Ünlü arp sanatçısı Ceren Necipoğlu’nun anısı her arp tınısında yaşıyor

Ceren Necipoğlu ‘meleklerin çalgısı’ olarak adlandırılan arpın Türkiye’den çıkan önemli temsilcilerinden biriydi. 1 Haziran 2009’da Brezilya’nın başkenti Rio de Janerio’da verdiği konser sonrası uçağının Atlas Okyanusu’na düşmesi sonucu yaşamını yitirdi.

Cenazesi ölümünden 2.5 yıl sonra 19 Kasım 2011 Atlas Okyanusu’ndan çıkarılarak Türkiye’ye getirildi. 36 yaşında hayata veda eden Necipoğlu kısa ömrüne pek çok başarı sığdırdı. Onun anısını yaşatmak amacıyla ilk kez 2020’de düzenlenen Ceren Necipoğlu Uluslararası Arp Festivali’nin ikincisi 14-19 Ocak arasında Atatürk Kültür Merkezi’nde (AKM) gerçekleşecek. 30 ülkeden 75’e yakın genç sanatçının katılacağı festival; konserler, yarışmalar, ustalık sınıfları ve söyleşilerle dolu dolu bir program sunuyor. Ceren Necipoğlu’nun ablası ve festival direktörü İmre Tüylü Hürriyet’ten Melisa Vardal’a festival hakkında konuştu.

FESTİVALE ÖZEL ESER

Bu yılki festivalin ilkinden daha yoğun bir program içerdiğini anlatan Tüylü yarışma kapsamında solo arp yaş kategorilerini 12-16 ile 17-21 yerine 12-17 ile 18-24 olarak genişlettiklerini ve ilk aşamada zorunlu eser seçimini teke indirip ikinci aşamada serbest bırakarak yarışmacıları daha esnek ve özgün bıraktıklarını anlatıyor. Zorunlu eserler Necipoğlu’na ithaf edilmiş olan Garrett Byrnes’in “Amhran Slan” adlı eseri ile Berkant Gençkal’ın “MC Eschel’in Basamakları”. Gençkal’ın eseri 2’nci Ceren Necipoğlu İstanbul Uluslararası Arp Festivali için özel olarak bestelendi ve dünya prömiyeri yarışmada yapılacak. Festivalde solo arp yarışmalarının jüri başkanlığını BBC Senfoni Orkestrası’nın emekli baş arpisti ve Londra Kraliyet Müzik Akademisi Onursal Araştırma Üyesi Sioned Williams üstleniyor.

Festival, İstanbul’da uluslararası düzeyde düzenlenen ilk arp festivali. Dolayısıyla genç müzisyenleri farklı ülkelerden ve farklı disiplinlerden gelen dünyaca ünlü isimlerle bir araya getirmek, onları görüp dinleyerek, onlara çalmalarına olanak vermek eşsiz bir fırsat. Tüylü’ye göre bu tür uluslararası festivaller genç müzisyenlerin sanatsal gelişimlerine katkı sağlamanın yanı sıra uluslararası düzeyde beğeni toplamalarına da olanak sağlıyor. Gençler dünyanın farklı yerlerinden gelen, bambaşka eğitmenlerin yetiştirdiği rakiplerini görerek ve dinleyerek, onlarla paylaştıkları, yarıştıkları bu ortamdan kendilerine yepyeni dersler, yepyeni öğretiler çıkarabiliyorlar.

‘MİRASA SAHİP ÇIKMAMIZI SAVUNURDU’

İmre Tüylü kardeşi Ceren Necipoğlu’nun yaşam felsefesinin “paylaşarak öğrenmek” olduğunu söyleyerek “Ceren ülkesini çok severdi. Yüksek lisansının ardından yurt dışında kalabilecekken, o memleketine dönmeyi tercih etti. Anadolu’nun çok zengin bir kültür birikimine sahip farklı gelenekleri kucaklamış topraklar olduğunu ve bizlerin ülkemizdeki tüm bu tarihi ve tabiat zenginliklerine, bütün bu mirasa içtenlikle sahip çıkmamız gerektiğini savunurdu. Kısacık ömrünün son yedi yılını Anadolu Üniversitesi’nde çok sevdiği öğrencileriyle geçirdi. Onları itinayla, özenerek yetiştirdi. Onun bu paylaşarak öğrenme, bildiği güzel ve doğru olan şeyleri yanındakilerle paylaşma, yol gösterme hâlini devam ettirelim istedik” diyor.

patronlardunyasi.com