Dedikoduya bayıldığını söyleyen Halit Narin: Merih Hanım'la dans ettiğim doğrudur. Onunla yola çıkmışımdır; arkadaşlığım vardır. Ama bunun yargısını yapacak, kim bunun doğru ya da yanlış olduğunu söyleyecek? Kimseyi bağlamaz!.
Türkiye Tekstil Sanayi İşverenleri Sendikası Yönetim Kurulu Başkanı Halit Narin'le asıl görüşme nedenim; sendika tarafından yılbaşı için dağıtılan tebrik kartlarıydı. Halit Narin kartta; sıkıntılı bir ifadeyle ufka bakıyordu. Yeni yıl mesajı da bir o kadar manidardı! Hem sıkıntısının nedenini öğrenmek, hem de şu günlerde çok konuşulan özel hayatına ilişkin bilgi almak için randevu talep ettim. Hatta tüm kartlarımı açık oynayarak; röportajda Narin'in evliliğiyle birlikte yürüttüğü 35 yıllık ilişkisine dair soru soracağımı da belirttim! Benimle konuşmayı kabul etti, her sorduğum soruya da cevap verdi.
TEBRİK KARTININ SIRRI
Halit Narin, Türkiye Tekstil Sanayi İşverenleri Sendikası'nın yeni yıl tebrik kartında; "Hürriyetçi, parlamenter ve Atatürk ilkelerine bağlı, demokrasinin tüm kurallarıyla ilelebet yaşayacağı, eğitimli bir Türkiye temennisiyle" diyordu. Ama karttaki fotoğrafında; bu temenniden pek de umutlu olmayan bir bakışı vardı. Patronların patronu Halit Narin'e "Nereden çıktı bu tebrik kartı?" diye sorduk o da şu yanıtı verdi: "Türkiye'nin en çok konuştuğu; eğitim problemi, Atatürk prensipleri ve demokrasiye bağlılıktır. Tereddütleri olmayan, geleceğe güvenle bakabilen, geleceğe inançla bakan, Avrupa Parlamentosu'nun dediği gibi değil de Avrupa'nın üstün gördüğü bir ülke mantığına gelecek bir Türkiye. Halit Narin bunları mutlu bir ifadeyle söylerse, hepsi olmuş demektir. Demek ki olmamış ben de mutsuz bir ifadeyle ufka bakıyorum! Bu tablonun eksiklerini vurguluyoruz burada. 2007'de bunlar olacak mı diye derine bakıp düşünüyoruz... Yoksa böyle resim koyar mıyım oraya! Mutlu resmimi koyarım..."
MAGAZİN ADAMI DEĞİLİZ
* Tebrik kartının kerametini çözdük sıra geldi diğer konuya! Siz Çırağan'daki davette Merih Hanım'ı (Turan) neden dansa kaldırdınız? (Uzun bir sessizlik...) Ben senin kiminle ne yaptığını biliyor muyum? Ben sıradan bir vatandaşım!
* Hayır değilsiniz. Biraz önce öyle demiyordunuz... Ben sıradan bir vatandaş olmak isterim. Ama sıradan bir vatandaş olup olmamam kimseyi alakadar etmez. Özel yaşantıda eğrileri doğruları değerlendirecek olan yargı; yazılmış olan yazılardan çıkmaz. Yazılmış olan yazılarda yanlış da vardır, doğru da vardır. 'Yanlışla doğruyu nasıl tartışacağız?' dediğiniz zaman; sizin sorduğunuz sorulara ben cevap verirsem işinize gelmeyebilir, gelebilir de. Benim size her şeyi söylemem doğru değildir. Çünkü biz magazin dünyasının insanları değiliz. Yani ben onunla yattım, iki sene sonra öbürünle kalktım, şunu aldım, bunu aldım. Biz magazin dünyasının adamları değiliz, iş dünyasının adamlarıyız. Herkesin kendine göre özel hayatları vardır, gizli hayatları vardır, doğrudur, yanlıştır, herkes tartışır. Ama biz magazin dünyasına girmeyiz. DEDİKODUYA BAYILIRIM
* Ama girmeyiz diye kestirip atarsanız, dedikoduların yolunu açarsınız... Çok severim dedikoduyu!
