Ekonomi


Bugün açıklanan 3 yıllık (2007-2009) İhracat Strateji Planında genel hedef, ''2009 yılı sonu itibariyle 125 milyar dolarlık ihracat rakamına ulaşılması, Türkiye'nin dünya ihracatında aldığı payın ise yüzde 1,2 seviyesine çıkarılması'' olarak belirlendi.

Planının 4 öncelikli alanı ise ''tanıtım ve pazarlama, insan kaynakları ve kurumsal yapı, dış ticaret politikaları ile makro ekonomik politikalar'' olarak saptandı. Dış Ticaret Müsteşarlığı (DTM) tarafından hazırlanan ''2007-2009 İhracat Strateji Planı'', Ankara Sheraton Otelinde düzenlenen basın toplantısıyla açıklandı.

Devlet Bakanı Kürşad Tüzmen'in katıldığı basın toplantısında, Plana dönük sunumu İhracat Genel Müdürü Ali Boğa yaptı. Basın toplantısına, Dış Ticaret Müsteşarı Tuncer Kayalar, Türk Eximbank Genel Müdürü Ahmet Kılıçoğlu, Türkiye İhracatçılar Meclisi (TİM) Başkanı Oğuz Satıcı, bazı bürokrat ve sivil toplum kuruluşları temsilcileri de katıldı. İhracat Genel Müdürü Boğa, yaptığı sunumda, önce 2004-2006 Strateji Planı gerçekleşmeleri hakkında bilgi verdi ve söz konusu strateji planının, kamuda etkin bir uygulama süreciyle hayata geçirilen ilk strateji olduğunu söyledi.

Boğa, 2007-2009 İhracat Strateji Planı proje planlama grubu çalışmalarının, 26 özel sektör ve 12 kamu temsilcisi olmak üzere 38 katılımcıyla 3-4 Kasım 2006 tarihlerinde Silifke'de gerçekleştirildiğini söyledi.

2009'DA İHRACAT HEDEFİ 125 MİLYAR DOLAR

Yeni İhracat Strateji Planı Hazırlanırken, dünyada bir çok uluslararası kuruluşun proje planlamasında esas aldığı ''Amaca Yönelik Proje Planlama'' tekniği kullanıldığına işaret eden Boğa, yeni plana ilişkin şunları söyledi: ''2007-2009 İhracat Strateji Planı, hedefe yönelik proje planlaması tekniği ile DTM yetkilileri ve ihracatçı sektörlerin temsilcilerinin yanı sıra TİM, TOBB, TÜSİAD, MÜSİAD ve Türkiye Bilişim Derneğinden temsilcilerin katılımıyla hazırlandı. Plan hazırlanırken, sadece ilk dönemdeki tecrübeler değil, küresel literatürde strateji kavramındaki değişimler de göz önüne alındı.

Planın genel amacı ''sürdürülebilir ihracat artışını sağlayacak rekabetçi yapıyı geliştirmek'' olarak belirlendi. Dünya konjonktüründeki gelişmeler dikkate alınarak oluşturulan genel amacın performans göstergeleri ise 2009 yılı sonu itibariyle 125 milyar dolar ihracat rakamına ulaşılması ve dünya ihracatından aldığımız payın yüzde 1,2 seviyesine çıkarılması olarak tespit edildi.''

AMACA ULAŞMAK İÇİN 4 ÖNCELİKLİ HEDEF

Boğa, söz konusu amaca ulaşabilmek için, 2007-2009 İhracat Strateji Planının 4 öncelikli alanının ise ''tanıtım ve pazarlama, insan kaynakları ve kurumsal yapı, dış ticaret politikaları ile makro ekonomik politikalar'' olarak belirlendiğini açıkladı. Boğa, planda ihracatın ithalata bağımlılığının azaltılması, ihracata ilişkin üretim süreçlerinde rekabet gücüne sekte vuran maliyet kaynaklı sorunların giderilmesi ve katma değeri yüksek ürünler üretimine geçiş için ar-ge, inovasyon, bilişim altyapısının güçlendirilmesi, KOBİ'lerin desteklenmesi, makro ekonomik politikalarda ihracatın yeri ve var olan yetişmiş insan gücü potansiyelinin geliştirilmesi konularında projeler geliştirilmesinin hedeflendiğini vurguladı.

