Turkuvaz Medya tarafından düzenlenen 4'üncü Finansın Geleceği Zirvesi'nde Sermaye Piyasalarında Görünüm başlığında özel bir sunum yapan Borsa İstanbul Genel Müdürü Korkmaz Ergun, borsanın son 4 yılda büyük bir dönüşüm ve gelişim içinde olduğunu anlattı. Bu sürede yapılan çalışmalarla yıllık halka arz sayısının 40-50 bandına oturduğunu kaydeden Korkmaz Ergun, 2020 öncesinde bu rakamın yılda 6-8 arz seviyesinde olduğunu belirtti.
REEL SEKTÖRE KAYNAK
Bu önemli artışın ülke ekonomisi ve refahına ciddi bir katkı anlamına geldiğini anlatan Ergun, "Son 4 yılda 179 şirketimiz 177 milyar TL halka arz geliri elde etti. Ayrıca bu 179 şirket günlük ortalama işlem hacmimizin yüzde 27'sini oluşturuyor" dedi. Bu dönemde halka arzda yaşanan gelişmelerin Borsa İstanbul'un dünyada ve Avrupa'daki sıralamasını da ciddi anlamda büyüttüğünü söyleyen Ergun, "Borçlanma araçlarının ihracı yoluyla da son 4 yılda reel sektöre ciddi kaynak aktardık. Bu durum hem şirket hem de yatırımcı tarafına faiz avantajı sağlıyor. Yine son 4 yılda 1.2 trilyon kaynak yine sermaye piyasaları yoluyla reel sektöre aktarıldı" ifadelerini kullandı.
YATIRIMCIYI KÜSTÜRMEMEMİZ LAZIM
İş yapma modellerini son 4 yılda değiştirdiklerini söyleyen Ergun, "Şirketlerin başvuru yaptıktan sonraki süreçte onları değerlendiren, inceleyen bir borsa olmaktan öte, başvurudan önce de onları değerlendiren bir yapı haline geldik. Karar aşamasında şirketleri bire bir destekliyoruz. 15 ilde 200'den fazla büyük sanayi şirketimizi ziyaret ederek borsamıza davet ettik. Tecrübelerimizi onlara aktardık" dedi. Bu dönemde yatırımcı sayısında da artış olduğunu anlatan Ergun, "Yatırımcı sayımız 1 milyondan 7 milyona yükseldi. Bu durumun kalıcı hale gelmesi sektörümüzün bundan sonraki süreçte daha hızlı büyümesi için çok önemli bir değer. Bu yatırımcılarımızın küstürülmeden bu piyasada kalıcı hale getirilmesi önemli bir sorumluluk" diye konuştu.
Ergun, sözlerine şöyle devam etti:
"Bu 7 milyon kişinin gittikçe daha genç yatırımcılardan oluştuğunu görüyoruz. 2021'de borsada 50 yaşından büyükler yüzde 31 paya sahipken, bu yıl bu oran yüzde 24'e düştü. Yüzde 1 olan 20 yaş altındakilerin payı yüzde 3'e 20-24 aralığındakilerin pay yüzde 5'ten 8'e, 25-29 yaş aralığındakilerin payı yüzde 11'den 12'ye yükseldi."
Pay piyasasındaki büyümeyle birlikte günlük ortalama 26 milyar TL olan işlem hacminin 140 milyara geldiğini söyleyen Ergun, bu yıl bir miktar yavaşlama olsa da trendin yine yukarı yönlü olduğunu söyledi. Ergun, "İşlem hacmimiz önümüzdeki yıllarda katlanarak devam edecek. Aynı şekilde vadeli işlemler piyasasında da yine 6 kata yakın bir artış görüyoruz. Borçlanma araçları piyasasında da özellikle repodaki artmayla birlikte günlük ortalama 683 milyar TL işlem hacmine kavuştu. 1 milyar TL seviyesinde olan kıymetli madenler piyasası da 4 milyar TL seviyesine oturdu" şeklinde konuştu.
9 AYDA 182 MİLYON $'LIK YATIRIM YAPILDI
Türkiye'nin finans teknolojileri ekosistemi de , 4. Finansın Geleceği Zirvesi & Para Sohbetleri kapsamında bir araya geldi. Zirvenin dikkat çeken bölümlerinden olan, "Özel Sunumlar" bölümünde, gelişen pazarların fintech ve kripto yatırımları için sunduğu fırsatlar, dijital varlıkların yabancı yatırımcılar için kapı aralayan potansiyeli ve sürdürülebilir finansman modelleri gibi konular masaya yatırıldı. Sipay Yönetim Kurulu Başkanı Nezih Sipahioğlu, fintechlere, 9 ayda 182 milyon dolar yatırım yapıldığını söyledi. Sipahioğlu, Türk fintech sektörünün güçlü altyapısı, yenilikçi çözümleri ve küresel iş birlikleriyle uluslararası pazarlarda da lider bir konumda yer almayı hedeflediğine de dikkat çekti. 2024 yılının ilk dokuz ayında fintech girişimlerine 182 milyon dolar yatırım yapıldığına ve bu tutarın bir önceki yılın aynı dönemine göre rekor bir artış gösterdiğini anlatan Sipahioğlu, şunları kaydetti:
"Toplam girişim yatırımları ise 754 milyon dolara ulaştı. Sipay olarak 2024 yılında yatırımlarının yüzde 10'unu ülkemize getirmekten gurur duyuyoruz. Bu işbirlikleri sadece sermaye desteği sağlamakla kalmıyor, aynı zamanda bilgi paylaşımı, yeni pazarlara erişim, teknoloji transferi gibi alanlarda da katkılar sunarak Türkiye, fintech ekosisteminin globalleşmesinde önemli bir rol oynayacak."
