Dolar
37,8361
0,01%
Euro
41,4732
-0,21%
Sterlin
49,3864
-0,36%
Bitcoin
3.216.748
0,00%
BİST-100
9.044,64
-7,81%
Gram Altın
3.676,969
-0,72%
Gümüş
33,1
-1,65%
Faiz
53,12
0,00%

Osman Müftüoğlu'na göre, Parkinson hastalığı ile bağırsak florası arasındaki gizemli bağlantı

Parkinson hastalığının son yıllarda artan görülme sıklığı, uzmanlar arasında tartışmalara yol açtı. Özellikle bağırsak florasında meydana gelen bozuklukların, Parkinson hastalığının gelişimine zemin hazırladığı düşünülüyor.

22.03.2025 08:19Güncelleme: 22.03.2025 08:22
Osman Müftüoğlu'na göre, Parkinson hastalığı ile bağırsak florası arasındaki gizemli bağlantı
16px
32px

"Disbiyozis" adı verilen bu durum, bağırsaklardaki kötü bakterilerin artması ve iyi bakterilerin azalmasıyla beyne zararlı toksik metabolitlerin taşınmasına yol açarak, nörolojik hasarı hızlandırabiliyor. Parkinson hastalığına yakalananların çoğunda görülen kabızlık ve bağırsak problemleri, bu teoriye dikkat çekici bir kanıt sunuyor.

Hürriyet’ten Prof. Dr. Osman Müftüoğlu bugünkü köşe yazısında “Parkinson’un sırrı bağırsaklarda mı” başlıklı yazı kaleme aldı.

Müftüoğlu’nun yazısının tamamı şu şekilde:

NÖRODEJENERATİF hastalıklar özellikle de Parkinson ve Alzheimer hastalıkları yaşlanma sürecinin tadını tuzunu kaçıran en önemli sağlık sorunları. Son yıllarda Parkinson hastalığına yakalananların sayısında da fark edilir bir artış var.

Bu artışın -bana göre- önemli nedenlerinden biri ise bağırsak florasındaki bozukluk meselesinin yaygınlaşması. “Disbiyozis” yani bağırsaklardaki kötü biyolojik değişimler ile Parkinson hastalığı arasında fark edilir ve dikkat çeken bir ilişki var.

Bazı uzmanlar bağırsaklarda iyi bakterilerin azalıp kötü bakterilerin artmasının beyne bağırsaklardan yollanan çeşitli toksik metabolitleri yoğunlaştırdığını, beyindeki nörolojik hasarı bu metabolitlerin yaptığını veya hızlandırdığını ileri sürüyor. Parkinsonluların çoğunun “kabızlık” problemi çekmesi ve yine birçok Parkinsonlu da disbiyozis sorununun belirlenmesi ise bu fikri ciddi ölçüde destekliyor. Eğer ileri yaşlarda Parkinson hastalığına yakalanmamak istiyorsanız mikrobiyom gücünüzü dikkatle izleyin ve koruyun.

İYİ BİLGİ 1

B12 EKSİĞİNİZ VARSA...

B12 en mühim vitamin eksikliklerinden biri, kan seviyesi ise asla 500’ün altına asla inmemeli. Peki bu nasıl başarılacak? İşte size kolay bazı çözümler...

- Daha sık ve çok hayvansal ürün, özellikle yumurta ve yoğurt yiyin.

- Daha az mide hapı, mümkünse asit pompasını felç eden ilaçlardan uzak bir yaşam sürün.

- Kaliteli B12 desteği (metil siyano kobalamin hapları) günde 800 mcg-1200 mcg kullanın.

- Mümkünse burna sıkılan “nasal B12” destekleri ve/veya ağızdan emilen B12 oral spreylerden faydalanmaya çalışın.

- B12’nin kas içi ve damar içi uygulanan iğnelerden istifade etmeyi düşünün (doktor tavsiyesi ile).

- B12 azaltan ilaçları (metformin) kontrolsüz kullanmayın.

İYİ BİLGİ 2

NEDEN C VİTAMİNİ

C vitamini sadece “bağışıklık güçlendirici” bir doğal destek değil. Onun daha pek çok marifeti var. İşte bazı örnekler...

- Kolajen üretimini destekliyor. Bu nedenle “cilt dostu vitaminler” listesinde ilk üç arasında (diğerleri hiyalüronik asit ve kolajen tip1 ve tip3) yer alıyor.

- Glutatyonu şarj ediyor. Bunun bir diğer anlamı da çok güçlü bir antioksidan, antikanser güç olması.

- Cildi güneşin zararlı etkilerinden koruyor.

- Kemik sağlığından saç ve tırnak sağlığına kadar pek çok dokunun bütünlüğü için C vitaminine ihtiyaç var.

- Damar sağlığını desteklediği de biliniyor.

İYİ BİLGİ 3

GLÜTEN HASSASİYETİ İÇİN İLK 10 İŞARET

Aşırı glüten yükü sadece bağırsaklarımızı değil, daha pek çok doku ve organımızı rahatsız edebiliyor. Sadece “çölyak hastalığı”na değil, “glüten duyarlılığı” ile farklı pek çok sağlık sorununa sebep olabiliyor. Glütene duyarlılığın ilk onunda şu işaretler var.

- Hazımsızlık, şişkinlik 

- Gaz ve karın ağrısı 

- Halsizlik ve yorgunluk 

-Kokulu ve süregelen ishal 

-Kas ve eklem ağrıları 

-Tekrarlayan aft atakları, ağız yaraları 

-Dilde ağrılı şişme 

-İştahsızlık ve kilo kaybı 

-Depresif bir ruh hali 

 -Bulantı ve mide ağrıları

HATIRLATMA

MAKARNANIN FAYDALISI YOK MU

Olmaz mı hiç, tabii ki var...

Makarnanın;

- Az pişmişi, çok pişmişinden

- Soğuk yeneni, sıcak yeneninden

- Yoğurtlusu, yoğurtsuzundan

- Kıymalısı, boşundan

- Sebzelisi, sadesinden

- Az yağlısı, yağlısından

- Kepeklisi, kepeksizinden daha sağlıklıdır.

BİR ÖNERİ

HALSİZ VE YORGUNSANIZ, ŞUNLARI ARAŞTIRIN

- Aneminiz var mı? Demir, B12 veya folik asidiniz azalmış olabilir mi?

- D vitamini rezervleriniz ne durumda?

- Kan şekeriniz düşmüş, sizi bir “kronik hipoglisemik” yapmış mı?

- İnatçı bir tansiyon düşüklüğünüz var mı?

- Uyku sorununuz mevcut mu?

- Motivasyonunuz azalmış, depresif bir ruhsal moda girmiş misiniz?

- Kronik ve ilerleyici bir organ yetmezliğine (karaciğer, böbrek, kalp) yakalanma ihtimaliniz söz konusu mu?

- Kronik bir enfeksiyonla (tüberküloz, Malta humması, diş kökü iltihabı...) baş başa mısınız?

-Otoimmün bir hastalığınız (Haşimoto hastalığı, çölyak hastalığı, sedef, vitiligo, hepatit, üveit, artirit) var mı?

- Mitokondrileriniz hastalanıp yorgun düşmüş olabilir mi? (Mitokondriyel disfonksiyon!)

 

patronlardunyasi.com