Kültür-Sanat


Burak ARTUNER

Filistin’in özgürlük sloganlarından biri "From the river to the sea, Palestine will be free" “Nehirden denize Filistin özgür olacak”tır. Bu slogandaki nehir Şeria Nehri, deniz Akdeniz’dir. 

Şeria Nehri'nin sularıyla dolu varillerin ABD'ye sevki sırasında yapılan töreni gösteren bu fotoğraf 8 Aralık 1906 tarihli L'ILLUSTRATION dergisinde yer aldı. Soldan 4'üncü kişi ABD'li yatırımcı Albay Clifford E. Nadaud.

Trump’tan bu hafta tüm dünyayı sarsan ve tepki çeken açıklamalar geldi. İlkinde “"ABD Gazze Şeridi'ni devralacak ve çalışacak. (Gazze'yi) sahipleneceğiz” dedi. Sonrasındaki açıklamasında ise "Orada (Gazze'de) biz bir yatırımcı olacağız" diyen Trump, Filistinlilerin yaşadıkları bölgeye geri dönüp, 10 yıl sonra yeniden oradan ayrıldıklarını görmek istemediğini belirtti. 

Trump, bu açıklamasında daha önceki açıklamasının da arkasında olduğunu ima ederek, yapacakları yatırımla Gazze'nin kalkınacağını, amacının bölgeye barış ve istikrar getirmek olduğunu savundu. Ama gelen tepkiler, bu projesine kimseyi inandıramadığını da gösterdi.  

Şeria Nehri'nin eski bir fotoğrafı.

Trump’ın son açıklamasındaki “Biz Gazze’de yatırımcı olacağız” sözleri bana Filistin’in suyunu 1906’da varilleyip ABD’de satan ABD’li müteşebbis albay Clifford’un ve Osmanlı sarayından aldığı imtiyazın hikayesini hatırlattı. 

ABD’li Albay Clifford Nadaud, Kentucky eyaletine bağlı Covington şehrindendi. Eyalet valisinin güvendiği yardımcılarından biriydi.

Hıristiyanlarca kutsal kabul edilen Şeria Nehri’nin suyunu satabilmek için İstanbul’da Osmanlı Sarayı nezdinde girişimlerde bulundu. Saraydan, Albay Clifford Nadaud’a izin çıktı. 1884-1915 yılları arasında İstanbul merkezli Fransızca yayın yapan Moniteur Oriantel gazetesinde 11 Ekim 1906’da, New York Herald gazetesi kaynaklı bir haber yer aldı. Haberde, vaftizlerde ve diğer dini törenlerde kullanılmak üzere Şeria Nehri suları ile doldurulan varillerin Kudüs Patriği huzurunda ve Amerikan Konsolosluğu’nun nezaretinde mühürleneceği bildirildi. 

Şeria Nehri'de Hıristiyanların gerçekleştirdiği bir vaftiz töreni.

ÖZEL FIÇILAR GETİRİLDİ

Filistin’de İbranice yayın yapan Yahudiler’in gazetesi Hashkafa da 26 Kasım 1906’da çıkan haberde ise şu ifadeler yer aldı:

“Roş Aşana’da (Yahudi Yeni Yılı), Amerika’nın Kentucky eyaletine bağlı Covington şehrinden Albay Clifford Nadaud şehrimize geldi. Clifford Nadaud, o eyaletin valisinin kadrosunun Albayıdır ve Ürdün Nehri'nden Hıristiyan dünyasına vaftiz çocukları ve Hıristiyan dininin diğer ihtiyaçları için su sağlamak üzere kurduğu bir şirket adına şehrimize gelmiştir. Albay Nadaud, Ürdün'den dünyanın dört bir yanına su taşımak için kullanılacak özel fıçılar getirmiştir. Su, Amerikan konsolosluğunun mührüyle damgalanacak olan fıçılara doldurulmadan önce kaynatılacaktır."

Yeni Zelenda gazetesinde 21 Aralık 1906'da çıkan haber.

