Gündem


Murat KAYA

Gazetelerde yer alan bir ilan; daha 16 yaşında hayat dolu genç bir kızın ölümünü haber veriyordu. 

GELECEĞİ PARLAK BİR AT BİNİCİSİYDİ

At biniciliğinde birçok ödülü bulunan ve Türkiye’nin geleceği parlak binicilerinden biri olacağı belirtilen Serra Ahu Türköz’ün söz konusu ilanlara yansıyan ölümü geride; ölen babanın iki genç kızına bıraktığı milyarlık mirasa dedenin açtığı davalarla engel olmaya çalışması ve dava sonuçlanmadan dede ile torunlardan Serra Ahu’nun da hayata veda etme hikayesini bıraktı.

“Çiğdem Gültekin ve merhum Erol Türköz’ün biricik kızları, Zehra Naz Türköz’ün sevgili kardeşi, Neşe Gültekin ve merhum Hüseyin Gültekin’in torunu Serra Ahu Türköz vefat etmiştir” ifadelerinin yer aldığı ilan, acılı Türköz ailesinin acısını yansıtıyordu ancak bu ölümün ardındaki dram, ilan yayınından çok daha önce, geçen yılın kasım ayında haberlere konu edilmişti. 

O HABERLER: DEDE İKİ TORUNUNA KARŞI İCRA TAKİBİ BAŞLATTI

Söz konusu haberlere göre, otelcilik ve otomobil ithalatı yapan iş insanı Erol Türköz’ün vefatından sonra çocukları Serra Ahu Türköz  ve Zehra Naz Türköz’e, yüklü bir mal varlığı kaldı. 

O dönem 10 yaşında olan Serra Ahu Türköz ile bir yaş küçük kardeşi Zehra Naz Türköz’e, anneleri Çiğdem Gültekin ile; Kadıköy’de bir otel, Ataşehir’de bir plaza ile çok sayıda daire ve dükkan miras bırakıldı. Bu varlıkların değerinin 100 milyon lirayı aştığı belirtildi.

“OĞLUMUN BANA BORCU VAR” BAHANESİYLE İCRA TAKİBİ BAŞLATTI
 
Değeri milyar liralarla ölçülen bu miras daha sonra Erol Türköz’ün babası Atilla Türköz ile Türköz ailesi arasında, davaya sürüklenen kavgalar başlattı. 

Dede Atilla Türköz, mirası engellemek için ölen oğlunun kendisine borcu olduğu iddiasıyla yaşları 18’den küçük iki torununa karşı 9 milyon lira bedelli  iki ayrı senetle icra takibi başlattı. İcraya konulan senetlerden biri 2 milyon, diğeri de 7 milyon liralık değerindeydi. 

Eşinin ölüm acısını yaşamaya fırsat bulamayan anne Çiğdem Gültekin, velayet hakkına sahip olduğu iki çocuğuna yönelik icra takiplerine itiraz etti. Yapılan itirazlar sonrası hem İstanbul İcra Hukuk Mahkemesi’nde hem de İstanbul Asliye Ticaret Mahkemesi’nde davalar açıldı.

“MİRASIN GELİNE GEÇMESİNE ENGEL OLUYOR”

Anılan davalarda icraya konulan senetlerdeki imzaların Erol Türköz’e ait olup olmadığı belirlenmeye çalışıldı. İtiraz dilekçesinde, imzaların Erol Türköz’ün elinden atılmadığı belirtilerek, dede Atilla Türköz’ün, aslında oğlundan geriye kalan mal varlığının gelinine geçmesine engel olmayı amaçladığı öne sürüldü. 

Dilekçelerde ayrıca  imza altına alınan senetlerden birinin düzenlendiği tarihte Erol Türköz’ün hastanede yoğun bakımda tedavi altında olduğuna dikkat çekildi. 