YPK KARAR TASLAĞI HAZIRLANDI

Planın uygulama, izleme ve değerlendirme sürecinin etkinliğinin sağlanmasını teminen, Yüksek Planlama Kurulu (YPK) karar taslağı hazırlandığını belirten Boğa, oluşturulması planlanan diğer bir platformun ise Dış Ticaretten Sorumlu Devlet Bakanı başkanlığında, YPK üyesi bakanlıkların müsteşarları, DTM ve DPT müsteşarları ve gerekli görülmesi halinde ilgili diğer kamu kurumları üst düzey temsililerinin katılımıyla ''Stratejik Plan Koordinasyon Kurulu'' olduğunu bildirdi.

Boğa, her bir hedefe ulaşılmasını teminen, faaliyet ve proje üretmek üzere toplam 16 adet çalışma grubu oluşturulacağını, çalışma gruplarının faaliyetlerini, çalışma usul ve esaslarına ilişkin düzenlemeler çerçevesinde yürütüleceğini söyledi.

İHRACAT ARTIYOR

Bu arada önceki 2004-2006 İhracat Strateji Planı çerçevesinde ''Dahilde İşleme Rejimi Otomasyon Projesi, Turquality Projesi, Hedef Pazar Stratejileri, Pazara Giriş Eylem Planları, Moda ve Tekstil İş Kümesi Projesi, Dış Ticaret Heyeti, Alım Heyeti Programları ve Fuar Katılımları, Zincir Mağaza Etkinlikleri'' gibi bir çok projenin hayata geçirildiğini anlatan Boğa, söz konusu plan çerçevesinde çok önemli adımlar atıldığını, fakat planlanan bazı projelerde hedeflere tam ulaşılamadığını, 2. plan olan 2007-2009 İhracat Strateji Planının, ilkinden daha başarılı olacağına inandığını kaydetti.

Türkiye ihracatının her yıl daha da geliştiğini anlatan Genel Müdür Ali Boğa, 2002 yılında dünyada 25. en büyük ihracatçı konumunda olan Türkiye'nin, 2005 yılında 22. sıraya yükseldiğini, dünya ihracatından aldığı payın da yüzde 0,82'den yüzde 0,95'e çıktığını hatırlattı.

Boğa, 2001-2005 yılları arasında Türkiye'nin, OECD ülkeleri arasında ihracat performansı bakımından 1. sırada yer aldığını, 2002 yılında yüzde 19,7 olan ihracatın GSYİH'ye oranının 2005 yılında yüzde 20,3 oranında gerçekleştiğini de vurguladı.

Yapılan çalışmalarla Türk ihracatçısının rekabet gücünün arttığına işaret eden Boğa, 2002 yılında 65 olan Türkiye'nin rekabet endeksi sıralamasındaki yerinin de, 2006 yılında 59'a yükseldiğine işaret etti.

GELECEĞİ TAHMİN ETMİYORUZ, FALCILIK YAPMIYORUZ

Devlet Bakanı Kürşad Tüzmen, İhracat Strateji Planının önümüzdeki 3 yılın ''yol haritası'' niteliğinde olduğunu bildirdi. Plan ile bugünden yola çıkarak geleceği tahmin etmediklerini, falcılık yapmadıklarını anlatan Tüzmen, ''Geleceği anlayarak, algılayarak vizyonumuza uygun olarak ülkemizi konumlandırıyor ve vizyonumuzun her kesime yayılmasını sağlayarak hedefe birlikte yöneliyoruz'' dedi.