REKABETTE AVANTAJLIYIZ
Küresel yapay zekâ pazarının 2027 yılına kadar yıllık yüzde 20 büyümesinin beklendiğini söyleyen Sipahioğlu, "Özellikle müşteri verilerini analiz etme, hiper kişiselleştirilmiş hizmet sunma kapasitesi, fintech şirketlerinin müşteri memnuniyetini artırmasına, müşteriler için daha öngörülü, daha etkin ve etkili ürünle hizmetlerle pazar genişletmesine olanak sağlıyor" dedi. Sipahioğlu, şu değerlendirmelerde bulundu:
"Kredi değerlendirmesi ve risk yönetimi süreçlerinde yapay zekâ destekli algoritmaların kullanılmasının, kullanıcı harcama alışkanlıklarına dayalı öneriler sunan akıllı dijital cüzdan uygulamaları gerçek zamanlı dolandırıcılık tespiti ile geliştirilmiş veri analitik sistemleri bu alanda yapılabilecek değişik çalışmalar olarak öne çıkıyor."
Türk fintech sektörünün teknolojik inovasyonlara yaptığı yatırımlarla, küresel rekabette öne çıkma hedefini blokchain, açık bankacılık, yapay zekâ ve gömülü finans gibi alanlarda yapılan çalışmalarla da sürdürmesi gerektiğinin altını çizen Sipahioğlu, cross border çözümler, gömülü finans ve dijital para projeleri gibi alanlarda küresel rekabette önemli avantajlara sahip olunduğunu söyledi.
1.4 MİLYAR KİŞİ FİNANSAL HİZMET ALAMIYOR
Papara Yönetim Kurulu Başkanı Ahmed F. Karslı, dünyada 1.4 milyar insan finansal hizmetlere ulaşamazken, 4.2 milyar insanın cep telefonuna sahip olduğunu söyledi. Karslı, "Cep telefonuna sahip insan sayısının 2029'da 6.1 milyara çıkması bekleniyor" dedi. Papara'nın yurtdışında yatırım yapma stratejilerine karar verirken bu iki temel veriden yola çıktığını vurgulayan Karslı, şöyle devam etti:
"Yabancı yatırımlarımıza karar vermeye çalışırken bazı kriterlere bakıyoruz. Bunlardan birincisi aslında o pazarda gerçek anlamda bir pazar potansiyelinin olması. Herhangi bir coğrafyada akıllı telefon sahipliği oranı ya da internet penetrasyonu yüksekken mobil bankacılık ya da internet bankacılığı penetrasyonu düşükse burada temel olarak bir fırsat var demektir. İkinci olarak yatırım yapmaya karar verdiğimizde pazardaki rekabet ortamını değerlendiriyoruz. Birçok pazarda globalde özellikle gelişen pazarlarda ciddi fintech yatırımları var örnek vermek gerekirse gelişen pazarlarda en dikkat çekenlerden birisi Latin Amerika."
DIŞ SİYASETİ DOĞRU YAPIYORUZ
Nijerya ve Kenya gibi pazarların kendi verilerinde yatırım yapılabilir pazarlar olarak gözükse de rekabetin çok kızıştığı alanlar olduğunu söyleyen Karslı, "Özellikle gelişmekte olan piyasalarda yatırım kararı verdikten sonra faaliyetimiz bütün pazarlarda regülasyona tabi oluyor. Oradaki regülatörün pazarına yaklaşımı, pazarı büyütmek için çabaları ve fintechere karşı olan tutumu bizim için oldukça önemli. Ben siyasetten çok uzak bir insan olsam da dış siyaseti ne kadar doğru yaptığımızı Papara'nın yurtdışı yatırımlarını yapmaya çalışırken okuyabiliyorum" diye konuştu. Karslı, ilk yabancı yatırım yaptıkları pazar olan Pakistan'da Türkiye'nin dışarıda yürüttüğü doğru siyasetin Türklere ve Türk yatırımcılara karşı olan tutumu da tamamen değiştirdiğini ve karar verme mekanizmalarını etkilediğini belirtti.
TEKNOLOJİ İHRAÇ EDECEĞİZ
ColendiBank'ın 2024 yılında BDDK'dan faaliyet izni aldığını belirten zirvenin katılımcılarından Kurucu Ortak ve CEO Deniz Devrim Cengiz, bankanın 2025 yılında ilk yapay zekâ temelli dijital mevduat bankası olarak müşterilerle buluşacağını söyledi. Türkiye'de ürettikleri teknolojileri önce yakın coğrafyalara ardından dünyaya ihraç etmek istediklerini söyleyen CEO Cengiz, "Bankacılığın Tesla'sını yapacağız. Kullanıcı deneyimine dayanan inovasyonlarla cığır açmaya, sektör kurallarını yeni baştan yazmaya ve Tesla'laşmayı finans sektöründe temsil etmeye hazırız. ColendiBank ile yarattığımız bu hamle ile Türkiye Yüzyılı'nda Türk mühendislerle ColendiBank'ı ve tüm ekosistemi her yeniliğe adapte olabilen, kendine has yollar ile kusursuz ürünü sunabilen, inovasyona öncülük eden, finansın 'Tesla'sı' konumuna geleceğiz" dedi.
patronlardunyasi.com