Dünya


Devlet Bakanı ve Başmüzakereci Ali Babacan, enflasyonun Aralık ayında Kasım ayına göre daha düşük çıkacağını belirterek, ''Artık yılı tek haneli enflasyon rakamı ile bitirmemiz muhtemel görünüyor'' dedi.

Devlet Bakanı ve Başmüzakereci Babacan, Avrupa Birliği turu kapsamında Slovakya'nın Başkenti Bratislava'ya gelerek temaslarına başladı. Babacan, Bratislava'daki temasları öncesinde Türk gazetecilere yaptığı açıklamada, enflasyonda düşüş trendinin devam ettiğini, bu düşüşün gelecek ay da süreceğini ifade etti. Kasım ayındaki enflasyon rakamının mevsimsel koşullar nedeniyle biraz yüksek çıktığını belirten Babacan, petrol fiyatlarındaki dalgalanmaya rağmen yıl sonunu tek haneli rakamla bitirebileceklerini söyledi.

 Aralık ayındaki enflasyon rakamının Kasım ayına göre daha düşük olacağını dile getiren Babacan, enflasyonla mücadele programını hiç taviz vermeden sürdüreceklerini vurguladı. Babacan, enflasyonda geçtiğimiz aylarda bir süre yükseliş yaşandığını hatırlatarak, ''Bundan sonra ise geri dönüş süreci başlamıştır'' şeklinde konuştu. Babacan, ''IMF İcra Direktörleri Kurulunun, Türkiye'nin gözden geçirmesini görüşmek üzere ne zaman toplanacağına'' ilişkin bir soruya karşılık, IMF'nin bu konuda çok kısa bir süre içinde açıklamada bulunacağını ve her şeyin planlandığı gibi gittiğini kaydetti.

AVRUPA BİRLİĞİ İLE İLİŞKİLER

Babacan, ''Almanya Başbakanı Angela Merkel'in, Türkiye'nin limanlarını Rumlara açma teklifine 18 aylık bir süre verilmesi önerisi'' konusunda ise bu türden görüşlerin yeni olmadığını, Avrupa Birliği'nde bazı ülkelerin bunu gündeme getirdiğini söyledi. Devlet Bakanı Ali Babacan, Merkel'in önerisi karşısında başta AB Komisyonu olmak üzere çok sayıda karşı görüşlerin olduğunu ve bu karşı görüşlerin çok ciddi bir şekilde Merkel'in önerisine karşı mücadele verdiğini söyledi. Avrupa Birliği Komisyonunun tavsiye kararında Merkel'in önerisine ilişkin herhangi bir ifadenin bulunmadığını belirten Babacan, şöyle devam etti: ''Merkel'in fikrine karşı çok ciddi bir mücadele var. Başta Komisyon buna karşı çıkıyor. Karşı çıkanlar, Türkiye'ye böyle bir tarih verilmesinin yeniden sıkıntılara yol açabileceğinden hareketle bu görüşe karşı çıkıyorlar. Zaten bu önerinin karara bağlanması için AB'de bir oy birliği gerekiyor.''

''LİDERLER ZİRVESİNE KALMASI SÜRPRİZ OLMAZ''

AB Liderler Zirvesi'nin önemli olduğunu ve hükümet olarak Zirvenin ardından çıkacak karara göre bir tutum belirleyeceklerini belirten Babacan, Liderler Zirvesi öncesinde yapılacak dışişleri bakanları toplantısında Türkiye'ye ilişkin konunun neticelendirilememesi halinde nihai kararın Liderler Zirvesine kalacağını söyledi. Babacan, Türkiye konusunun Liderler Zirvesine kalmasının kendileri için bir sürpriz olmayacağına da işaret etti. Liderler Zirvesinin ardından alınacak karara ilişkin olarak çok olumsuz bir sonuç beklemediklerini kaydeden Babacan, ''Çok olumsuz bir tablo ile karşı karşıya kalacağımızı düşünmüyoruz'' dedi.