Bakan Tüzmen, Stratejik Planın önümüzdeki 3 yılın yol haritası niteliğinde olduğunu, özel sektör ve sivil toplum kuruluşlarının yani ihracatın sorunlarını bire bir yaşayanların ortaya koyduğu bir yapı olduğunu anlattı. Amacın, ihracatla ilgili kamu kurumlarının faaliyetlerini özel sektörün belirlediği yönde düzenlenmesini sağlamak ve böylece dünyanın hiç bir yerinde görülmeyen bir sinerji yaratmak olduğunu kaydeden Tüzmen, son dönemde dünyadaki yapısal dönüşüm sürecine değindi. Artık rekabet koşullarının klasik yaklaşımların dışında daha farklı bir çerçevede ele alınmasını zorunlu kıldığını anlatan Tüzmen, İhracat Strateji Planı'nda gerek Porter modellerinin, gerekse dünyadaki diğer teorik çalışmaların, Türkiye şartların uygun bir biçimde uygulandığını söyledi ve şöyle devam etti:

''Firmalarımızın rekabet seviyesini arttırmak için yapılabilecek tüm faaliyetler burada tanımlanmış olup, sanayicilerimizin stratejilerini kendileri oluşturarak dünyada bir fark yaratmaları sağlanacaktır. Böylece devletin, firmaların rekabet seviyesini artıracak unsurlar arasında dolaylı etkisi olduğu teorisine karşı, biz sanayicilerimizle yakın çalışarak bu etkiyi doğrudan, direkt bir etkiye çevirmiş oluyoruz.''

Tüzmen, uzun vadeli planlama ile geleceğe hazırlanmadıklarını, stratejik yönetimin bir parçası olarak gördükleri stratejik planlama ile dönüşümü yarattıklarını ifade etti. Geleceğe dönük öngörüler yapmadıklarını, sağlıklı öngörülerle geleceği yönlendirdiklerini kaydeden Tüzmen, ''Biz değişime adapte olmuyoruz, değişime liderlik ediyoruz'' dedi.

İHRACAT, SAVUNMA İŞLEVİ

 Tüzmen bu arada, komşu ve çevre ülkelere yönelik ihracat 2002 yılında 9 milyar dolar iken, 2005 yılında 24 milyar dolara ulaştığını, yılın 11 ayında ise ihracattaki paylarının yüzde 34,6'ya yükseldiğini bildirdi. Tüzmen, büro makineleri, haberleşme cihazları, ulaşım makinaları ve otomotiv gibi katma değeri yüksek, ileri teknoloji gerektiren sektörlerin ihracattan aldığı payın sürekli arttığını bildirdi. İhracatın, Türkiye'nin ekonomik büyümesi ve dolayısıyla istihdam ve refah düzeyinin başlıca belirleyicisi olmanın yanında, özellikle cari açık gibi hassasiyetlere karşı bir savunma işlevi gördüğüne dikkati çeken Tüzmen, ''Bu ülkenin ihracatı olmasa, bu ülke ithalat da yapamaz. Bu ihracatla ekonominin çarkı dönüyor. Turizm gelirleri ortada, döviz girişi ihracatla sağlanıyor, ihracat sayesinde ithalat yapılıyor'' dedi.

''STRATEJİ, HER KOŞULA UYUM SAĞLAYACAK''

Tüzmen, dünya ticaretinin 2005'te nominal bazda yüzde 13 arttığını, ilk kez 10 trilyon doları geçtiğini ifade ederken, 2006 yılında yüzde 8,9 , 2007 yılında da yüzde 7,6 civarında bir artış beklendiğini söyledi.

Çin ve Hindistan gibi Asya ülkelerinin yanı sıra Rusya ile Sahraaltı Afrika'da üretim tabanlı büyük atılımlar beklendiğini, bu ülkelerin dünya ticaretinden alacağı payın artacağı düşünüldüğünde rekabetin çok daha acımasız olacağını kaydeden Tüzmen, ''Fakat revizyonlara imkan veren esnek yapısıyla, stratejimizin her koşula uyum sağlayacağını ve değişik politika araçlarımızla her zaman ihracatçılarımızın yanında olduğumuzu belirtmek isterim'' dedi. Bakan Tüzmen, stratejik planın 20 çalışma grubu bünyesinde 600'ü aşkın sayıda kamu ve özel sektör, sivil toplum kuruluşu temsilcisiyle hazırlandığını sözlerine ekledi.