Piyasalar yönetildiğinde ve/veya yönlendirildiğinde hayal bile edilemeyecek kar marjları oluşur. Bu karlar borsa ile ilişkisi olmayan kesimlere anlatıldığında borsaya talep artar.
Borsada "sefalet zinciri" sistemini 10 kasım günü masaya yatırmıştık. Bu kez "saadet zinciri" şüphesi doğuran bir gelişmeyi inceleyeceğiz.
Doğan Grubu şirketlerinden Doğan Yayın Holding'in yüzde 99,51 bağlı ortağı olan Doğan TV'nin yüzde 25 hissesi 480 milyon dolara Alman Axel Springer'e satışı gündeme geldi.
İMKB'ye yollanan 16 kasım günlük açıklamasında satış şartları açıklandı.
Doğan Yayın Grubundan 20 kasım günü gelen bir diğer açıklamada ise bu sefer Alman ProSiebenSat. 1 Media AG'nin çoğunluk hissesi için açılacak ihaleye girileceği bildirildi.
İki önemli gelişmeye farklı finansçı bakışı Sabah Gazetesinden Fatih Altaylı kaleme aldı. Altaylının görüşmeleri ışığında aktardığı bilgilere göre;
Ortada bir satış yok, Hürriyet dahil, toplam grup 2,6 milyar dolar ederken çok da karlı olmayan TV tarafının 1,9 milyar dolar etmesi makul değildi. Bu nedenle ortada satış opsiyonu bulunmuyor.
Axel daha önce SAT1'i satın almak istemiş fakat Alman rekabet hukukuna takılmıştı. Şimdi Axel Doğan üzerinden alıma gidiyor olabilir. Zaten Doğan Yayın Grubunun almaya çalıştığı şirket kendinden daha büyük.
Doğan TV için olası halka arzında "benchmark" olarak kullanılabilecek bir fiyat ortaya çıkarılıyordu.
Doğan Grubu tarafından yapılan açıklamada Axel adına hareket edildiği doğrulanmadı. Fakat halka arz fiyatı üzerinde bir açıklama gelmedi. Fatih Altaylı ilk şüphe üzerine yoğunlaşırken borsa boyutunu tek cümleyle geçti. Oysa Doğan TV'nin satışında açıklanan bilgilerde önemli noktanın halka arz üzerine kurulu borsa sisteminde yattığı görülüyor.
Doğan Yayın Holding'in 16 Kasım günü İMKB'ye yolladığı açıklama incelenirse satışın borsa ayağı netleşir. Açıklamanın "halka arz" bölümü üç kısımdan oluşuyor.
Birinci kısım: "2014 yılı sonuna kadar, Doğan TV hisselerinin "halka arz edilmesi" veya "halka arz edilmemesi" durumlarına bağlı olarak lehimize oluşacak değerleme farkları eşit olarak paylaşılacak, aksi durumda ise şirketimiz tarafından tamamlanacaktır" deniliyor.
İkinci Kısım: "Doğan TV hisselerinin 2011 yılı sonuna kadar halka arz edilmesi durumunda; hisselerin halka arz edildiği tarihi izleyen üç aylık dönemde borsada oluşacak ortalama piyasa değerine göre lehimize oluşacak değerleme farkları eşit olarak paylaşılacak, aksi durumda ise şirketimiz tarafından tamamlanacaktır" bilgisi veriliyor.
Üçüncü Kısım: "Doğan TV hisselerinin 2011 yılı sonuna kadar halka arz edilmemesi durumunda; 2012 yılı Mart ayında tespit edilecek rayiç değere göre oluşacak olumsuz farklar şirketimiz tarafından tamamlanacak, olumlu farklar için herhangi bir işlem yapılmayacaktır. 2011 ile 2014 yılları arasında halka arz gerçekleşmesi durumunda ise 2012 Mart ayı itibarıyla hesaplanan rayiç değer ile halka arz değeri arasında oluşan olumlu farklar eşit olarak paylaşılacak, olumsuz fark için işlem yapılmayacaktır."
Bu açıklamadan da görüldüğü gibi Doğan TV'nin 1,9 milyar dolarlık fiyatı kesin fiyat olmayıp belirleyici fiyat "halka arz" fiyatı ile oluşacaktır.
Halka arz ve ilk üç aylık işlem fiyatı 1,9 milyar dolar toplam değerden düşük olur ise aradaki fark Doğan Yayın Holding tarafından karşılanacak. Bu nedenle sadece halka arz fiyatı değil ilk üç aylık borsa fiyatı da hesaba katıldığından borsa operasyonu da önemli rol oynayacaktır. Doğan TV'nin 2005'te satışa konu olan 600 milyon dolar fiyatı ile Axel'e satışında belirlenen 1,9 milyar dolarlık fiyatı Doğan Yayın Holding ve Doğan Holding üzerinde de etkili olacaktır. Bu etkileşimin borsada zincirleme hisse değer artışlarına nasıl yol açabileceğini bir sonraki incelemede ele alacağız.
İbrahim Kahveci/Yeni Şafak