Babacan, AB'nin verdiği nihai kararlarda Komisyonun tavsiyesi haricinde farklı bir karar vermeme geleneğinin bulunduğunu belirterek, ancak Türkiye'nin konumu itibariyle Liderler Zirvesinde farklı bir sonucun da çıkabileceğine işaret etti. Babacan, özellikle AB'ye yeni üye olan ülkelerin büyük bir kısmının Türkiye'yi desteklediklerini kaydetti. Türkiye'nin AB üyeliğinin diğer ülkelerin üyeliklerinden farklı olacağına işaret eden Babacan, bu nedenle bazı ülkelerin Türkiye'nin üyeliğine karşı bazı kaygılarının olduğunu kaydetti.

Babacan, bundan sonraki süreçte Türkiye'nin AB Kriterlerini yerine getirip getirmediğinden çok, güç mücadelesinin etkili olacağını belirterek, ''Çünkü Türkiye AB'ye üye olduğunda sıradan bir üye değil, stratejik ortak olacak'' diye konuştu. Türkiye'nin AB katılım sürecinde reformları hızlı bir şekilde kabul ederek uygulamaya başladığının altını çizen Babacan, ''AB ile ilişkilerde reformları yavaşlatma gibi bir lüksümüz yok, aynı hızla devam edeceğiz'' diye konuştu. Türkiye'nin reform yorgunu olduğuna ilişkin iddialara katılmadığına işaret eden Babacan, belki uygulama alanında biraz yavaşlama olduğunu ifade etti. Babacan, gelecek yıl seçim yılı olsa da hükümetin hiçbir reformu yavaşlatmayacağını ve AB ile ilişkilerin aynı hızda devam edeceğini kaydetti.

KIBRIS KONUSU

AB ile ilişkilerde sorun yaratan Kıbrıs konusuna değinen Babacan, 301. madde değişse bile AB'deki bazı ülkelerin bu değişime bakmayacaklarını, çünkü Kıbrıs konusunun arkasına sığınma gibi bir tavırlarının bulunduğunu belirterek, özellikle son haftalarda Kıbrıs bahanesinin sıkça kullanılmaya başlandığını söyledi.

Babacan, Türkiye'nin yaşadığı bu süreci ise ''AB'nin geleceğine ilişkin güç mücadelesi'' şeklinde tanımladı. Kıbrıs Rum kesiminin AB'nin tüm nimetlerinden faydalandığını, bunu yaparken de adanın tümünü temsil ettiklerini iddia ettiklerini kaydeden Babacan, Kıbrıs Rum Kesimi'nin bu süreçte çıkar sağladığını vurguladı.

Adada nihai bir çözümün Türkler ve Rumları eşit hale getireceğini vurgulayan Babacan, bu çerçevede böyle bir çözüm sonucunda AB fonlarının da paylaşılacağına işaret etti. 2008 yılında Rum kesiminin avroya geçmeye hazırlandığını hatırlatan Babacan, bu süreçte Rum kesiminin AB'nin fonları ile kamu mali dengesini ve bütçe açıklarını düzelttiğini ifade etti.

TÜRKİYE, İSPANYA'YI YAKALAMAK İSTİYOR

Devlet Bakanı ve Başmüzakereci Babacan, Türkiye'nin AB'ye yeni üye olan ülkelerin birçoğundan daha iyi bir ekonomik güce sahip olduğunu ve AB sürecinde daha üst sıralara doğru ilerlediğini belirterek, '''Şu anda AB'nin 7. ya da 8. büyük ekonomisiyiz, amacımız ilk olarak 5. sıradaki İspanya'yı yakalamak'' dedi. Babacan, mevcut programı sürdürmeleri halinde Türkiye'nin AB'nin en önemli ekonomik güçlerinden biri haline geleceğine işaret etti.