Çevre Koruma ve Ambalaj Atıkları Değerlendirme Vakfı (ÇEVKO), atıkların geri dönüşümü yoluyla son üç yılda ekonomiye 175 milyon YTL kazandırdı.
ÇEVKO'dan alınan bilgilere göre, Türkiye'de günde yaklaşık 65 bin ton çöp üretiliyor. Evsel katı atıkların yüzde 68'ini organik atıklar, kalan kısmını ise kağıt karton, tekstil, plastik, deri, metal, ağaç, cam ve kül gibi maddeler oluşturuyor. Türkiye'de çöplerin yüzde 15- 20'si ise geri kazanılabilir nitelikli atıklar. Bu atıkların geri kazanımı, Türkiye ekonomisine ve çevrenin korunmasına önemli katkı sağlıyor.
Her yıl üretilen katı atıkların toplamı ise 30 milyon tonu buluyor. Bu atıkların yüzde 15'ini geri kazanabilir atıklar oluşturuyor. Her yıl geri kazanmak yerine ekonomi için önemli katkı sağlayan atıklar çöpe atılıyor. Bir ton kağıt kartonun geri dönüştürülmesi 17 ağacın kesilmesini önlerken, plastiği geri dönüştürerek de petrol tüketimi önlenebiliyor. Bir alüminyum kutunun geri dönüşümü, içecek kutusunun birincil hammaddesinden üretime göre yüzde 90, kağıdın geri dönüşümüyle de üretimde yüzde 50 oranında enerji tasarrufu sağlanabiliyor.
GERİ KAZANILAN ÜRÜNLER
Plastik, metal, cam, kağıt/karton ve kompozit ambalaj atıkları geri kazanılabiliyor. Su, meşrubat, deterjan, şampuan, sıvı yağ plastik ambalajları, yoğurt ve margarin kapları, plastik bidonlar, plastik ambalajlara örnek olarak gösteriliyor. Plastik ambalaj atıklarından, üretildiği hammaddenin özelliklerine göre sentetik elyaf, dolgu malzemesi, gıda sanayinde kullanılmamak koşuluyla plastik şişe, çöp torbası, atık su borusu marley ve çeşitli dolgu malzemeleri gibi ürünler elde edilebiliyor.
Metal ambalajlar çelik veya alüminyumdan üretiliyor. Yemeklik yağ tenekeleri, konserve kutuları ve meşrubat kutuları metal ambalajlar arasında sayılıyor. Metal ambalaj atıkları yüksek sıcaklıklarda eritilerek yeni metal ürün üretilmesinde kullanılabiliyor.
Cam şişe ve kavanozlar günlük hayatta kullanılan cam ambalaj atıkları, renklerine göre ayrılıp, kırılıp, yıkandıktan sonra fırına hazır cam kırığı haline getiriliyor ve yüksek sıcaklıktaki fırınlarda eritilerek ambalaj üretimine tekrar dahil oluyor.
Karton koliler, kağıt paketler kağıt ve karton ambalajlar için örnekler arasında sıralanıyor. Çok yaygın kullanımı olan bu tür ambalajların atıkları da kolaylıkla geri dönüştürülerek kağıt ve kartondan yeni ürünler elde edilmesinde kullanılıyor.
Kompozit ambalajlar, birden fazla farklı malzemenin bir arada kullanılmasıyla oluşan ambalajlar. Kağıt/metal/plastiğin bir arada kullanılmasından kompozit ambalaj elde ediliyor. Süt ve meyve suyu gibi içecekler, sıvı gıdalar için kullanılan içecek kartonları yüzde 80'i kağıt ile az oranda plastik ve alüminyumdan oluşuyor. Bu tür ambalajlar da geri dönüştürülerek pelur kağıt üretilebiliyor.
