Anasol-M Hükümeti döneminde başlatılan Beyaz Enerji Operasyonu'nu eski DGM Savcısı Talat Şalk ile birlikte yürüten dönemin Jandarma Genel Komutanlığı Kaçakçılık ve Organize Suçlarla Mücadele Dairesi Başkanı emekli Kıdemli Kurmay Albay Aziz Ergen, 6 yıl sonra operasyonu ve operasyonun engelleniş sürecini kitaplaştırdı.
Yeni Şafak'a konuşan Ergen, kitapta geçen “Arkamızdakilere güvenmiştik, ancak operasyon Mavi Akım'a dayanınca çözüldüler” ifadelerine açıklık getirdi.
Kendilerini önce dönemin hükümetinin üst düzey siyasilerinin şantaj, tehdit, komplo ve çeşitli rüşvet önerileriyle engellemeye çalıştığını belirten Ergen, “Ancak buna güçlerinin yetmeyeceğini kısa süre içinde anladılar. Bu operasyon zaten en tepedekilere ulaşacağı için Ankara'nın göbeğinde operasyonu Jandarma yürütüyordu. Bizi engelleyen güç askeri olarak bizim üstümüzdeki güçtür. Kişilerden bahsediyorum” dedi.
ÜSTTEKİ GÜÇ YALMAN MI?
Kendisini engelleyen üstteki gücün dönemin Jandarma Genel Komutanı Aytaç Yalman mı olduğu sorusuna Ergen, “Operasyon benim ve dairemin refüze edilmesiyle kesilmiştir. Bu kararları kim verebilir? Beyaz Enerji'den sonra komutanımız (Aytaç Yalman) Kara Kuvvetleri Komutanı olmuştu. 2002 yılı atamalarında ilk kez bir Jandarma Genel Komutanlığı makamından Kara Kuvvetleri Komutanlığı'na geçiş çok büyük bir yankı uyandırmıştır. Beyaz Enerji Operasyonu, dönemin Başbakanı Bülent Ecevit ile Başbakan Yardımcısı olan Mesut Yılmaz arasında tartışmalara neden olmuştu.
BOTAŞ'a yürüyorduk önümüzü kestiler
“Enerji Bakalığı'nın iki dairesi, TEAŞ ve TEDAŞ Genel Müdürlüklerinin yönetim kurulları tutuklandı. Sıra BOTAŞ'a, yani Mavi Akım'a geldi. 11 Mayıs gecesi Mavi Akım'la ilgili çok ciddi ek dosyalar bize ulaştı. Aynı gece yurtdışı görevim tebliğ edildi, Bakü'ye gönderiliyorum! Bu basına sızınca durduruldu. Beni 48 saat içerisinde başka bir birliğe atadılar. Operasyonu Mavi Akım'a girince durduruldu.”
KADINLA TUZAK KURDULAR
“Savcı Talat Şalk'a siyasilerden baskı geliyordu. Etraftan manken bulup gazeteci kılığına sokarak tuzağa düşürme girişimi de dahil olmak üzere, gece 2'de, 3'te bu yollu aramalar yapılıyordu. Bizim resimlerimizi çekip tuzağa düşüreceklerdi.”