* Sizin hakkınızda yapılıyorsa da sever misiniz? Ooooof bayılırım! Gelirken telefonda birisi konuştu. 'Bir yere gidiyorum, Halit Bey'le beraber olacağız' dedi. 'Sor' dedim; 'Nereye gidiyormuş, bana bir bilet yollasın ben de geleyim!' Bakın, benim konuşmadığım milyonlarca insanla ben arkadaşıyım diye herkes konuşur. Merih Hanım için söylemiyorum, o ayrı bir hikaye. Ama bizim insanların magazin dünyasında yeri yoktur. Yazarsınız, çizersiniz, doğrudur, yanlıştır. Tekzip de etmeyiz. Doğrusu vardır; onunla dans etmişimdir. Onunla yola çıkmışımdır, arkadaşlığım vardır. Devam eder, etmez bunlar hepsi normaldir. Bir insan hayatında herkesin bir sürü şeyleri vardır. Ama kim bunun yargısını yapacak, kim bunun doğru ya da yanlış olduğunu söyleyecek? Kimseyi bağlamaz; yapan insanı bağlar! Yapan insan eğer bunları yapmaktan çekinmiyorsa gayet normaldir.
BENİ CLINTON'A BENZETİN
* Yargılama adına sormuyorum; Fransa'nın eski cumhurbaşkanı Francois Mitterand'ın da yıllarca eşiyle birlikte, sevgilisi vardı. Hatta ondan bir çocuğu olmuştu... Aman beni o adama benzetme gözünü seveyim!
* Neden? İçinde bulunduğunuz durum tamamıyla aynı değil mi? İyi bir insana benzetirseniz sevinirim. Sayın Mitterand'ı Türkiye'ye karşı olan tutumlarından dolayı sevmem bir! Karısının Türkiye aleyhinde Sorbone Üniversitesi'ne kurdurmuş olduğu kürsüden dolayı sevmem iki! Beni Bill Clinton'a benzetsen belki yaklaşır. Ama yani! (Gülüyor)
* Ben durumun şekli itibariyle benzetiyorum... Bir kere o çok çirkin adam. Ben o kadar da çirkin değilim!
Kocanın yanında aklını kullanma!
* Neden çıkıp 'Böyle bir şey var; bu da beni ilgilendirir, karım da memmun, Merih Hanım da memnun' demiyorsunuz? Her konuda bu kadar dobrayken, neden bu konuda bu kadar gizemli davranıp insanlarda merak uyandırıyorsunuz?
Gördüğünüzü yazarsanız itiraz etmem, bunlar hakkında konuşmam. İnsanların özel hayatları şu ya da bu şekilde kimseyi alakadar etmez. Eğer insan özel hayatını kendisi kuruyorsa o özel hayatıdır. Bunu da magazin dünyasına taşımanızı saygıyla karşılarım ama sevgiyle karşılamam.
* Magazin dünyasına taşımıyorum ama!
Kocana dikkat et! Senin gibi akıllı bir insanla olması ona sıkıntı getirir. Kocanın yanında aklını kullanma. Erkeklerin en çok sevdiği şey güzel kadındır, en çok kıskandığı şey ise akıllı kadındır!
* Madem kadınları bu kadar iyi tanıyorsunuz, iki kadının idare edilmesinin ne kadar zor olduğunu bilmiyor musunuz?
Ben akıllı adam olduğum için fark etmiyor bana!
Neler olmuştu?
40 küsur yıldır Özden Narin ile evli olan ünlü işadamı Halit Narin'in 35 yıldan beri de Merih Turan'la flört ettiği gerçeği; Seval-Suat Sürmen'in 3 Aralık'ta Çırağan Sarayı'nda verdikleri davette ortaya çıkmıştı. Halit Narin, Merih Hanım'ı, aralarında eşi Özden Hanım'ın arkadaşlarının da olduğu 300 davetlinin gözleri önünde dansa kaldırmıştı. Narin'in, Merih Hanım'la olan yasak ilişkisi de böylece basına yansımıştı. Oysa Halit Narin'in 'aşk üçgeni' sosyete çevresinde yıllardan beri biliniyordu...
Sonat Bahar/Günaydın