Üniversite hastaneleri sevksiz olarak tüm yurttaşların kullanımına açılıyor. Tıp merkezlerinden yararlanma koşulları genişletilirken; SSK ve Bağ-Kur"luların da bu merkezlerden yararlanmasının önü açılıyor. Ayrıca özel hastane uygulaması tüm sosyal güvenlik kurumlarını kapsayacak şekilde genişletiliyor. Yaklaşık 1.5 yıldır protokol yapılmadığı için geri ödemesinde sıkıntı bulunan tıbbi malzemeler için de protokol çalışmaları başladı. Tıbbi malzeme niteliğindeki ürünlerin toplamı 50 bini buluyor.
Yatırımlara destek için teşvikli illerdeki şartları yumuşatan hükümet şimdi de sağlık için bir teşvik paketi açmaya hazırlanıyor. Önümüzdeki günlerde kamuoyuna açıklanması beklenen plana göre üniversite hastaneleri sevksiz olarak tüm vatandaşların kullanımına açılacak. Tıp merkezlerinden yararlanma koşulları genişletilecek; SSK ve Bağ-Kurluların bu merkezlerden yararlanmasının önü açılacak.
Ayrıca özel hastanede tedavi uygulaması tüm sosyal güvenlik kurumlarını kapsayacak biçimde genişletilecek. Yaklaşık 1.5 yıldır protokol yapılmadığı için geri ödemesinde sıkıntı bulunan tıbbi malzemeler için de protokol çalışmaları başlatıldı. Protokol bekleyen Tıbbi malzeme niteliğindeki ürünlerin toplam sayısı 50 bini buluyor. Kısmen genel sağlık sigortasının yürürlüğe girmesi gibi değerlendirilecek yeni planın sağlık harcamalarını yaklaşık yüzde 30 oranında artırması bekleniyor.
Sağlık alanında bir dizi yeni uygulama önümüzdeki günlerde gündeme geliyor. Sosyal güvenlik kurumlarının yetkilileri ve Sağlık Bakanlığı'nca yürütülen çalışmalarda; genel sağlık sigortasının da temelini oluşturan bazı uygulamaların zaman kaybetmeksizin yürürlüğe girmesi benimsendi.
Bu kapsamda atılacak adımlardan ilkini üniversite hastanelerinin herkese açılması oluşturacak. 1 ay içinde sonuçlandırılması öngörülen çalışmayla sosyal güvenlik şemsiyesi altında bulunan herkes sevksiz, istediği üniversite hastanesine gidebilecek. Şu anda sadece Emekli Sandığı mensubu vatandaşlar üniversite hastanelerinden sevksiz yararlanabiliyordu. SSK ve Bağ-Kurlulara yönelik böyle bir düzenleme ise bulunmuyordu. Uygulamanın, sosyal güvenlik kurumları arasında norm ve standart birliğini sağlamak amacıyla yaşama geçirileceği belirtiliyor.
Tıp merkezleri SSK ve Bağ-Kur'a açılacak
Çalışması sürdürülen bir diğer düzenlemeyle de özel tıp merkezlerinin SSK ve Bağ-Kur'lu yurttaşların hizmetine açılması öngörülüyor. Buna göre SSK ve Bağ-Kur mart ayından itibaren tıp merkezleriyle anlaşma yapabilecek ve SSK'lı, Bağ-Kur'lu yurttaşlar anlaşma yapılan özel tıp merkezlerini kullanabilecek.
Ayrıca, özel hastane uygulamasının da kapsamı tüm sosyal güvenlik kurumlarını alacak biçimde genişletilecek. Mart ayıyla birlikte, bu uygulamanın da yaşama geçmesi öngörülüyor. Böylelikle anlaşma yapılan tüm özel sağlık kuruluşlarından, sosyal güvenlik şemsiyesine tabi olan herkes yararlanabilecek.
Sağlık alanında önümüzdeki günlerde tamamlanması öngörülen çalışmalardan biri de uzun süredir bekleyen tıbbi malzeme protokollerinin yapılması olacak. Halen 50 bin tıbbi malzeme, sağlık alanında kullanılıyor. Ancak bu ürünlerin büyük bir kısmında, 1.5 yıldır protokoller yapılmadığı için geri ödemede sıkıntı bulunuyor.
Vatandaş, tedavilerinde protokolü yapılmayan ürünlerin kullanılması durumunda önce bu ürünlerin tüm ödemesini kendi olanaklarıyla yapıyor, sonrasında bu ödemenin bir kısmını sosyal güvenlik kurumlarından alıyor. Ancak bu ürünlerle ilgili protokol olmadığı için sosyal güvenlik kurumlarından geri ödemede ciddi sıkıntılar yaşanıyor. Yapılacak protokollerle kullanılan tıbbi ürünlerin geri ödemesindeki sıkıntı çözülecek. Yetkililer, protokol çalışmalarının tamamlanmasının ardından protokolü olmayan ürünler için ödeme imkânlarının ortadan kaldırılacağını da vurguluyor.
Yetkililer söz konusu uygulamaların yaşama geçirilmesiyle sosyal güvenlik reformunun en temel boyutunu oluşturan Genel Sağlık Sigortası'nın kısmen de olsa yaşama geçmiş olacağını vurguluyor. Söz konusu çalışmaların maliyetlerinin ise zaman içinde netleşeceği vurgulanıyor. Geçen yıl özel hastanelerin devreye girmesiyle sağlık harcamalarının yüzde 50 oranında arttığına dikkat çekilirken bu yıl da söz konusu uygulamaların yaşama geçirilmesiyle yüzde 20-30'luk bir artış olmasının kaçınılmaz olduğu belirtiliyor.
Hacer Boyacıoğlu/Referans