PD seyahat yazarı Kaan İncili Bükreş'i yazdı
Bilmezdim bu kadar yeşil, bu kadar sakin, bu kadar huzur dolu olduğunu diye başlayan bütün cümlelerin sonu illa güzel bir şiir olmak zorunda değil. Bu sefer bu cümlelerin sonu belki bir şiire değil ama şiir gibi bir şehre çıkacak. Herkesin aklında çocukluğumuzun Çavuşeskuları ile yer eden Romanya günümüzde sakin ve huzurlu coğrafyalar arasına girmiş durumda.
Kaan İNCİLİ
Başkent Bükreş merkeze yaklaştıkça artan yeşil yapısıyla, birbirinden geniş bulvarları ve caddeleri ile bize sımsıcak bir hoşgeldin diyecek. Merkezdeki tarihi yapılar ve özellikle müzeler ise bize zamanın nasıl geçtiğini fark ettirmeyecek. Ulusal sanat müzesini bütün bölümleriyle gezmeyi unutmayın. Sanat tarihinin neredeyse her dönemini tanıyabileceğiniz eserler sizleri bekliyor.
Hafta sonları trafiğe kapatılan ana cadde ise özellikle çocuklu aileler için tam bir açık hava parkına dönüşüyor. Baloncular, canlı müzik eşliğinde dans edenler, palyaçolar, dondurmacılar ve daha onlarcası. Bu keyifli insanları seyretmek için cadde üzerindeki bir açık hava kafesinde verilecek dinlenme zamanı ise etrafı meraklı gözlerle izlemek için bir fırsat olacak.
Tarihi merkezin iç sokaklarında yürüyüş yaparken bolca fotoğraf çekebileceğiniz onlarca eski-yeni yapı ile karşılacaksınız; ancak bunlardan bir tanesi var ki Avrupa’nın en eski Kervansarayı olarak bilinmekte ve günümüzde aktif olarak bir restoran olarak işletilmekte (Hanu Lui Manuc) Bir akşam yemeğinizi buraya ayırmanızı tavsiye ederim.
Bükreş özellikle gezi parkları, doğal hayvan parkları, göletleri ve yürüyüş parkurları ile karpatların bol oksijenini içinize çekebileceğiniz bir başkenttir.
Bükreş’in etrafında neler olduğunu merak edenler için bir günümüzü mutlaka kuzeye ayırıyoruz. Braşov şehri masalsı yapıları ve meydanı ile güzel bir sabah kahvesi için harika bir barok tablosunu gözlerimizin önümüze serecektir. Peki Drakula’nın şatosunun da Braşov’a yarım saat mesafede olduğunu söylesem ne dersiniz. Dışarıdan çok görkemli olan bu şatonun içerisinde eski dönemlere ait mobilyalar, şövalye kostümleri ve silahlar sergileniyor. Aynı zamanda şatonun burçlarından geçerken farklı manzara noktaları da görebilirsiniz. Bükreş’e dönüşte ise Addam’s familyden tanıdığımız Dr. Frankenstein’ın kızı Wednesday’in şatosunu sakın kaçırmayın. Özellikle terasındaki restaurantta keyifli bir yemek, muhteşem dağların manzaraları ve de bahçelerindeki çocuk aksiyon parkı günü keyifli tamamlamanın en önemli detayları olacaktır. (Özellikle şato programlarınızda açılış-kapanış saatleri ve günlerine dikkat edin)
Başka bir şehirde konaklama yapmak ve deniz görmek istiyorsanız Köstence tarafında Mamaia bölgesini tercih edebilirsiniz. Güzel deniz manzarası eşliğinde birbirinden güzel balık restoranlarında başta kalkan olmak üzere farklı deniz ürünlerini deneyip, güzel bir gün batımı ile seyahati noktalayabilirsiniz.
Tatmadan Dönmeyin : Gulaş, Yerel likörler ve Brandy, Papanaşi (tatlı)
Görmeden Dönmeyin : Ulusal Sanat Müzesi, Herestrau Park, Braşov ve Şatolar
Ertelemeyeceğiniz tek hayaliniz, sizi farklı ufuklara götürecek yeni seyahatler olsun. Sevgiyle kalın.
patronlardunyasi.com
