Metin Münir
Hükümet özelleştirme politikası güdüyor. Ulaştırma Bakanı Binali Yıldırım kendi özel gündemine göre devletleştiriyor.
Yıldırım'a bağlı Türksat adlı kamu iktisadi teşekkülü kısa bir süre önce emrivakiyle özel sektörün elinde bulunan kablo sektörüne el koydu. İşi taşeronlara verdi.
Olayın bir ucunda Tasarruf Sigortası Mevduat Fonu (TMSF) olmasaydı özel sektör herhalde her zaman olduğu gibi kuyruğunu bacaklarının arasına kıstırıp bir köşede suspus olacaktı.
Ama kablo sektörünün yarıya yakını TMSF pörtföyündedir. TMSF bu varlıkları el konulan İktisat Bankası'ndan devraldı. Fon, kısa bir süre önce, çalıştırıp borçlarını geri ödemesi için kablo şirketlerini bankanın eski sahibi Erol Aksoy'a iade etti. Ama Ulaştırma Bakanı devreye girip kablo sektörünün tamamına el koyunca TMSF'nin 950 milyon dolarlık borcu tahsil etme şansı kayboldu.
Daha doğrusu, durum değişmezse, kaybolmuş olacak.
Altyapı sorunları var
TMSF'nin meydanı terk etmeye niyeti yok. Kablo şirketlerinin varlıklarına haciz koydu.
Türksat'ın savı ise şudur: Türk Telekom'un özelleştirilmesinden sonra kablo şirketlerinin fonksiyonu bitti, mülkiyet bana geçti.
İki hafta kadar önce Ulaştırma Bakanı Yıldırım başkanlığında, TMSF ve Türksat başkanının katıldığı bir toplantı yapıldı. Ama uzlaşmaya varılmadı.
Dün konuştuğum bir TMSF yetkilisine göre: "Şu anda gürültü ortamı var. Çözüme fırsat tanımak amacıyla temkinli hareket ediyoruz. Bakan'ın olayı bir an önce çözüme kavuşturmak için inisiyatif kullanmasını bekliyoruz."
Anglosakson ülkelerinde milyar dolarlık bir iş olan kablo, Türk Telekom'un kendine rakip yaratmak istememesi nedeniyle, Türkiye'de güdük kaldı.
Sektör Türksat bünyesinde kamulaştırıldığında büyüme şansı küçük çünkü kamu sektöründen kaynaklanan altyapı sorunları var.
Yolun sonuna geldik
TMSF Ulaştırma Bakanlığı'na sektördeki tüm şirketlerin ortak olacağı ulusal bir şirket kurulmasını önerdi. Türksat da şirkete ortak olacak ama yönetimi özel sektöre bırakacak. Zamanla, pasta büyüyünce, şirket satılıp yeni bir şirket oluşturulacak.
TMSF'nin formülü makuldür. Kurulacak şirketin % 62'si kamu sektörünün elinde olacağı için devletin çıkarı korunmuş olacak. İşletmecilik özel sektörde olacağı için kablo büyüyüp değer kazanacak. TMSF borcunu tahsil edecek.
Ama formülün makul olması kâfi değil. Karşımızda, bir tarafta özel sektör, diğer tarafta bürokratların bulunduğu tipik bir rant
kavgası var. Kamu yararı, modern işletmecilik falan bu kavgada unsur değildir.
Sonuçta, Yıldırım'ın nasıl bir tutum alacağı belirleyici olacak. Kavga ortamı sürerse açılacak davalar dolayısıyla sektör yıllarca komada kalacak.
Nefesimizi tutmaya gerek yok.
TMSF yetkilisine göre, "Yolun sonuna geldik." Yasal haklarımızı sonuna kadar kullanma durumundayız. Bu hafta içinde sonuç bekliyoruz. Sonuçlanmazsa, herkes kendi yolunda yürümeye devam edecek bu da içinden çıkılmaz sorunlara yol açacak."
Milliyet