AB'nin Türkiye'ye karşı tehditkar tavırları, ABD'nin terörle mücadelede umursamaz yaklaşımı Türk halkındaki öfkeyi kabarttı. Son dönemde yapılan araştırmalar, halkın Batı'ya bakışının giderek değiştiğini ve üyelik desteğinin azaldığını ortaya koyarken, bu tablo ABD ve AB başkentlerinde telaşa neden oldu. Türkiye'nin potansiyel gücünü ve stratejik önemini bilen bazı AB ve ABD'li yetkililer, Ankara'nın ve Türk halkının yeniden sempatisini kazanmak için farklı yollar aramaya başladı. Son dönemde yapılan 'Türkiye'yi kaybetmeyelim' açıklamaları da bu çabanın bir sonucu olarak görülüyor.
Biçtikleri kıyafete Türkiye'yi sokmaya çalışan bazı AB yetkililerinin, 'Türkler uyanıyor' telaşına kapıldıkları ve bu sebeple farklı ağızdan konuşmaya başladıkları belirtiliyor.
Yüzler aynı, sözler farklı
İşte son dönemde yapılan bazı yorumlar: ABD'nin Avrupa ve Avrasya'dan Sorumlu Yetkililerinden Matt Bryza, Türkiye'nin AB'ye üyelik sürecinin devam etmesi gerektiğini söylerken, Kıbrıs konusundaki 'Ek Protokol' anlaşmazlığının yapıcı yaklaşımlarla aşılabileceğini savundu.
ABD Dışişleri Sözcüsü Sean McCormack da, ülkesinin Türkiye'nin AB üyeliğini engellemek istemediğini vurgulayarak açık destek verdi. AB Komisyonu Başkan Yardımcısı Günter Verheugen de, Alman Welt am Sonntag gazetesine 'AB içinde hiç kimse Türkiye'nin AB'ye yakınlaştırılması sürecinin şimdi kesilmesini istemiyor. Türkiye de bunu istemiyor' dedi.
Avrupa Parlamentosundaki (AP) muhafazakar grup üyesi İngiliz parlamenter Geoffrey Van Orden, AP'deki Rum parlamenterleri, Türkiye ve AB arasındaki ilişkileri haksız yere engellemekle suçladı. AP Dışişleri Komisyon'unda, genişleme stratejisi raporunun tartışılması sırasında söz alan İngiliz parlamenter, Rum parlamenterlere dönerek, 'BM referandumunda 'hayır' dediniz. Şimdi Kıbrıslı Türklere yönelik izolasyonların kalkmasını istemiyorsunuz ve Türkiye-AB ilişkilerini engellemeye çalışıyorsunuz' dedi.
İngiliz The Economist dergisi de , 'Avrupa Birliği sürecindeki bir duraksama, Türk generalleri reform dalgasında kaybettikleri ağırlıklarını tekrar kazanmaya çalışma yoluna sevk edebilir' endişesini dile getirdi.
Rakamlar ortada
AB, asıl olarak Türkiye'nin ekonomik gelişiminden ve gün gelip de Türkiye'nin büyüklüğünün AB içinde hakim güç konumuna geçmesinden korkuyor. Sadece bu yılın Ocak-Temmuz döneminde AB'den 26.9 milyar Euro ithalat gerçekleştirildi. Bu rakam, geçen yılın aynı dönemine göre yüzde 18'lik artışı ifade ediyor. Türkiye'nin AB'ye yaptığı ihracat da yüzde 18'lik artışla 22.3 milyar Euro'ya çıkmış durumda.
Özellikle son dönemde Türk Silahlı Kuvvetleri'nin hedef seçilerek, etkinliğinin kırılmaya çalışılmasında da ana amacın Türkiye'yi zayıflatmak olduğu vurgulanıyor. En büyük endişe de, yapılan anketlerde Türk halkının en güvendiği kurum olarak TSK'nın çıkması.
Tercüman