PD yazarı Feramuz Erdin, dünyada bir ilk olan saldırıyı analiz etti

PD yazarı Feramuz Erdin, dünyada bir ilk olan saldırıyı analiz etti

Lübnan’da çağrı cihazlarının aynı anda patlatılarak Hizbullah üyesi oldukları iddia edilen 9 kişinin ölümüne ve yaklaşık 3 bin kişinin de yaralanmasına yol açan saldırı dünyada bir ilk olarak tarihe geçti.

PD yazarı Feramuz Erdin, dünyada bir ilk olan saldırıyı analiz etti
16px
24px
18.09.2024 09:56Güncelleme: 18.09.2024 10:29
ABONE OLgoogle

Feramuz ERDİN

Victor Ostrovsky’nin 1990 yılında basılan ve en çok satanlar arasında bulunan Hile Yoluyla ( by the way of deception) isimli kitabı MOSSAD’ın iç yüzünü anlatır. “İçeriden” bir ajan tarafından MOSSAD’ın tüm kirli çamaşırlarının ortaya döküldüğünü düşünerek satın aldığınız kitabı bitirdiğinizde ise aklınızda kalan tek şey MOSSAD’ın ne kadar büyük, etkili, organize ve tehlikeli bir organizayon olduğudur.

İçeriğinde MOSSAD’ın her yere ve her şeye müdahale edebildiğini iddia eden kitabın, MOSSAD’a rağmen nasıl yazılıp, basılabildiğini zaten aklı olan herkes sorgulamıştır? Ters algı yöntemiyle yazıldığını düşünebileceğimiz kitabın gizli amacı propagandadır. Ama MOSSAD’ınicraatları kuru propaganda ile açıklanamayacak kadar ileri ve kitabın adındaki gibi bazen de “hile doludur”.

ÇAĞRI CİHAZLARI

Hizbullah lideri Nasrallah, dış müdahalelere açık olduğu gerekçesiyle bir süre önce üyelerine akıllı telefonları terk etmeleri ve çağrı cihazına geçmelerini söylemişti. Genç kuşaklar için bir açıklama yapmak üzere bir parantez açalım: Bizim gençliğimizin ileri teknolojisi ancak şimdinin demode makinaları olan çağrı cihazlarını çok ilkel bir mesajlaşma yöntemi olarak düşünebiliriz. Belli 
karakterdeki mesajlar ya canlı bir operator tarafından ya da cihazın kendi klavyesi ile yazılarak belirlenen çağrı cihazına gönderilebilmektedir. GSM teknolojisi ile çalışır. 

Dün, daha güvenli olduğu için çağrı cihazı kullanmayı tercih eden Hizbullah üyeleri hepsine aynı anda gelen bir çağrıyı okumak üzere cihazları ellerine aldıklarında cihazların hepsi bir anda patladı ve 9 kişi hayatını kaybetti; 3 bine yakın kişi da yaralandı.

Bu beklenmeyen saldırıda özel bir yazılım veya teknoloji mi kullanıldığı henüz belli değil. İsrail ajanlarının üretim ve hatta tedarik zincirine müdahale etme ihtimali de mevcut. Saldırının ortaközelliği ise hedefteki kişilerin vücudunun patlamadan etkilenen yerlerinin gri bir maddeyle kaplanmış 
olması. Şimdilik her kafadan bir ses çıksa da saldırının yöntemi ve o gri maddenin ne olduğu çok yakında açıklığa kavuşacaktır. Ancak bataryaların patlatılması halinde bu şekilde etki etmesi ihtimali zayıftır. 

İSRAİL’İN ÖZEL HEDEFLERİ

İsrail’in İran’ın nükler programını durdurmak için yaptığı bir diğer eylem de aslında dünyada şaşkınlık yaratmıştı. İran’ın dışarıdan bir müdahaleyi önlemek üzere hiç bir şekilde internete bağlamadığı elektronik sistemleri bir süre sonra “hacklenerek” çökmüştü! İsrail’in elektrik bağlantısı üzerinden sisteme sızdığı iddia edilmesine rağmen, aslında ajanların batılı bir firmanın üretim zincirine sızarak İran’a gönderilecek makinelere belirlenen tarihte kendini imha etmek üzere bir yazılım yüklediği 
ortaya çıkmıştı. 

İsrail’in son zamanlarda hedefinde bulunan Kasım Süleymani ve İsmail Haniye suikastleri de bu anlamda incelenmesi gereken “operasyonlardır”.

“ELİN” TEKNOLOJİSİ İLE “ELLE” MÜCADELE ETMEK MÜMKÜN MÜ?

Bu sorunun cevabı çok net: Bu ancak onlar izin verdiği veya sen fırsat bulabildiğin kadar mümkün olabilir! Bilimi ve teknolojiyi geliştirenler onun başkaları tarafından kendilerine karşı kullanılmasına asla izin vermez.O sebeple özellikle milli güvenliği ilgilendiren konularda gerçek anlamda bağımsız ve korunaklı 
olabilmek için, yazılımından tutun da üretim ve teknolojisine kadar her şeyin kendinize özel veya güncel popüler tabiriyle “yerli ve milli” olması önemlidir.

Türkiye’nin son yıllarda bu alanda yaptığı atılımlar geleceğe dair umut verse de bu alanda kat edilmesi gereken çok mesafe vardır. İHA ve SİHA satışında Türkiye’nin dünyada 1 numaraya yerleşmesinde önemli katkıları bulunan Selçuk Bayraktar’ın müjdesini verdiği alçak irtifa küresel konum belirleme uyduları bağımsızlık sağlanması anlamında önemli bir gelişmedir. 

İSRAİL’İN ORANTISIZ GÜÇ KULLANIMI

Ellerinde insan hayatına tehdit olan korkunç savaş ve operasyon makineleri bulunan devletleri sınırlayan kurallar vardır. BM insan hakları sözleşmesi ve savaş hukuku ile ilgili uluslar arası diğer anlaşmalar devletlerin uymakla yükümlü oldukları kuralları belirler.

Buna göre savaş veya terörle mücadele esnasında sivillere zarar verilmemeli ve belli bazı kurallara uyulmalıdır. Ancak bu konuda 
uluslar arası kesin yaptırımlar belirlenemediği için bu kuralları ihlal eden ülkeler açısından genelde ülkeler arası ilişkiler yoluyla bir takım yaptırımlara gidilebilmektedir. BM müdahalesi ise ancak bazı özel durumlarda yapılabilmektedir.İsrail’in “terörle mücadele” bahanesiyle Gazze’de aralarında çocukların da bulunduğu sivilleri öldürmesi; belli bir hedef gözetmeksizin sadece Hizbullah üyesi oldukları gerekçesiyle, ellerinde çağrı cihazı bulunan kişilerin tamamını hedef alması açıkçası uluslar arası yerleşik hukuk kuralları ile uyumlu değildir. Ortada orantısız bir güç kullanma durumu vardır.

patronlardunyasi.com

E-Bülten Aboneliği
İş, Ekonomi ve Cemiyet hayatının özel gündemi Patronlar Dünyası'nda... Günlük E-Bülten'imize abone olun, Patronlar Dünyası ayrıcalıklarını yaşayın.
Patronlar Dünyası ile Bir Adım Önde