ÜÇ YILDA 175 MİLYON YTL EKONOMİYE KAZANDIRILDI
ÇEVKO'nun geçen yıl geri kazandırdığı ambalaj atığı miktarı 375 bin ton oldu. Vakıf, 2005-2007 döneminde 228 bin ton cam, 88 bin ton metal, 220 bin ton plastik, 275 bin ton kağıt karton ve 240 bin ton kompozit ambalaj atığı geri kazandırıldı. Üç yılda 835 bin tonluk geri kazanım elde edilirken, bunun ekonomiye katkısı ise 175 milyon YTL oldu.
AVRUPA'YI YAKALAMAK İÇİN 25-30 MİLYAR DOLAR YATIRIM GEREKLİ
ÇEVKO Genel Sekteri Mete İmer, geri kazanım alanındaki çalışmaların ve gelişmelerin Türkiye'de, Avrupa ülkeleri ile karşılaştırıldığında oldukça geç bir tarihte başladığını belirterek, Türkiye'nin AB standartlarını karşılayabilmesi için yoğun bir gayret göstermesi gerektiğini söyledi.
İmer, 3 bin 215 belediyeden sadece 11'inde düzenli depolama yapıldığına dikkat çekerek, Türkiye'de halen bir kompost tesis bulunmadığını kaydetti. Türkiye'nin atık yönetimi konusunda Avrupa standartlarına tam uyum sağlayabilmesi için yapılması gereken toplam yatırımın ise 25-30 milyar dolar arasında olduğu tahmin edildiğine işaret eden İmer, geri kazanım alanında her ne kadar bugüne kadar gereken gelişim sağlanamasa da, Türkiye'de özellikle son dönemde bu alanda önemli çalışmalar gerçekleştirildiğini ifade etti.
İmer, Çevre ve Orman Bakanlığı tarafından 2005 yılında yayımlanan ve 2007 yılında yenilenen Ambalaj Atıklarının Kontrolü Yönetmeliği, Türkiye'de geri kazanımda AB'ne uyum sürecinde atılmış en önemli adımlardan birini oluşturduğunu dile getirdi.
Yönetmeliğin, AB'deki uygulamalarında esasını teşkilde eden 94/62/EC Ambalaj ve Ambalaj Atıkları Direktifi esas alınarak hazırlandığını belirten İmer, ÇEVKO'nun yetkilendirilmiş kuruluş olarak, yönetmeliğin eksiksiz uygulanması konusunda etkili rol üstlendiklerini kaydetti. İmer, “AB'ye uyum açısından en güç ve maliyetli konulardan birini çevre standartları oluşturuyor. Bu süreçte altyapı yetersizliklerinin giderilmesi, mevzuatta değişiklik yapılması ve yapılan değişikliklerin uygulanmasının sağlanması gerekiyor. Ayrıca çevrenin korunması için geliştirilen uygulamaların iş süreçlerine dahil edilmesi ve kamuoyunun çevre bilincinin güçlenmesi de önem taşıyor” dedi.
ÇEVKO 600'E YAKIN FİRMANIN YÜKÜMLÜLÜĞÜNÜ ÜSTLENDİ
Mete İmer, sadece 2007 yılında 502 ekonomik işletmenin geri kazanım yükümlülüğünü ÇEVKO Vakfı İktisadi İşletmesi'ne devrettiğini belirterek, bu işletmelerin piyasaya sürdükleri ambalaj malzemesinin miktarı 877 bin tonu bulduğunu kaydetti.
GERİ KAZANIM MİKTARINDA YÜZDE 77'E ULAŞILDI
Geçtiğimiz yıl, Ambalaj Atıklarının Kontrolü Yönetmeliği'nde belirlenmiş bulunan geri kazanım hedefleri doğrultusunda 307 bin ton ambalaj atığının geri kazanım yükümlülüğünü üstlendiklerini kaydeden İmer, bunun için Çevre ve Orman Bakanlığı'ndan lisans almış 57 geri kazanım/geri dönüşüm firması ile işbirliği yaptıklarını anlattı. İmer, bu işbirliği sonucunda, 2007 yıl sonu itibari ile plastik, metal, kağıt/karton, cam, kompozit malzemelerden oluşan 375 bin ton ambalaj atığının geri kazanıldığının belgelendiğini ifade etti.
