Sabiha Asfuroğlu Abbasoğlu: Yardım kıymetliydi ama artık Antakya’ya gelmenize hasretle ihtiyacımız var
The Museum Hotel Antakya, 6 Şubat depremlerinde ayakta kaldı. Daha da güçlendirildi ve yeniden kapılarını açtı. Otelin sahibi Asfuroğlu Grubu’nun Turizm Yatırımları CEO’su Sabiha Asfuroğlu Abbasoğlu, Antakya’nın kurtuluşunun turizmden geçtiğini söyledi ve “Gastronomi, tarih, kültür buraya daha önce neden geldinizse yine aynı nedenlerle gelin. Yanımızda olun. Hasretle gelmenize ihtiyacımız var” dedi.
Necla DALAN
Geçtiğimiz çarşamba günü Saran Group’un Başkanı Sadettin Saran ile birlikte grubun 26’ncı spor salonu olan Atatürk Spor Salonu ve annesinin adını taşıyan Geraldine Saran Etüt Merkezi’nin açılışı için Antakya’daydık. Birçok kez gittiğim Antakya şu anda dev bir şantiyeye dönüşmüş. O güzelim binalar, caddeler, ışıltılı şehir yok artık. Uzun Çarşı’ya gidene kadar nerede olduğumu anlayamadım. Kurtuluş Caddesi dev panolarla kaplanmış, sabun kokan Savon Hotel’i fark etmekte zorlandım.
Antakya’da The Museum Hotel Antakya’da kaldık. 13 medeniyete ait 30 bin eseri gün yüzüne çıkaran ve sergileyen, 1050 metrekarelik dünyanın en büyük tek parça taban mozaiğinin bulunduğu otel, 6 Şubat’taki depremlerde çelik konstrüksiyon sayesinde hasar görmedi. Sarsıntılar yüzünden camlar patladı, dış cephesi ve dekorasyon zarar gördü. Otelin sahibi olan Asfuroğlu Ailesi’nin proje hayata geçene kadar hiçbir masraftan kaçınmaması, en ince detayı düşünmesi büyük yıkımı önledi.
2009’dan itibaren projeye başlayan, ilk açılıştan sonra pandemi atlatan, sonrasında da ağır depremlerle sarsılan otel, baba Necmi Asfuroğlu ile kızı Sabiha Asfuroğlu Abbasoğlu’nun çabalarıyla toparlandı ve kapılarını yeniden misafirlerine açtı.
Ben The Museum Hotel Antakya’da ilk kez kaldım. Mesleğim gereği dünyanın dört bir yanına gittim, çok ilginç otellerde konakladım ama binlerce yıllık eserlere bakarak daha doğrusu bir hazinenin üstünde uyuduğum olmadı hiç… Otelde Asfuroğlu Grubu Turizm Yatırımları CEO’su Sabiha Asfuroğlu Abbasoğlu ile sohbet ettik. Onun anlatırken benim dinlerken boğazımız düğümlendi. 5 Şubat’ta İstanbul’da uçaklar hava muhalefetinden dolayı iptal olunca Hatay’a dönememiş. “Bütün akşam içinde bir sıkıntı vardı” diye anlattı ve devam etti:
ACI HEP İÇİMİZDE, AYAKTA KALMAMIZ VE UMUT OLMAMIZ GEREKİYOR
“Gece çalan telefonla uyandım. Otelden arkadaşlar deprem oldu, bize yardım edin derken arkadan çığlıklar, feryatlar geliyordu. Kardeşim, eşi ve bebeği, annem, babam Antakya’daydı. Kardeşim gibi sevdiğim kuzenimi çocuğuyla birlikte kaybettik. Yakınlarımızdan, tanıdıklarımızdan çok kayıplarımız oldu. Beş çalışanımızı kaybettik. Bir çalışanımızın 17 yaşındaki kızı yanında vefat etti, biri kızı sakat kaldı. Diğer kızım için yaşamak zorundayım diyor ve hepimizi motive ediyor. Depremden sonra 22 saat sürdü Antakya’ya gitmem… Size acıyı anlatamam. Gördüklerim yüzünden bir süre konuşamadım. Çocuklarım iki yıla yakındır İstanbul’da babalarıyla kalıyor. Fırsat yaratıp onları görmeye gidiyorum. (Sabiha Asfuroğlu Abbasoğlu, İskenderunlu olan Petrol Ofisi CEO’su Mehmet Abbasoğlu ile evli.) Çünkü Antakya’nın yeniden ayağa kalkması için bize ihtiyacı var. Ayakta kalmak zorundayız. Acı hep içimizde kalıyor, en ufak bir şeyde hüngür hüngür ağlıyorum ama bizim örnek olmamız, umut olmamız gerekiyor. Çünkü hepimizin umuda, hayatımızın normale dönmesine ihtiyacımız var.”
İNSANLARI İKNA ETMEMİZ LAZIM, HER KAPIYI ÇALIYORUZ
Sabiha Asfuroğlu Abbasoğlu, herkese ‘umut’ için bir çağrıda da bulundu ve şöyle devam etti:
“Gastronomi, tarih, kültür buraya daha önce neden geldinizse yine aynı nedenlerle gelin. Yanımızda olun. Çünkü şehrimizin kalkınması için turizmden başka çıkış yok. Açılan her işyeri, her restoran çok kıymetli ama umut olmalı. Otelimiz her zaman adanmışlığın projesiydi, depremden sonra da öncü ve örnek olmamız gerekiyor dedik. Acımızı içimizde yaşayıp hem otelimizi hem şehrimizi tekrar ayağa kaldırmak için toparlanmak zorundayız.
Yeni hayatımıza adapte olabilmenin yolu çalışmaktan geçiyor. Gastronomimizi yaşatıyoruz, yeniden üretiyoruz. Gelin burada etkinliklerinizi yapın, moral verin, güç verin. Çarşılarımız kuruldu, orada alışveriş yapın. Şehrimiz için turizmin canlanması gerekiyor. Biz bunun için her kapıyı çalıyoruz. İnsanları buraya gelmeye ikna etmemiz gerekiyor.
Yardım çok kıymetliydi ama bu saatten sonra istediğimiz çalışabilmek. Bunun için de iş olması lazım. Burada yapılacak bir bayi toplantısı veya etkinlik taksiciden esnafa herkes için umut demek. Turist görmek insanları mutlu ediyor. Zaman birleşme zamanı. Herkesin doğrusu farklı olabilir ama hep birlikte yıkılmış bir şehri ayağa kaldırmak zorundayız.”
patronlardunyasi.com