Yapılan plana göre İstanbul'da birkaç mağaza açmayı düşünen Swarovski, Ankara'dan sonra İzmir'e de girmeyi hedefliyor. Satış ve Pazarlama Direktörü Andreas Baumann, Swaroski'nin başarısının kadına ve onun günlük yaşamına yönelmesindan kaynaklandığını söylerken, "Geçen yıl 5 kıtada 1.8 milyar euroluk satışın sebebi de budur" diyor.

Kristali anlatmak hem kolay hem de zor. Belki, şöyle anlatabiliriz; Buz kadar katı, parlak, mavi ve bir ışıltılı okyanus.
Zaten, kristalin Yunanca'dan gelen sözcük anlamının kökeninde de 'buz' var. Oysa, kristal, saf ve berrak yüksek kalitedeki bir camı anlatan sembol. Kristali 'özel' yapan unsur, kesiminde ve biçiminde yatıyor. Cam, gökkuşağının renklerini tam yansıtmaz, kristal yansıtır. Bu da pırıltıya, sihire ve etkileyici bir görünüme çevirir herşeyi. Kristali kullanan tasarımcının yeteneğine bağlı olarak büyülü, ışıltılı bir dünya yaratır bulunduğu mekanlarda. Üstelik, iyi bakıldığı sürece de parlaklığını ve ışıltısını ömür boyu korur.
Kristalin kesme makinesini 1895'te bulan Swarovski, önemli bir devrim yarattı. Sarayları, malikaneleri, zengin Avrupalıların evlerini süsleyen avizelerde boy gösterdi kristal.

19'uncu yüzyılın sonundan 20'inci yüzyılın son 20 yılına kadar avizeleri, aynaları, mobilyaları, masalarda bardakları süsleyen kristal, sonunda kadını keşfetti. Ona kolye, bilezik, küpe oldu. Yaşama karıştı, kah biblo, kah bardak, kah çerçeve oldu. Dünya modası ise onsuz yapamıyordu.

Kesme makinesini bulan Swarovski ailesi, tam 110 yıldan bu yana kristali de 5 kıtada satılan bir ürün haline getirdi. Günümüzde, Daniel Swarovski'nin cesur, çarpıcı mücevher ve aksesuarları hem dünya sosyetesini hem de modaya düşkün kadınların rüyasını süslüyor.

Farklı yollardan Türkiye'ye gelen Swarovski, resmi yoldan İstanbul Teşvikiye'de bir küçük dükkanla girdi. Işın Turan, hayatının işini de bu küçük dükkanla kurdu. İlk 6 ayda tam 350 bin euroluk satış gerçekleştirince Swaroski'nin Satış ve Pazarlama Direktörü Andreas Baumann da, "Bu pazarda çok iş var" diyerek İstanbul'a sık sık gidip gelmeye başladı.

Swarovski'nin Türkiye'ye toplam ithalatı geçen bir yılda 600 bin euroyu aşmış durumda. Andreas Baumann, "İstanbul, 4 - 5 mağazayı kaldırır, Ankara'daki tek dükkanı genişletebiliriz ve İzmir'de de yeni mağazalar açabiliriz" diyor.

Son gelişinde görüştüğümüz Swarovski, kentli Türk kadını bakımlı ve güzel bulurken, "Türk kadınları, ışıltıyı seviyor. Öyleyse onların duygularına hitap etmeliyiz ve yatırım yapmalıyız" diyor. Söyleşimizde, Swarovski'nin sihirli dünyasını araladık, kristal pazarında neler olup bittiği ortaya çıktı. Tüm dünyada geçen yıl 1.8 milyar euroluk satış hacmine ulaşan Swarovski, bu başarıyı 'modanın bağımlığından kurtulup, günlük yaşamın içine girmekle" sağlamış.

Nasıl mı? Baumann'a mikrofonu uzatınca cevapları da geliyor.

Kristal, varlıklı evlerin avizelerindeki statü sembolüydü. Son yıllarda kadınların vazgeçemediği takılara dönüşerek yere indi. Kristal, nereye koşuyor?

19'uncu yüzyılda kristal elle yapılırdı, bu işin ustası çok özel kişiler tarafından. Elle yapılınca da çok pahalı oluyordu. Ne zamanki Swaroski, kristal kesen makineleri icat etti o zaman elle yapılanlardan çok daha fazla hızlı ve seri üretim yapılmaya başlandı ve önemli bir endüstri doğdu. Ürün herkese daha yakın hale geldi. 100 - 150 yıl önce kristali iki alanda kullanabilirdiniz. Fonksiyonel olarak bardaklarda, Mmorano kristali gibi mesela. Veya kesilmiş kristal olarak avizelerde kullanılıyordu. Avize taşındaki parçalar, daha sonra ebatları k