Unakıtan, Bahçeşehir Üniversitesi İktisadi ve İdari Bilimler Fakültesi tarafından düzenlenen "Global Finansal Kriz ve Türkiye'ye Etkileri" konulu konferansta yaptığı konuşmada, ABD'de konut sektöründe başlayan, sonra çok boyutlu bir hale dönüşen krizin etkilerinin tüm dünyayı sardığını hatırlattı.
Dünyanın her bakımdan bir değişim yaşadığını dile getiren Unakıtan, dünyadaki ekonomik sistemin bundan sonra eskisi gibi olmayacağını, dünyanın artık bir rüyadan uyanır halde bulunduğunu, önde gelen ülkelerin arka arkaya resesyona girdiğini anlattı.
Unakıtan, "Bu işin nerede biteceğini bugünden kestirmek zor. Dünyanın önde gelen ülkeleri ardı ardına, tutarları trilyon dolarları bulan önlem paketleri açıklıyor. Bugüne kadar 38 ülke önlem paketi açıkladı. Trilyonlarca dolar para verilmesine rağmen dünyada henüz istikrar sağlanmış, krizi durduracak bir önlem alınmış değil. Demek ki bu iş para vermekle olmuyor. Asıl olan dünyada yeni bir sistemle güven ortamını yakalamak" diye konuştu.
Bugüne kadar 38 ülke önlem paketi açıkladı. Trilyonlarca dolar para verilmesine rağmen dünyada henüz istikrar sağlanmış, krizi durduracak bir önlem alınmış değil. Demek ki bu iş para vermekle olmuyor. Asıl olan dünyada yeni bir sistemle güven ortamını yakalamak
Türkiye'nin de dünya milletler topluluğunun bir üyesi olduğuna işaret eden Unakıtan, konuşmasını şöyle sürdürdü:
"Bu kriz dünya krizi olduğu için bizim de söz söyleme hakkımız var. Onlar dünya krizi hakkında konuşsunlar, biz yerel kriz hakkında konuşalım, yok böyle bir şey. Biz de konuşacağız. Dinlerler, dinlemezler, uygulanır, uygulanmaz, o herkesin kendisinin bileceği iş. Dünya krizi ile ilgili bizim Türk ekonomistlerinin de, düşünürlerinin de söyleyeceği sözü var. O da nedir? Dünyanın bu krizinde krizi yönetmeleri biraz zayıf kalıyor. Çok uzun bir zaman sonra böyle bir krizle karşı karşıya kalınca, daha önce hazırlıklı olmayınca da birden bire bazı kararlar aceleyle alınabiliyor veya yetersiz kalıyor. Bunu söylemekten de çekinmememiz lazım. Eğer bu işleri çok bilselerdi şimdiye kadar bunların önüne geçerlerdi."
Kemal Unakıtan, dünyanın bu işe yatırdığı paranın 6 trilyon doları geçtiğini ifade ederek, "Demek ki bu para vermekle olmuyor sistemin değişmesi lazım. Bu sistemle olmaz. ABD'nin yeni seçilen başkanı 'change' diye çıktı, değişim, değişim... Bunun başka yolu yok. Dünyayı yönetenler bir araya gelecek, bu sistem üzerinde kafa yoracaklar" diye konuştu.
Türkiye'deki ekonomistlerin de bu konuda katkıda bulunması gerektiğine işaret eden ve ekonomistlerden, kendilerine güvenmelerini isteyen Unakıtan, "Zaman zaman ekonomi hakkında dedikleri niye tutmuyor diye onların açıklamasıyla çok vakit geçiriyorlar hocalarımız. Ama tutturdukları da oluyor" dedi.
Türkiye'nin epey zamandan beri krizden etkilenmeye başladığını ifade eden Unakıtan, kamunun tasarruflarının arttığını, borç çevirmenin artık sıkıntı olmadığını, özel sektörün tasarrufunun azaldığını, yatırım yapma iştahının çoğaldığını ve yurt dışından fazlaca borçlandığını anlattı.
