Gündem


Şükrü Küçükşahin'in yazısı

Dün akşam Ankara"nın güzel mekanı Trilye Balık Lokantası'nda İçişleri eski Bakanı Meral Akşener ve eşi Tuncay Bey, Oya-Enis Berberoğlu çifti, Spor eski Bakanı Ersin Taranoğlu ve Sanayi, Ticaret eski Bakanı Kenan Tanrıkulu ve MHP Genel İdare Kurulu üyesi Lütfi Türkkan hoş sohbetli bir yemek yedik.

Sohbetin bir yerinde Lütfi Türkkan, Başbakan Recep Tayyip Erdoğan'ın kimin müridi olduğunu bildiğine söyledi.

Ses tonu ve yüzündeki ifade de oldukça ciddi olunca pür kulak dinlemeye başladık.

İşte Başbakan Erdoğan'ın kimin müridi olduğunu ortaya koyan öykü:

Yer; İstanbul Büyükşehir Belediyesi makam odası.

Yıl 1996 ve odada televizyon açık; ekranda ise Trabzon-Fenerbahçe maçı var.

Seyirciler, Olimpiyat Komitesi toplantısı nedeniyle bir arya gelmiş olan dönemin Spor Bakanı Ersin Taranoğlu ile Büyükşehir Belediye Başkanı Recep Tayyip Erdoğan.

Trabzon maçta 1-0 öne geçince, iyi bir Fenerbahçeli olan Taranoğlu, "Ben artık Ankara'ya dönüyorum" deyip yerinden kalktı.

Erdoğan da bakanı geçirmek için ona eşlik etti.

O sırada Taranoğlu, "Ne o ya, yüzün karardı gitti; belli ki Fenerbahçelisin; ama belli etmiyorsun. Siyaset bu işte" dedi.

O günlerde Fenerbahçeliliğini bugünlerdeki gibi açığa vurmadığı anlaşılan Erdoğan, bir şey söylemedi.

Taranoğlu, arabasına binerken, "Fenerlisin değil mi?" diye üsteledi.

O zaman Erdoğan, "Evet; ama pek söylemem, hani diğer kulüpleri üzmeyeyim diye. Ama maç kötü gidiyor" dedi.

Taranoğlu, "Merak etme, ben yoldayken Aykut bir gol atar, sen de o zaman beni ararsın" diyerek Erdoğan'ı teselli etmeye çalıştı.

Taranoğlu, aracında yol alırken bir süre sonra telefonu çaldı; arayan Erdoğan'dı.

"Sayın bakanım, bildiniz vallahi; Aykut durumu eşitledi" dedi.

Bunun üzerine Taranoğlu bir kehanette daha bulundu:

"Merak etme, biz bu maçı 2-1 alırız. 86'ıncı dakika bu kez golü Oğuz atar" dedi.

Erdoğan'ın yanıtı ise oldukça ilginçti:

"Sayın bakanım, bu dediğiniz de çıkarsa söz veriyorum, hem sizi şeyh ilan eder, hem de müridiniz olurum" diye espri yaptı.

Sonra ne mi oldu?

Şunlar oldu:

Bir süre sonra Taranoğlu'nun telefonu tekrar çaldı ve karşısında yine Erdoğan vardı.

Bu kez ilk sözü hemen Taranoğlu söyledi:

"Ne oldu ya, Oğuz ikinci golü mü attı?"

Erdoğan, hayretler içindeydi, sadece "Evet" dedi.

Taranoğlu, üsteledi, "Dakika 86 mıydı?"

Yanıt yine "Evet oldu" ama bu kez devamı geldi.

"Sayın Bakanım Allah aşkına bunu nasıl bildiniz?"

Taranoğlu, esprisini patlattı:

"Vallahi Tayip Bey, muhafazakarlığın fiyakası sizde, icraatı bizde."

Sonra da esprisini sürdürdü:

"Hani biz boşuna mı Spor Bakanıyız, bu işleri ayarladık, yola öyle çıktık."

Ardından gülerek, "Ee artık hem şeyh olduk, hem de bir mürit kazandık değil mi?" dedi.

Erdoğan da gülerek bunu teyit etti.

Bu müritlik-şeyhlik ilişkisi şimdilerde o eski sıcaklıkta değil; ama anılarda tap taze duruyor.

Hürriyet