Ressam Hülya Düzenli’nin The Code/Kod sergisi, Metaverse’de fiziksel sınırları aşarak küresel sanatseverlerle buluşuyor
Ressam Hülya Düzenli’nin “The Code/Kod” adlı sergisi, metaverse/sanal ortamda sanatseverlerle buluştu. Sergi, fiziksel sınırları ortadan kaldırarak küresel ölçekte erişimle, sanatı herkes için ulaşılabilir kılmayı amaçlıyor.

Nurullah Berk, Sabri Berkel ve Adnan Çoker ile çalışmış ressam Hülya Düzenli, yeni sergisi “The Code/Kod” ile teknoloji ve sanatı, dijital ile fiziksel dünyayı bir araya getiriyor. Sanatçı bu sergiyle fiziksel sınırları ortadan kaldırarak küresel ölçekte erişimle, sanatı herkes için ulaşılabilir kılmayı amaçlıyor.
Hürriyet'ten Müjde Işıl'a konuşan Hülya Düzenli şunları söyledi:
DİJİTAL TEKNOLOJİLER, SANATI NASIL ETKİLEYİP DÖNÜŞTÜRÜYOR SİZCE?
Her zaman dilimi kendi gerçeklerini, beklentilerini, hayallerini, ilgilerini kısaca yaşamın kendisini, o zaman diliminin iletişim dili ile kurar. Bazen çok yumuşak ve kendi akış dinamiğinde, bazen çok sert dönüşümler yaşanabiliyor. Bu yeni evrende insanlar kurgusal karakterler yaratarak gerçek dünyadan tamamen farklı bir evrende sosyalleşebilecek. Metaverse bizler için sanal dünya ile gerçek dünyayı bir araya getirir. Kullanıcılar, kendi avatarları ve hologramlarını kullanarak gerçekmiş gibi yaratılmış, simüle edilmiş ortamlarda deneyimler gerçekleştirebilir. Bugün sanal gerçeklik teknolojilerini kullanarak fiziksel dünyayı inşa etme, düzeltme, genişletme potansiyeline sahibiz. Örneğin De Young Müzesi, Ocak 2024’te Snap Inc ile yaptığı ortaklık aracılığıyla “Fashioning San Francisco: A Century of Style” sergisinde ziyaretçilerine etkileşimli bir deneme enstalasyonunu kullandı. İsteyen ziyaretçinin, Fransız tasarımcı Yves Saint Laurent, İtalyan modacı Valentino ve Bay Area merkezli giyim sanatçısı Kaisik Wong’un üç gece kıyafeti arasından seçim yaparak, tasarımları kendi bedenlerinde hissettirmesini sağladı.
SANAL SERGİ İLE NELERİ HEDEFLEDİNİZ? FİZİKİ SERGİYE GÖRE AVANTAJLARI NELERDİR?
Metaverse sergi öncelikle uzun bir zaman dilimi ve farklı zamanlarda tekrarlayarak eserleri sunma olanağı yaratıyor. Dünyanın herhangi bir yerinden herhangi bir sanatsever, açılışa, etkinliğe ya da günün kendisine uygun herhangi bir saatinde avatarını alıp bu sergiyi gezebilecek, sanatçı ile etkileşim içinde olabilecek. Sergi sürecinde düzenlenecek etkinlikler aracılığıyla etkin bir iletişim yolculuğu oluşturulabilecek. Ayrıca sergi, sanal olmakla birlikte yapıtlar gerçek olduğu için isteyen sanatseverler dijital satın alma yoluyla beğendiği yapıtı alabilecek. Sonuç olarak bu sergi, yaşam alanlarımızı birbirimize yaklaştırıyor ve dünyanın her yerinden birbirimize dokunabilirliği sağlıyor.
GÖRME ENGELLİLER İÇİN
GÖRME ENGELLİLER İÇİN RENK ALFABESİ”NDE SANATSEVERLERLE NASIL BİR BAĞ KURMAYI AMAÇLADINIZ?
Yapıtlarımda bir sanat üslubu olarak kullandığım, Türkiye ve Avrupa Birliği tescillerini aldığım “Görme Engelliler İçin Renk Alfabesi”, renk algısının öğrenilmiş anlamları değiştirmesine dair. Avatarlarıyla sanal ortamda yapıtların önüne gelen kişiler, bir dokunuşla her yapıtın ve alfabenin açıklamalarını da dinleyebilecekler. Bu yapıtlarda kullanılan renk alfabesi kodları yaygınlaştıkça, görme engelliler için bir duyarlılık ortaya konacak. Bu duyarlılık geliştikçe, umarım bir gün tüm dünyada kabul gören Braille gibi, soyut bir kavram olan rengi algısı için benim tasarladığım bu alfabe de kabul görecek. Sanal sergimizde İkinci Salon’da, “Altın Değerinde” başlıklı bölümde yer alan resimler, benim 2019’daki sergimden beri kullandığım zeytin ağaçlarını konu alıyor. Antik çağın “Bin Pınarlı İda”sı olan Kaz Dağları’nda siyanürlü altın arama faaliyetleri nedeniyle yok olan zeytinleri konu ediyorum.
patronlardunyasi.com