 

KÂR İÇİN SABIR İSTEDİ

Haberin devamında da şu değerlendirmeler yapıldı:

“ 1906 sonbaharında, büyük Kentucky eyaletinden bir işadamı Kutsal Topraklara bir vizyonla geldi: kutsal sulardan kutsal olmayan para kazanmak. Ürdün Nehri'nden suyla doldurulacak düzinelerce varil ile İsrail Topraklarına geldi. Sonuçta, İsa'nın vaftiz edildiği kaynaktan bir şişe su satın almak istemeyen var mı? (…) Clifford, Osmanlı yönetiminden suyu alma iznini aldı ve Kudüs'teki Amerikan konsolosluğu da su ihracatına damga vurmayı ve diplomatik onay vermeyi kabul etti. Hashkafa’nın muhabiri, ‘kurnaz işadamı’na, "Bunun iyi bir kazanç sağlayacak büyük bir iş olacağına inanıyor musunuz efendim ?" diye sordu. ‘Yatırımcı’ Albay Clifford bu soruyu "Umarım... Eminim! Elbette!" diye cevapladı ancak sabırlı olmak gerektiğini vurgulayarak, şöyle devam etti: İki veya üç yıl kâr olmadan geçecek ve bu süre zarfında çok fazla harcama yapacağız, ancak bundan sonra işletme, kendisine yatırım yapan şirketin lehine kâr elde edecek."

YAHUDİ GAZETESİNDE SUDAN SONRA TOPRAK İMASI 

Hashkafa gazetesindeki makale şöyle sona ererken, Yahudiler’in ilerideki amaçlarına ilişkin de ipuçları veriyordu:

“Birkaç hafta önce Ürdün Nehri'nin sularını Hristiyanlara dini amaçlarla tedarik etmek üzere Ürdün Nehri Su Şirketi için buraya gelen Amerika'dan Albay Clifford Nadaud işini bitirdi ve iki hafta içinde ülkesine dönecek,” diye bildirdi Hashkafa . “Burada bulunduğu süre boyunca Amerika'ya 30.000 kilogram Ürdün Nehri suyu gönderdi. Her varil Ürdün Nehri'nden tren istasyonuna üç atın çektiği bir arabayla taşındı. (…) Ürününün potansiyel başarısıyla ilgili tekrar sorulduğunda girişimci, River Jordan Su Şirketi'nin ‘büyük bir iş’ olmasını umduğunu söyledi.  Bu yeni girişimin ‘büyük bir iş”  olup olmadığını öğrenemedik ancak (…) ülkemiz altın, gümüş ve değerli taşlar ihraç etmiyorsa, belki alternatif ihracatlarımız vardır, bunlardan biri de Hıristiyanlar için Ürdün sularıdır. Belki de yakında bir Yahudi şirketi, Diaspora’da yaşayan Yahudilere İsrail toprağı tedarik etmeye başlayacaktır?” 

Clifford’un girişimi ABD’den dünyanın hemen her köşesine yayıldı. Yeni Zelanda da bile haber oldu. 21 Aralık 1906’da bir Yeni Zelenda gazetesi bile bu girişimi haberleştirdi. 

Şeria Nehri, 1967'den beri tamamıyla İsrail'in kontrolünde.

TARİHÇİLERE GÖREV DÜŞÜYOR 

“Gazze’de yatırımcı olacağız” diyen Trump’tan 119 yıl önce Filistin’e yatırım yapan ilk ABD’li girişimci Albay Clifford’un şirketinin akıbetinin ne olduğuna dair ise elimizde bir bilgi ve belge bulunmuyor. Belki kıymetli tarihçilerimiz bu girişimin akıbetine ilişkin araştırmalar yaparlar. 

ŞERİA NEHRİ HIRİSTİYANLAR İÇİN NEDEN KUTSAL? 

Şeria Nehri, diğer isimleriyle Ürdün veya Erden Nehri, Ortadoğu’da Ürdün Vadisi boyunca akan ve Lût Gölü’ne dökülür.. 251 kilometre uzunluğunda olan Şeria Nehri, Hazreti İsa’nın Yahya tarafından vaftiz edildiğine inanılan nehir olması Hıristiyanlıkta önemli bir hac merkezidir. İsrail işgali altındaki Batı Şeria Filistin toprağı sayılırken, nehir 1967’den günümüze kadar tamamıyla İsrail ordusunun kontrolü altındadır.

patronlardunyasi.com