Şirketten yapılan açıklamaya göre, son iki yılda biyoteknoloji sektörünün zorlu bir finansman ortamında faaliyet gösterdiğini ve birçok şirket operasyonlarını yeniden yapılandırmak zorunda kaldığını ortaya koydu.
Son on yılda yıllık olarak yüzde 4,8 büyüyen sektör, 2015-2021 arası ve Kovid-19 aşıları ile tedavileri sayesinde yıllık yüzde 9,2 büyürken, 2023'te ise ilaç satışlarında düşüş yaşadı. Ancak uzun vadeli projeksiyonlar, sektörün salgının etkilerinden arındıktan sonra eski büyüme eğilimine döneceğini öngörüyor.
Rapora göre, 2023'te ABD Gıda ve İlaç Dairesi (FDA), İlaç Değerlendirme ve Araştırma Merkezi (CDER) ve Biyolojik Değerlendirme ve Araştırma Merkezi (CBER) kapsamında 80 yeni biyofarmasötik ürün onaylandı. Bu onay sayısı, 2018'den bu yana kaydedilen en yüksek seviyelerden biri olarak kayda geçti. Aşılar ve mRNA tabanlı teknolojiler, yerini kardiyometabolik ürünler ve onkoloji gibi yeni nesil terapötik alanlara bırakmaya başladı.
ANLAŞMALAR VE YENİLİK FAALİYETLERİ SEKTÖRÜ CANLANDIRIYOR
Biyoteknoloji sektörünün 2024'ün başında hareketlilik kazanan anlaşma faaliyetleri, sektörde bastırılmış bir talebin varlığına işaret ediyor. FED'in faiz oranlarını düşürmesi ve makroekonomik koşulların normale dönmesiyle daha fazla anlaşmanın gerçekleşmesi bekleniyor. Raporda, büyük ilaç şirketlerinin riskten arındırılmış varlıklara olan talebinin arttığı belirtilirken, toplam finansal kapasitenin de 1 trilyon doları aştığı tahmin ediliyor.
Şirketlerin neredeyse üçte birinin yalnızca bir yıl yetecek kadar nakit rezervine sahip olduğu düşünüldüğünde, finansmana erişim sektörün karşı karşıya kaldığı büyük zorluklardan biri olmaya devam ediyor. Halka arzlar sınırlı kalsa da 2023'te biyoteknoloji halka arz yatırımları neredeyse iki katına çıkarak 2,9 milyar dolara ulaştı. Bu eğilimin 2024'te de devam etmesi bekleniyor.
Rapora göre, büyük ilaç şirketleri, özellikle onkoloji ve immünoloji alanlarında önemli yatırımlar yapıyor. Onkoloji, biyoteknoloji sektörünün hızlı büyüyen alanı olarak dikkat çekerken, 2024'te biyofarmasötik sektörünün toplam büyümesinin yüzde 33'ünü onkoloji ürünlerinin oluşturacağı tahmin ediliyor.
Rapor, 2023'ün girişim finansmanı açısından zayıf bir yıl olduğunu belirtiyor. Yıl genelinde girişim finansmanı 18,9 milyar dolarda sabit kalsa da bu rakamın salgın öncesi, beş yıllık tarihi ortalama olan 47,5 milyar doların altında kaldığı görülüyor. Ancak güçlü bilimsel temele sahip ve deneyimli yönetim ekipleri olan şirketler, zorlu finansman koşullarına rağmen yatırım çekmeyi başarıyor.
Büyük ilaç şirketleri inovasyona erişim sağlamak için düşük maliyetli ve daha az riskli bir yöntem olarak kurumsal iş ortaklıklarına yöneldiğine dikkat çekilen raporda, Kovid-19 sürecinde birleşme ve satın alma (M&A) faaliyetlerinde yaşanan düşüşe rağmen stratejik iş ortaklıklarına yapılan harcamaların öne çıktığı belirtiliyor.
"İLAÇ ŞİRKETLERİNİN STRATEJİK YATIRIMLARIYLA BİRLİKTE SEKTÖRÜN GELECEĞİ İÇİN UMUT VERİCİ BİR TABLO ORTAYA ÇIKIYOR"
Açıklamada görüşlerine yer verilen EY Türkiye Şirket Ortağı, Sağlık ve Yaşam Bilimleri Sektör Lideri Av. Ahmet Sağlı, salgın sonrası dönemde sektörün, karşılaştığı zorluklara rağmen güçlü bir yenilik kapasitesine sahip olduğunu aktararak, "Finansman koşullarının iyileşmesi ve büyük ilaç şirketlerinin stratejik yatırımlarıyla birlikte sektörün geleceği için umut verici bir tablo ortaya çıkıyor. Sağlık sektöründe yaşanan bu dönüşümün, sadece tıbbi yenilikleri değil, aynı zamanda toplum sağlığını da olumlu yönde etkilemeye devam edeceğini düşünüyoruz." ifadelerini kullandı.
EY Türkiye Sağlık ve Yaşam Bilimleri Sektör Lideri T. Ufuk Eren de, hazırlanan raporun biyoteknoloji şirketlerinin operasyonlarını sürdürme ve büyütme yollarıyla birlikte yenilik için gerekli ortamı incelediğini kaydederek, biyoteknoloji sektörünün, zorlu finansman koşullarına rağmen yenilikçi çözümler geliştirme potansiyelini sürdürdüğünü ve temkinli bir iyimserliğin devam etmesi için gerekli zemine sahip olduğunu ifade etti.
Eren, "Sektördeki önemli gelişmeler ve stratejik işbirlikleri kapsamında 2024 büyüme ve dönüşüm için bir fırsat yılı olabilir. Yenilik ve işbirliğiyle sağlık alanındaki tıbbi ihtiyaçlara yanıt vermek, sektördeki aktörler için öncelikli bir adım çünkü büyük ilaç sektörünün gücü ve yapay zekadan gelen olanaklarla birlikte yenilik kapasitesinin gelişimi, biyoteknoloji sektörünün orta ve geç dönemde sadece hayatta kalmasına değil, gelişmesine de yardımcı olacak." değerlendirmesinde bulundu.
patronlardunyasi.com