Başbakan Erdoğan hafta sonunda bir hastane açılışında yaptığı konuşmada, “Bürokratik oligarşinin ilaç ve sevklerde devam ettiğini” söyledi. Başbakanın bu yakınmasına neden olan olaylardan bazılarının Sosyal Sigortalar Kurumu (SSK) kapsamında gerçekleştiği ortaya çıktı. Bir kan hastası SSK’lıya ayda 1.5 trilyon liralık ilaç parası ödendi. Provizyon sisteminin işlemesiyle ortaya çıkan bu olayda, aynı hastanın beş aylık provizyonlu dönemde toplam ilaç faturasının ise 4.8 trilyonu lirayı bulduğu kaydedildi.
SSK, artık tüm kamu hastanelerine sahip olan Sağlık Bakanlığı’nın kendisine gönderdiği bu ve benzeri ilaç faturalarını, provizyon sistemini kullanarak incelemeye aldı. Bu tür hastalara ilişkin soruşturmaların başlatıldığı, soruşturmalar bitene kadar da isimlerin açıklanmayacağı belirtildi.
Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanı Murat Başesgioğlu 4.8 trilyon liralık rekor fatura iddiasını doğrulayarak müfettişlerin yürütüğü soruşturmanın sürdüğünü söyledi. Başesgioğlu bütün şüpheli faturaları incelemeye aldıklarını, gerek gördükleri hakkında da soruşturma açtıklarını belirtti. Bakan Başesgioğlu, "İlaç paraları her geçen gün artıyor. Bu konuya disiplin getirilmediği takdirde, Genel Sağlık Sigortası kapsamına geçilince ilaç masrafları çok daha büyüyecek" dedi.
“Doktorların performansa dayalı ücret almasının faturaları şişirdiği” iddialarını yönelttiğimiz Bakan Başesgioğlu, zaman zaman bu tür duyumların kendilerine de geldiğini belirterek, şunları söyledi:
“Fatura İnceleme Komisyonu'nda fatura inceleyen arkadaşlarımızın, tespit ettiği çarpık faturalar var. İade ediyoruz. Ben öbür tarafına bir şey diyemem, ancak sigorta kurumu olarak, kaynakların verimli kullanılmasına dikkat ediyorum. Şöyle bir yanlış kanı var; ‘Sigortalı sanki bedava tedavi ediliyor, bedava ilaç yazılıyor’ gibi. Kim muayene, tedavi ederse etsin, ben o sigortalının parasını fatura karşılığı sonuna kadar ödüyorum. Şimdi iyi de götürüyoruz. İlk geldiğimiz zaman 8-9 ay geriden götürüyorduk, şimdi protokolde öngördüğümüz süre içerisinde paralarını ödüyoruz. Faturasının fazla gösterilmesine müsaade etmeyiz. Eczanelerden şimdi provizyon almaya başladık. Şu anda düğmeye bastığım zaman Türkiye'nin bir ilinde, en yüksek 50 ilaç reçetesini görebiliyorum. Hangi doktor yazmış, hangi hastaya yazılmış, hangi eczaneden verilmiş, bunu görüyorum.”
Yüksek rakamlı reçete tutarlarının teftişe alındığını kaydeden Bakan Başesgioğlu, “1 kişiye bir ayda 500 milyar, 600 milyar, hatta 1.5 trilyon, toplamda 4-5 trilyona ulaşan reçeteler yazılmış. Özellikle kan hastalıklarında bunlar var. Bunların üzerine gidiyoruz” dedi.
İhtiyacı ise helal olsun
“Gerçekten bu hastamızın ihtiyacı olan ilaç ise helal-i hoş olsun” diyen Başeskioğlu, ancak Kurum'u dolandırmak, sistemi soymak adına yapılan işlere müdahale ettiklerini kaydetti.
“Bu tür işlemleri artık ne doktor, ne de eczacı yapamayacak” diyen Murat Başesgioğlu, aynı sistemi hastanelere de kurduklarını, şu anda hastanelerin altyapısının sadece “hak sahipliği provizyonu” almaya müsait olduğunu, ama ileriki aşamalarda “tıbbi provizyon” denen uygulamaya da başlanacağını söyledi.
Doktora gittiği andan ilaç yazılmasına kadar geçen süreci takip edeceklerini kaydeden Bakan, “Hastam hastaneye gittiği zaman bir hariciye bir dahiliye tüm servisleri dolaşmayacak, iki tane reçete yazdıramayacak. Şimdi özelde bunu kontrol edebiliyorum. Ama devlet hastanelerinin altyapısı sisteme hazır olmadığı için, zaman da geciktiği için kendilerine sonbahara kadar süre verdik” dedi.
Başbakan Recep Tayyip Erdoğan, Kartal Koşuyolu Hastanesi’ni hizmete açarken yaptığı konuşmada, “ilaçta, sevklerde bürokratik oligarşinin devam ettiğini” belirtmiş ve bunun farkında olduklarını belirterek, "Bu oligarşiyi yıkmak zorundayız" demişti.
Erdoğan, özel sektörün ekonomik ve sosyal alanlara yatırım yapmasını istediklerini dile getirirken, "Türkiye’de özel sektör denince yakın zamana kadar gözünü devletin imkanlarına dikmiş, riski paylaşmayan, hizmet üretmeyen, sadece devletin imkanlarından nemalanan bir anlayış hakimd