2024'te emekli olacaklarla 2025'te emekli olacaklar arasındaki maaş farkını ve kamudaki nitelikli işi gücü kaybını riskini kaleme alan Milliyet Gazetesi'nden Cem Kılıç'ın bugünkü yazısı şu şekilde:
"Emekli aylıkları açısından yıl bitmeden dilekçe vermekle yeni yılda dilekçe vermek farklıdır. Enflasyon, büyüme ve o yılki emekli aylığı artışları ile alakalı olan hesaplama nedeniyle bazı yıllar yıl bitmeden bazı yıllarda ise yeni yılda dilekçe veren aylık açısından avantajlı olur. Ancak bu yıl geçtiğimiz yıl emekli aylıklarına verilen yüksek zam ve yüksek enflasyonun etkisiyle bu yıl emekli olacaklar ile yeni yılda emekli olacaklar arasındaki fark çok yüksek. Yeni yılda emekli olacakların aylıklarında yüzde 30’a varan kayıp olacak. Bu kaybın telafi edilmemesi halinde kamuda ciddi sıkıntılar yaşanabilir.
Ekim ayı enflasyonu açıklanınca 10 aylık enflasyon yüzde 39.7 olarak gerçekleşti. Son 2 aylık enflasyon bu rakama eklenip enflasyon yüzde 42 olursa bu yıl emekli olanla 2025 yılında emekli olacaklar arasında yüzde 32.8 fark olacak. Enflasyon yüzde 45’i bulursa yüzde 30.28, 50’yi bulursa yüzde 26 fark olacak.
Bu yıl ya da 2025 yılında emekli olmanın aylık açısından farklı olmasının temel nedeni güncelleme katsayısı. Güncelleme katsayısını da yıllık enflasyon ve büyüme belirliyor. Buna ilave olarak bu yıl ocak ve temmuz zamlarının kümülatif olarak yüzde 86 olması, önümüzdeki yıl emekli olacakların düşük aylık alması sonucunu doğuruyor.
6 YILDA BİLE KAPANMAZ
Emekliliğe hak kazanmış bir işçi eğer 2024 yılında emekli olmaz ve prime esas kazanç ortalamasından çalışmaya devam ederse bu yıl emekli olan bir işçinin emekli aylığına ancak 2031 yılında yaklaşabiliyor. Yapılan hesaplama çeşitli varsayımlara dayalı. Enflasyon, asgari ücret ve büyüme tahminlerine dayalı olarak yapılan bu çalışma gösteriyor ki, prime esas kazanç ortalaması üzerinden çalışmaya devam eden bir kişi 6 yıl sonra bile bu yıl emekli olursa alabileceği aylığa hak kazanamıyor. Bu durum enflasyon da önümüzdeki yıllarda tekrar ciddi bir artış ortaya çıkmazsa mümkün olabilecek bir gelişme.
Emekli aylıkları arasındaki bu yüksek farklılık pek çok işçinin emeklilik kararı almasına neden olacak. Bu konuda Türk - İş Başkanı Ergün Atalay ve Genel Başkan Yardımcısı Ramazan Ağar konunun önemine dikkat çekmek için konfederasyon bünyesinde pek çok çalışma yaptılar. Bu dengesiz durumun doğuracağı sonuçlar masaya yatırıldı.
Yol - İş Sendikası Başkanı da olan Ramazan Ağar’a bundan sonra işyerlerinde yaşanabilecekleri sorduk. Ramazan Başkan’a göre işyerlerinde hareketlilik çoktan başladı. Ramazan Ağar, “İşçiler eğer bir düzenleme yapılmazsa dilekçelerini verip işyerlerinden ayrılacaklar. Kamu işçileri emekli olduktan sonra sosyal güvenlik destek primine tabi olarak kamuda çalışmaya devam edemedikleri için kamuda nitelikli işgücü kaybı yaşanma riski var. Bu risklere ilave olarak kamudan ayrılan işçiler yerine taşerona alım yapılması halinde hukuken de önemli problemler ortaya çıkabilir” dedi.
İNSAN KAYNAĞI KAYBI
Emekli aylıklarında oluşan bu yüksek farklılığın giderilmesine yönelik olarak bir düzenleme yapılacağına dair geçtiğimiz haftalarda kamuoyuyla yapılan bazı paylaşımlar olmuştu. Ancak aralık ayının içine girilmesine rağmen bir hazırlık söz konusu değil. Bu konuda Hazine ve Maliye Bakanlığı’nın bütçeye yük getirir düşüncesinde olduğu ve kamudaki tasarruf genelgesi gerekçe gösterilerek düzenleme yapılmayacağı konuşuluyor. Halbuki kamuda işçilerin emekli olması, kamu kurumlarına hemen ödenmesi gereken kıdem tazminatı yükü getirecek. Örneğin 30 yıllık bir kamu işçisine emeklilik nedeniyle işten ayrılması halinde yeni yıldaki kıdem tazminatının da 49 bin TL olacağını düşünürsek 1.5 milyon TL’ye yakın tazminat ödenmesi gerekecek.
Diğer yandan işçilerin emekli olması halinde en az yüzde 30 daha yüksek emekli aylığı ödenmesinin de SGK’ya ek maliyet getireceği ortada. Bu yılki yüksek farklılık, aklında emeklilik olmayan 50 – 55 yaşlarındaki kişileri bile kamudan ayrılmaya yöneltti. Bu da özellikle nitelikli işgücünün kamudan ayrılması anlamına geliyor. Kamunun içinde bulunduğu ekonomik durum elbette ki önemli. Fakat nitelikli insan kaynağının kaybedilmesi de telafi edilemez sonuçlara neden olabilir.
HANGİ TARİH ÖNEMLİ?
Kamu işçileri için yüksek aylık imkanını kaçırmamak için son tarih 14 Ocak. Özel sektörde ise 31 Aralık son gün. Bu tarihe kadar bir düzenleme yapılmazsa işçiler emekliye ayrılmayı tercih edeceklerdir. Fakat özellikle kamu işçilerinin işlerinden olmamaları adına son güne kadar beklemeleri yerinde olacaktır. Eğer maaş farkını kapatacak bir düzenleme yapılırsa sorun çözüleceği için işçiler işinden de olmaz. Dolayısıyla acele edilmemesi ve bu düzenlemenin beklenmesi yerinde olacaktır."
patronlardunyasi.com