Ekonomi


Erkan Kızılocak/Para

TÜRKİYE önemli bir altın ithalatçısı. 75 milyar dolar civarında olduğu belirtilen yıllık dünya altın ithalatından yüzde 10 pay alıyoruz. Ancak ilginçtir, Türkiye bu yılın başından itibaren altın ihracatıyla adından söz ettiriyor. Altın fiyatları artış rekoru kırarken, Türkiye'nin ihracatı da tarihi rekora imza attı.

2007 yılının tamamında yaklaşık 2.5 milyar dolarlık altın ihraç eden Türkiye'nin henüz 2008'in ilk iki ayındaki ihracatı 1.7 milyar dolara ulaştı.
2007'nin ocak ayında 59, şubat ayında ise 93 milyon dolarlık altın ihraç edilmişti. Bu yıl ise ocakta 968.7, şubatta ise 761 milyon dolarlık ihracat yapıldı. Bu da geçen yıla göre 11 kat artışa karşılı geliyor.

Ancak hemen belirtelim, bu veriler işlenmemiş maden ve işlenmiş altın ihracatının toplamı. Keza TÜİK verilerine göre, aslında 2007 yılında Türkiye'nin işlenmiş altın ihracatı 979 milyon dolar. Aynı dönem için değerli maden ihracatı ise 1 milyar 479 milyon dolar seviyesinde. 2008'in ilk 3 ayında külçe altından oluşan değerli maden ihracatı ise 374 milyon dolar. Dolayısıyla bu rakam işlenmiş altın ihracatıyla toplandığında, ilk 3 ayda 2.1 milyar dolarlık altın ihracatı yapıldığı ortaya çıkıyor...

İHRACATIN PERDE ARKASI
Türkiye aslında son yıllarda işlenmiş altında önemli ilerlemeler kaydetti. Belki de ihracatta elde edilen başarı buna bağlanabilir. Keza kuyumculuk sektörü temsilcileri de işlenmiş altında (ziynet eşyası) Türkiye'nin tasarım gücünün Avrupa'yla rekabet edebilir boyutta olduğunu düşünüyor. Ancak altın ithalatında benzer bir trend söz konusu değil. Bu yüzden,
 ihracattaki bu olağanüstü artış konusunda ortaya atılan ilginç iddialar var.

Hisse senedi ve bono satan yabancıların, piyasadan külçe veya hurda şeklinde altın toplayıp, sonra da bazı şirketler üzerinden ihraç ederek yurtdışına çıktıkları iddia ediliyor. Merkez Bankası kaynaklarından elde ettiğimiz bilgiye göre, bu yılın ilk 3 ayında döviz fiyatlarında yaşanan hızlı dalgalanmalar altını da vurdu. Özellikle yabancıların bu dönemde borsadan veya kağıttan çıkıp altın ihracatı yoluyla yurtdışına para çıkardıkları ileri sürülüyor.

Buna göre, borsada ve hazine kağıdında dövizi olan yabancı yerleşikler bunlardan çıkmak istiyor. Zamanında dövizle girdiği borsadan veya kağıttan YTL ile çıkıyor. Şimdi bu YTL ile piyasadan döviz talep edip çıkmak isterse kurları zıplatmış olacak ve dolayısıyla zarar edecek. Daha doğrusu kardan zarar edecek. Ocak ayı altın ihracatının 968 milyon dolar olduğunu düşündüğümüzde, bu parayla aynı anda döviz piyasasına girilse döviz fiyatları birden fırlayacak. Yapılan yorumlara göre, altın ihracatı dövizi yükseltmeden sessizce yurtdışına çıkışın yollarından biri olarak kullanıldı. Piyasadan YTL karşılığı hurda ve külçe altın toplandı ve şirketler üzerinden de ihraç edildi.

Madalyonun diğer yüzüne yani ithalata baktığımızda ise aynı artış trendi görülmüyor. Örneğin, 2005 yılında 3 milyar 894 milyon, 2006'da 4 milyon, 2007'de de 5 milyon 325 bin dolarlık altın ithalatı oldu. 2008'in ilk 2 ayında ise sadece 915 milyon dolarlık altın ithal edildi.

İHRACATTA KÜLÇE AĞIRLIĞI
İstanbul Altın Borsası (İAB) verileri de ihracatta külçe altının ağırlığını doğruluyor. Külçe altın, yukarda belirttiğimiz gibi ihracat kalemleri arasında “değerli maden” sınıfında değerlendiriliyor. Verilere göre, altın ihracatının yaklaşık yüzde 75'i külçe, yüzde 25'i ise ziynet eşyası olarak gerçekleşti.

Türkiye'de altın ihracatını Türkiye'de daha çok kurumsallaşmış kuyumculuk şirketleri yapıyor. Bu şirketlerin büyük bir kısmı da İstanbul Altın Borsası'na üye. Bu şirketler arasında Altınbaş, Atasay ve Goldaş dikkat çekiyor. Ancak bu şirketlerin yaptığı ihracatın külçe altın ihracatının çok gerisinde kaldığı görülüyor.
İstanbul Altın Borsası Başkanı Osman Saraç da şu bilgilerle ilk 2 ayda önemli miktarda külçe altın ihraç edildiğini teyit ediyor: “Global piyasalarda çalkantılı bir dönem yaşanıyor. Kredi krizinin etkileri sürerken yatırımcılar hisse senetleri gibi riskli varlıklardan kaçınarak güvenilir bir liman olarak altına yöneliyor. Bu yılın ilk 2 ayında değerli maden ve mücevherat ihracatı geçen yılın aynı dönemine göre yüzde 10.9 artış gösterdi ve 374 milyon dolara ulaştı.”
 
İÇ TALEP DURDU

Altın fiyatlarında hatırlanacağı gibi 4 ay boyunca sert bir çıkış yaşanmış, 17 Mart'ta bin dolar seviyesi bile aşılmıştı. Ardından bir düzeltme hareketiyle fiyatlar tekrar gevşedi. Bu hızlı artış, vatandaşların yastık altındaki altınlarını satmasına neden oldu. Buna karşılık altın talebi adeta dibe vurdu. İstanbul Kuyumcular Odası Başkanı Alaattin Kameroğlu, talebin daha çok yatırım amaçlı altın çeşitlerine kaydığına işaret ediyor. Bunlara örnek olarak da tam, yarım ve çeyrek altını gösteriyor.

Kameroğlu, iç piyasada talebin dibe vurmasını ise belirsizlik sürecine bağlıyor. Ardından da işlenmiş altının (ziynet eşyası) yanı sıra piyasada çok miktarda hurda altının şirketler tarafından toplanıp rafinerilerde külçe altın haline getirilerek ihraç edildiğine dikkat çekiyor.

Altın piyasası uzmanı ve İstanbul Üniversitesi öğretim üyesi Mehmet Hakan Sağlam, Türkiye'nin işlenmiş altında İtalya'yla yarışacak seviyede olduğunu vurgulayarak, “Son yıllarda artan ürün çeşitliliği de ihracata olumlu etki yaptı” diyor.

Altın ve değerli maden ihracatı (Milyon $)

Yıl Ziynet altın Değerli maden (Külçe altın)  
2002 53.6 595.4 
2003 76.5 787.1
2004 91.4 933.5
2005 136.5 1.079
2006 639.4 1.172
2007 979.1 1.479
2008 (2 ay) 1.730 374

Kaynak: TÜİK ve İİB

Türkiye'nin altın ithalatı (Milyon $)

Yıl İthalat
2002 1.408
2003 2.598
2004 3.497
2005 3.895
2006 4.013
2007 5.325
2008 (2 ay) 915