Patronlar


 

"Dahilde İşleme Rejimi" diye adlandırılan bir uygulamayla, ihracata dönük üretim yapanlar, üretimde kullanacakları her türlü girdiyi yurtdışından gümrüksüz ithal edebiliyor.
"Hoca anlatımı" ile, "Dahilde İşleme Rejimi üreticinin yurtiçinde işleyerek belli bir süre içinde ihraç etmeleri kaydıyla gümrük ve diğer vergi ve fonlardan muaf olarak ithalat yapabilmelerine imkân sağlıyor."
"Halk anlatımı" ile, "TV ihraç etmek mi istiyorsunuz? 100 dolara bir TV göstericisini 3 parça halinde ithal ediniz. Bu 3 parçayı Türkiye'de bir araya getiriniz, vidalayınız. Yerli üretim olarak da 2 dolarlık bir de elektrik kablosu ve fişi ekleyiniz. 120 dolara ihraç ediniz." 120 dolarlık ihracat için 100 dolar ithalat yapmış oldunuz. 120 dolarlık ihracatta 2 dolarlık yerli girdi kullandınız. 18 dolar katma değer (Kira-faiz-ücret-kâr) yarattınız.

İhracat, ithalat bağımlısı
İktisatçı Mustafa Sönmez, "Türkiye İhracatında İthalat Bağımlılığı" adını taşıyan bir çalışma yaptı. Mustafa Sönmez'in bu çalışmasındaki bulgulara göre, "Dahilde İşleme Rejimi" (1) İthalatın artmasının ardındaki önemli nedenler biri. (2) İhracatımız artıyor diye seviniyoruz ama, ihraç ürünlerinde kendi girdilerimiz kullanılmıyor. Giderek daha çok ithal girdiyi getiriyoruz, ufak bir katma değer ekleyerek onları ihraç ediyoruz.

2004'te toplam ithalat için 97 milyar dolar harcadık. Bu dövizin yüzde 22.5'i, "Dahilde İşleme Rejimi" kapsamında üretim yapanların getirdikleri gümrüksüz girdiden oluştu.
2004 yılında 63 milyar dolar ihracat yaptık. Bu ihracat dövizinin yüzde 52'si (yarıdan çoğu), "Dahilde İşleme Rejimi" kapsamında, ithal girdiyle üretilen mallardan oluştu.
Dış Ticaret Müsteşarlığı'nın verilerine göre "Dahilde İşleme Rejimi" kapsamında yapılan her 100 dolarlık ihracat için 66 dolarlık ithalat yapılıyor.

Yerli girdi kullanılmıyor
İhracatçılarımız acaba neden "Dahilde İşleme Rejimi"nden yararlanarak daha çok ithal girdi kullanıyor? Çünkü döviz ucuz. Bu durumda, yerli girdi kullanmak yerine dünyanın en ucuz girdisini bulup getirmek daha akılcı iş... İyi de yerli girdi varken, yabancı girdi kullanılınca, yerli girdiyi üreten işyerleri kapanıyor. Buralarda çalışanlar işsiz kalıyor. İthal girdi için daha çok döviz harcandığı için, döviz açığımız büyüyor. Açık büyüdükçe döviz borcu artıyor.
İhracat arttı diye sevinemiyoruz. Çünkü bu ihracat ekonomiyi büyütmüyor. Tersine, üretim yapısında ve istihdamda sorunlara neden oluyor. Döviz açığına, dış borcun büyümesine neden oluyor... Burada suç ihracatçılarımızda değil. Onlar işlerini yapıyor. Olan bitende bir çarpıklık var ise bunu düzeltmek ihracatçıların değil, Ankara'nın işi.
Kimseyi eleştirmek, kötülemek için yazmıyorum... Ama olan biteni biliniz... Olan biten ülkeye iyilik getirmiyor bundan haberdar olunuz... Ötesi size kalmış.

Güngör Uras/Milliyet