Bu yılın ilk çeyreğinde geri kazanım yükümlülüklerini üstlendikleri ekonomik işletme sayısı 573'e yükselttiklerine dikkat çeken İmer, “Bu işletmeler adına 280.707 ton ambalaj atığının geri kazanım yükümlülüğünü üstlendik. 2008 yılı sonuna kadar hedeflediğimiz geri kazanım miktarının şimdiden yüzde 77'sine ulaştık. Yükümlülüklerini üstlendiğimiz firma sayısı hedeflerimizi ise yüzde 82 oranında gerçekleştirdik” dedi.
EVSEL ATIKLARDA 3.5 MİLYON NÜFUSA ULAŞILDI
İmer, evsel atıkların kaynağında ayrı toplanması, geri kazanım zincirinin en önemli halkalarından birini oluşturduğunu vurgulayarak, bu konuda Türkiye'de bilincin güçlenmesi gerektiğini ifade etti. ÇEVKO Vakfı olarak, geri kazanım çalışmalarımızın yanı sıra bu alanda da çalışmalar sürdürdüklerini anlatan İmer, sadece 2007 yılında yerel yönetimlerle gerçekleştirdikleri geri kazanım uygulamaları çerçevesinde 836 bin konut, işyeri ve 3 milyonu aşkın nüfusa ulaştıklarını ve çeşitli bölgelere dış mekan ve iç mekan geri kazanım kumbaraları yerleştirdiklerini, tüketicilere geri kazanım torbaları, bilgilendirici broşür ve afişler dağıttıklarını, 11 bini aşkın okul eğitim kitabının dağıtımı gerçekleştirdiklerini söyledi.
Mete İmer, 2008 yılı birinci çeyrek sonu itibariyle yerel yönetimlerle birlikte yaptıkları geri kazanım uygulamaları ile 930 bin 105 konut ve 3 milyon 469 bin nüfusa ulaştıklarını bildirdi.
ZORUNLU DEPOZİTO KALDIRILMALI
Yönetmeiğin yeni haliyle, bir önceki yönetmeliğin uygulanmasında yaşanan sorunlar dikkate alınarak tanımların netleştirilmesi gerektiğini vurgulayan İmer, “Ambalajlar üzerinde yapılan işaretlemenin gönüllü hale getirilmesi, bir yaptırım olarak düşünülen fakat uygulanması mümkün olmayan zorunlu depozitonun kaldırılmasının yanı sıra, geri kazanım ile ilgili son hedeflere 2020 yılında ulaşılması bakımından daha gerçekçi yaklaşımları içeriyor” dedi.
ÇEVRE BAKANLIĞI DENETİM KAPASİTESİNİ ARTIRMALI
İmer, geri kazanım ve atık yönetimi konusunda belediyelere önemli görev ve sorumluluklar düştüğünü, belediyelerin geri kazanım alanında gerekli organizasyon ve alt yapıyı kurmalarının önemli olduğunu vurguladı.
Çevre ile ilgili yasa ve yönetmeliklere uyulup uyulmadığını denetleme yetkisi Çevre ve Orman Bakanlığı'nda bulunduğunu anımsatan İmer, Çevre Yasası'na göre bakanlık bu yetkisini il özel idarelerine, belediyelere veya diğer kurum ve kuruluşlara devredebildiğini, son çıkarılan yasa ve yönetmeliklerde caydırıcı yaptırımlar yer aldığını, ne yazık ki, denetim yapması gerekli kurum veya kuruluşların kapasitesinin yeterli olmadığı olmadığını söyledi. İmer, bu konuda özellikle Çevre ve Orman Bakanlığı'nın denetim kapasitesinin artırılması gerektiğini ifade etti.