AMAÇLARI MALLARA KONMAK

Mirasa konmak için sahte senetleri işleme koymakla itham edilen dede Atilla Türköz ise, senet üzerindeki imzaların sahte olduğu iddiasının gerçek dışı olduğu yönünde savunma yaptı. 

Erol Türköz’ün şirketi adına kayıtlı gayrimenkullerin tamamının dede Türköz’ün oğluna verdiği borçlarla alındığı öne sürülen dilekçelerde, dedenin amacının, torunlarının mallarını ele geçirmek olmadığı ancak eski gelini ve ailesini mirastan mahrum etme amacı taşıdığı bildirildi. 

BİLİRKİŞİ RAPORLARI ARASINDA ÇELİŞKİ

Davalarda toplamda 9 milyon liralık iki senedin üzerindeki imzaların sahte olup olmadığı ise henüz belirlenemedi. İstanbul 14. Asliye Ticaret Mahkemesi’nde görülen davaya 4 ayrı bilirkişi raporu girdi. Raporlar arasındaki çelişki nedeniyle mahkeme de henüz kararını verebilmiş değil.

Benzer şekilde İstanbul 10. İcra Hukuk Mahkemesi’nde görülen dava dosyasına da 3 ayrı bilirkişi raporu girdi ve mahkemenin kararı bekleniyor. 

ÖNCE DEDE ÖLDÜ, SONRA TORUNU

Erol Türker’in ölümüyle gazete haberlerine konu olmuş bu miras davası, ailede peş peşe gelen diğer ölümlerle dram dolu bir hikayeye dönüştü. 
Dava henüz sonuçlanmazken ilk ölüm haberi, gelini ve torunlarını oğlu Erol Türker’in mirasından mahrum etmeye çalışan dede Atilla Türker’den geldi. Türker, 1 Ağustos’ta hayatını kaybetti. 
Torunlarına miras davası açan dedelerinin ölümüyle torunlar; aile bağı ve miras hukuku gereği ellerinden mal varlıklarını almaya çalışan dedelerinin mal varlığına da konmuş oldu. 

KAHREDİCİ İKİNCİ ÖLÜM HABERİ

Ancak aileden gelen ikinci ölüm haberi, miras şansının yerini drama bıraktı.
Bir gazete ilanına yansıyan ifadelerde; dedesinin miras davası açtığı torunlardan, o günden bugüne 16 yaşına gelen ve uzmanlaştığı at biniciliği yarışmalarında birçok ödül kazanan Serra Ahu Türköz’ün öldüğü belirtiliyordu.

PD editörü; Türköz’ün sapasağlam durumdayken ortalık hastalığından mikrop kaptığı, özel bir hastaneye gittiği, burada durumunun daha da fenalaştığı, yoğun bakıma alındığı ancak 3 gün sonra hayatını kaybettiği bilgilerini edindi. 

HASTANEYE YÜRÜYEREK GİTMİŞ: ÖLÜM NEDENİ ENFEKSİYON

Yürüyerek hastaneye gittiği belirtilen genç kızın ölümüyle ilgili sır, gizemini koruyor. 

Ancak Serra Ahu Türköz’ün, iki hafta önce rahatsızlandığı, 11’inci sınıf öğrencisi olduğu SEV Amerikan Koleji’ne gidemediği, iki haftalık istirahat raporu aldığı, hastanede kaptığı enfeksiyon nedeniyle öldüğü bilgilerine ulaşılabildi. 

İLANDA DAVACI DEDENİN İSMİ YOK

Genç kızın apansız ölümüyle ilgili gazete sayfalarına yansıyan ilanda, tüm aile üyeleri sayılırken gelini ve torunlarını mirastan mahrum etmek adına  icra takibi başlatan dede Atilla Türköz’ün isminin yer almaması dikkat çekti.  
 
Mirası kullanabileceği yasal yaşa gelmeden hayata veda eden Serra Ahu Türköz’ün cenazesi, dün dün Şakirin Camisi’nde kılınan namazın ardından Karacaahmet Mezarlığına defnedildi.

patronlardunyasi.com