Gündem


Başbakan Recep Tayyip Erdoğan, Türkiye'nin, sadece bölgesinde değil, tüm dünyada barışı sağlama amacıyla hareket eden bir ülke olduğunu ifade ederek, "Kimsenin Türkiye'yi yanlış bir konumda göstermeye çalışmasına, Türkiye'yi farklı bir kategoriye yerleştirmesine izin vermeyeceğiz. Kimsenin, Türkiye Cumhuriyeti'nin Başbakanı'na saygısızlık yapmasına fırsat vermeyeceğiz" dedi.

Başbakan Erdoğan, "Şişhane-Taksim" ile "4. Levent-Atatürk Oto Sanayi Sitesi" metro hatlarının açılışı dolayısıyla Şişhane'de düzenlenen törende yaptığı konuşmada, Gazze'de üç hafta boyunca yaşananları, tüm dünyanın canlı yayınlarda izlediğini hatırlattı. Erdoğan, şunları kaydetti:

"Türkiye, sadece bölgesinde değil, tüm dünyada barışı sağlama amacıyla hareket eden bir ülkedir. Kimsenin Türkiye'yi yanlış bir konumda göstermeye çalışmasına, Türkiye'yi farklı bir kategoriye yerleştirmesine izin vermeyeceğiz. Kimsenin, Türkiye Cumhuriyeti'nin Başbakanı'na saygısızlık yapmasına fırsat vermeyeceğiz.

Bundan önce bu tür alışkanlıkları olanlar olmuş olabilir. Ama şimdi yeni bir dönem başlamıştır. Türkiye ülkelerden bir ülke, sıradan bir ülke değildir. Türkiye'nin büyüklüğünü, önemini, gerekliliğini iyi algılamak isteyenler, eğer dönüp tarihe bakarlarsa bunu görürler. Son 6 yıldır bölgede oynadığımız role bakarlarsa bunu görürler."

Erdoğan, Gazi Mustafa Kemal Atatürk'ün "Yurtta Sulh Dünyada Sulh" sözüne işaret ederek, "Biz iyi niyetle, bölge ve dünya barışı için çaba gösterirken, birilerinin bizi farklı konumlara oturtmaya çalışmasına kesinlikle müsaade edemeyiz" dedi.

Her eleştiri semitzm karşıtlığı gibi gösterilmemeli    

Erdoğan, her olayı semitizm karşıtlığı gibi göstererek birilerinin dokunulmaz, eleştirilmez hale getirilmeye çalışılmasının büyük bir yanlışlık olduğunu belirterek, "Biz antisemitizme karşıyız. Ama İsrail'e yönelik her eleştirinin, semitizm karşıtlığı gibi gösterilmesini doğru bulmuyoruz" diye konuştu.

Erdoğan, "Türk medyasına, yalan yanlış haber yapanlara sesleniyorum, bu vahşetin avukatlığını yapanlara sesleniyorum, Türkiye Cumhuriyeti Başbakanı'nın yanında değil de başkalarının yanında yer alanlara sesleniyorum" dedi.

Erdoğan, her olayı semitizm karşıtlığı gibi göstererek birilerinin "dokunulmaz, eleştirilmez" hale getirilmeye çalışılmasının da büyük bir yanlışlık olduğunu vurgulayarak, şunları kaydetti:

"Biz antisemitizme karşıyız. Ama İsrail'e yönelik her eleştirinin, semitzm karşıtlığı gibi gösterilmesini doğru bulmuyoruz. Antisemitizmin artmasından kaygı duyanlar, bunu körükleyecek davranışlardan ve uygulamalardan da şiddetle kaçınmalıdır. Bugün artık Orta Doğu Bölgesi ve burada yaşayan insanlar, savaştan, gerilimden, kan ve göz yaşından yorgun bir hale gelmiş durumdadırlar. Herkes barış sürecine katkı vermeli. Barıştan yana olmalı. Türkiye'nin tarafı bellidir. O da barışın tarafıdır."

Davos'ta yaşanan gerginliğe değinen Erdoğan, katıldığı oturumda moderatörün tavrına karşı gösterdiği tepkiyi diplomatik bulmayanlara da birkaç şey söylemek istediğini söyledi.

Başbakan Erdoğan, "Ben orada Türkiye Cumhuriyeti Başbakanı olarak bulundum. Bu sıfatla konuşmalarımı yaptım. Biz bir kabile reisi değiliz. Biz Türkiye Cumhuriyeti'nin Başbakanıyız" diye konuştu.

Türkiye'nin saygınlığını itibarını düşünmenin ve kollamanın sadece iktidarın değil, muhalefetin, bunun sadece hükümetin değil, bütün kurumların görevi olduğunu kaydeden Erdoğan, şöyle konuştu:

"Dışarıdakiler de içeridekiler de Türkiye'nin büyüklüğünü, gücünü ağırlığını iyi anlamalı, buna göre davranmalıdır. Bakıyorum ki bazı kesimlerde bir panik havası var. 'Türkiye ne yapar, ne eder' diye bir kaygı var. 'Türkiye ne yapar' değil, 'Türkiye ne der?', Türkiye'siz başkaları ne yapar? diye düşünülmesi lazım. Kendisine ve ülkesine güvenmeyen, gücünü bilmeyen, eğilen, bükülen bir anlayış bizim karakterimiz değil, olamaz. Bizim dışişleri anlayışımız, başkalarının ne diyeceği anlayışı üzerine kurulu değil, yaşananların peşinden gitmek üzerine kurulu değil. Gündemi belirlenen bir ülke üzerine kurulu değil.

Bizim dışişleri anlayışımız, bizim ne diyeceğimiz üzerine kurulu. Proaktif bir şekilde olayları yönlendirme üzerine kurulu. Gündemi belirleyen bir ülke olmak üzerine kurulu. Diklenmeden dik durmak üzerine kurulu. Bazı monşerler bunu anlamakta zorluk çekebilir. Çünkü onlar hep böyle yetiştiler. Böyle geldiler. Gölgesinden korkanlar bunu anlamakta zorlanabilirler. Bizim yönetim anlayışımız Türkiye'nin ali menfaatlerini, izzetini, itibarını, saygınlığı korumak üzerine kurulu."