiliriz ve grubun varlıklarını birlikte değerlendirme çalışmaları yapabiliriz'' diye konuştu.