-"ŞİMDE BANKALARIMIZ BİRAZ TELAŞA DÜŞTÜ"
Maliye Bakanı Unakıtan, "Bizim şimdi en fazla bankalarımız biraz telaşa düştü. Benim 'sendikasyon kredim var, nasıl ödeyeceğim?' sonra bakıldı ki o kadar çok fazla telaş edecek bir durum yok. 2008 yılında 3-4 milyar dolar. 2009'da ödeyecekleri 10 milyar dolar civarında. Onları da rahat rahat çevirebilirler" şeklinde konuştu.
"Bizim şimdi en fazla bankalarımız biraz telaşa düştü. Benim 'sendikasyon kredim var, nasıl ödeyeceğim?' sonra bakıldı ki o kadar çok fazla telaş edecek bir durum yok. 2008 yılında 3-4 milyar dolar. 2009'da ödeyecekleri 10 milyar dolar civarında. Onları da rahat rahat çevirebilirler"
Türkiye ekonomisinde bütçe açığı ve cari açığın büyük bir önem arz ettiğini, Türkiye'nin bu iki konuyla ilgili, Cumhuriyetin kuruluşundan değil Osmanlı İmparatorluğu döneminden bu yana devam eden bir sıkıntısı bulunduğunu ifade eden Unakıtan, Türkiye'nin bu iki problemi halletmesi gerektiğini, bunlardan bütçe açığı sorununun aşağı yukarı halledildiğini söyledi.
Türkiye'nin henüz cari açık problemini halledemediğine de işaret eden Unakıtan, Türk milletinin daha fazla tasarruf yapması gerektiğini belirterek, "Kalkınmamızı cari açık esasına oturtmuşuz. Bu Türkiye'nin yapısal bir sorunu, Türkiye'nin bu soruna yapısal bir değişimle yaklaşması lazım. Bu meselemizi halletmemiz gerekiyor" dedi.
Kalkınmamızı cari açık esasına oturtmuşuz. Bu Türkiye'nin yapısal bir sorunu, Türkiye'nin bu soruna yapısal bir değişimle yaklaşması lazım. Bu meselemizi halletmemiz gerekiyor
Türkiye'de şimdiye kadar ikide bir kriz olduğunu kaydeden Unakıtan, "Türk milleti olarak krizlere şerbetliyiz. Zaten bir müddet olmazsa 'Yahu kriz yok mu' diye başlıyoruz araştırmaya. Hiçbir şey mi bulamadı? 'Partiyi kapatma davası aç, bir kriz çıksın' diyor. O konuda evelallah üstümüze yok" şeklinde konuştu.
Türkiye'nin cari açığının geldiği yerin ticaret açığı, ihracatın az, ithalatın ise daha fazla olduğunu belirten Unakıtan, Türkiye'nin ihracatta daha fazla, katma değeri yüksek olan ürünlere yönelmesi gerektiğini kaydetti.
Türkiye'yi ileri götüreceklerin politikacılar olmadığını ifade eden Unakıtan, konuşmasını şöyle tamamladı:
"Biz politikacılar çıkarız, 'Onu da biz yaptık, şunu da biz yaptık...' Elinin körü... 'Her şeyi sen mi yaptın?' Değil ama ne yapacaksın? İşte öyle göstereceksin. Neden? Halk onu değil de bizi seçsin... İşte ona rozet takalım, buna rozet takalım falan... Onlar da pusulayı şaşırdı. 'Yahu eskiden sen böyle değildin, ne oldu?' 'Vallahi değiştim' diyor. Neden? Oy...Oy anam oy..."
Unakıtan, konuşmasının ardından 1999 yılı Nobel Ekonomi Ödülü Sahibi Robert A. Mundell'in konuşmasını bir süre dinledi.