Çekirdekten girişimci, aynı zamanda müthiş bir ikna yeteneği var... Tabii bir de kafasında senaryoları... Senaryoyu yazdı mı, mutlaka filmi de çekiyor! Tıpkı Hilton'un başkanını önce Ankara, ardından İzmir'de otel açmaya ikna ettiği gibi... Sırf Mr. Strand'a ulaşmak için New York'a gitmiş. 10 gün boyunca bir randevu almak için uğraşmış. 7.5 dakikalık bir görüşme kopartmış sonunda. 7.5 dakika diye girdiği randevu tam 1.5 saat sürmüş. Mr. Strand çok etkilenmiş Mehmet Nazif Günal'dan... Ve Günal bir söz almış Avusturyalı başkandan. "Tatile Avusturya'ya geldiğinizde haberimiz olsun, sizi alıp arsayı göstereceğim" demiş. Birkaç ay sonra özel uçakla Viyana'dan almış Mr. Strand'ı... Ankara'yı göstermiş... Ve Mr. Strand "OK" demiş.
İşte böyle bir girişimci Mehmet Nazif Günal... Projeye karar verdi mi, mutlaka sonuçlandırıyor. Tıpkı İtalyanlar ve İspanyollar'in örnek aldığı World of Wonders'ın tematik otelleri Topkapı Palace, Kremlin, şimdi Millenium Anatolia gibi...
İşsizliğin en büyük ilacı turizm
Türk turizminin durumunu soruyoruz ona... "Her şeyin başı bir senaryonuz olmalı" diye söze başlıyor. Sonra birbirinden ilginç fikirlerini sıralamaya başlıyor. "İlk önce tamum" diyor. Yılda 300-500 milyon doları tanıtıma ayırmak gerektiği görüşünde Günal... "Coca-Cola dünyanın en tanınmış, en çok satan markası. Çünkü en çok reklamı onlar yapıyor" diyor. "Coca-Cola çok iyi bir ürün ama" diyorum, "Türkiye de öyle" diye cevaplıyor. İkinci önerisi vergilerin kaldırılması... Önce turizmde, sonra tüm sektörlerde. Tıpkı Dubai gibi... Bir diğer önerisi yabancılara satılmak üzere 2 milyon konut inşaatı... Bu konu veto edilmiş ama mücadelesinin sürdürülmesi gerektiği görüşünde... Bir diğer önerisi de tıpkı Belek gibi yeni turizm bölgelerinin yaratılması... Yerlerini de söylüyor; biri Bodrum, diğeri Datça yarımadaları... "Sadece bu projeden Türkiye'ye yılda 10 milyar dolar kalır" diyor. "Peki tüm önerileriniz hayata geçerse, turizm geliri ne olur?" diye soruyorum. "Su an 16 milyar dolar. Bunlar gerçekleşirse 60 miyar doları bulur" diyor. Ve ekliyor, "Hammaddesi olmayan tek endüstri turizm. Türkiye'de her şey var. Doğa, tarih, hizmet... Üstelik istihdam sorununun da en büyük ilacı bu sektör."
Yabancılara 2 milyon konut satıp 20 milyar dolar kazanabiliriz
• Turizmle ilgili ne tür senaryolar yazılabilir?
Mesela veto edilen bir durum var; konut meselesi. Şimdi bütün Avrupa'da, özellikle İspanya'da dağlarda evler yapılıyor ve yabancılara satılıyor. Bu evlerin sayısı 3 milyona yaklaştı. İspanya'nın 40 milyar dolan aşan turizm gelirinin 25 milyar doları ikinci konuttan.
• Türkiye'ye de bu kadar büyük talep olur mu?
Olur. Ama bizim içlerinde golf sahaları da olan büyük kasabalar, kentler kurmamız lazım.
• Peki biz bu projeden ne kadar gelir elde edebiliriz?
Yapılan her konut 12 ay doluyor. Çünkü Avrupa'da bir işi olan, ipotek edecek gayrimenkulu olan herkes bankadan 20 yıllığına kredi alabiliyor. Ve her yıl ödemesi gerekenden daha çok parayı bu konutu kiralayarak geri getirebiliyor. Hem tatil yapıyor, hem konut sahibi oluyor, hem de bu konutu başkalarına kiralayarak para kazanıyor... Türkiye'nin kazancı ise çok daha büyük oluyor tabii. Çünkü o konut yapılana kadar Türkiye'nin taşı toprağı, iş gücü kullanılıyor. Yani işsizliğe çare oluyor... İkincisi gelenlerin elektrik, su, tüp gibi kullanımları var. Yedikleri içtikleri var. Yani o evi kullanan her insanın bırakacağı bir döviz var. Ayrıca her eve 1.5 kişi bakacak. Temizleyecek, yiyecek-içecek getirecek. Böylece l milyon kişi de iş sahibi olacak. Eğer Türkiye'de böyle 2 milyon konut yapılsa, her birinde üçer kişi kalsa 6 milyon turist eder... Sürekli olarak biri gider biri gelir v