MUBI kurucusu Efe Çakarel, 12 milyon dolar yatırımla Hollywood’un zorlu döneminde büyük bir başarıya imza attı
MUBI platformunun kurucusu Efe Çakarel, Hollywood’un zor durumdaki film endüstrisinde önemli bir başarıya imza attı. The New York Times, Çakarel’in MUBI’nin global haklarını 12 milyon dolara satın aldığı Cevher (The Substance) filmini, “Vahim durumdaki Hollywood’un ender başarı hikayelerinden biri” olarak nitelendirdi.

The New York Times makalesi, Efe Çakarel’in kurucusu olduğu platform MUBI’nin The Substance’ı (Cevher) satın alması için “Vahim durumdaki Hollywood’un ender başarı hikayelerinden biri” dedi.
Makaleyi ele alan Oksijen gazetesi haberi şu şekilde ele aldı:
Demi Moore’a Oscar adaylığı getiren ve toplamda beş Oscar’a aday olup En İyi Makyaj Ödülü’nü kazanan The Substance / Cevher filminin ilk dakikalarında, Dennis Quaid bir yandan önündeki karidesleri elleriyle iğrenç bir şekilde ayıklayıp yerken diğer yandan Moore’un canlandırdığı karakteri haşlıyor. Karşısındakinin suçu 50 yaşına basmış olmak. Etraf karides kabuklarıyla dolu. Dudağının üzerinde terler birikmiş Quaid bir karidesi parmağının ucunda sallayıp Moore’a işinin bittiğini söylüyor.
Mubi yayın platformu CEO’su Efe Çakarel filmin haklarını almaya bu sahneyi izleyince karar vermiş. Yönetmen Coralie Fargeat filmi Universal Pictures yöneticilerinin beğenisine göre yeniden kurgulamayı reddedince Cevher bir nevi ölüme terk edilmişti. Çakarel, “Bizim için dönüm noktasıydı. İlk kez global bir yapımın haklarını satın alacaktık. Hiçbir karardan bu kadar emin olmamıştım” diyor.
Ardından filmin global haklarını 12 milyon dolara satın aldılar ve bu alışveriş vahim durumdaki Hollywood film endüstrisinin ender başarı hikayelerinden birine dönüştü. ‘Body horror’ olarak bilinen korku türündeki Cevher, şu ana kadar şirkete dünya genelinde 82 milyon dolar kazandırdı. Bir zamanların silik yayın platformları bataklığında kaybolup gitmiş gibi görünen MUBI ilk kez Hollywood’un hakiki aktörlerinden biri haline geldi.
Şirket bu sıçrayışı alışılmadık iş modeline borçlu. Türkiye’de ayda 169 TL’ye abone olabildiğiniz platformda klasiklerden yenilere uzanan, editörlerin belirlediği bağımsız filmler seçkisi yer alıyor. ABD, İngiltere ve Almanya’da MUBI GO adlı üst abonelik seçeneğiyle üyelere haftada bir sinema bileti de veriliyor. Merkezi Londra’da yer alan ve dünya genelinde 400 çalışanı bulunan şirket kaç abonesi olduğunu açıklamasa da siteye 16 milyon kişinin kayıtlı olduğunu bildirdi.
Cevher filminin yapımcısı Eric Fellner, MubI hakkında, “Dünya çapında büyük bir izleyici kitlesinin gelip filmi izlemesini sağladılar. Bunu böyle bir dönemde yapmak hiç de küçümsenmeyecek bir başarı. Üstelik üyelere birinci sınıf hizmet sunmayı sürdürüyorlar” diyor.
Massachusetts Institute of Technology’de mühendislik okuduktan sonra Stanford Üniversitesi’nde MBA yapan 48 yaşındaki Türk girişimci Çakarel aslında en başından beri bunu amaçlıyordu.
Şirketi 2007 yılında, yani Netflix’in film ve dizi yayınlamaya başladığı sene, sinemaseverlere yönelik bir platform olarak kurdu. Amaç hem sinemaya gitme alışkanlığını desteklemek hem de kaliteli filmleri platform üzerinden göstermekti. Başlangıçta Auteurs adını taşıyan platform üyelere günde bir film sunuyor ve söz konusu yapım 30 gün boyunca gösterimde kalıyordu. Çakarel sadece en çok takdir gören sinemacıların en iyi filmleriyle ilgileniyordu. Çakarel, “İlk günden beri MUBI’nin gerçek derdi sinemaydı” diyor.
Hollywood stüdyolarının bu fikri satın alması yıllar sürdü. Çakarel, “Büyük bir stüdyoya gidip, ‘Şu 32 filmi almak istiyorum’ dediğimde bana, ‘Bizde işler böyle yürümüyor. Onları alırsanız şunları da almanız lazım’ diyorlardı” diye anlatıyor. “Sonra da beni ofisten kovuyorlardı” diyor.
Ama 2015 yılında hem Sony hem de Paramount MUBI’ye İngiltere’deki aboneleri için film satmayı kabul ettiler. 2017’de şirket Universal Pictures ile uzun süreli ve birden fazla bölgeyi kapsayan ilk yayın anlaşmasını imzaladı. Bu sayede uluslararası yapımlara erişebilir hale geldi. MubI’nin kütüphanesinde artık Joel ve Ethan Coen kardeşlere ait A Serious Man, Spike Jonze’nin yönettiği Being John Malkovich, Billy Wilder’a ait Double Indemnity ve Alfred Hitchcock’un birçok filmi de yer alıyordu. 2016’da MUBI bazı filmleri sinemalarda göstermeye başladı. 2022’de bu süreç hız kazandı. Seçkide İngiltere, Latin Amerika ve Almanya’da gösterime giren, Charlotte Wells’in yönettiği Aftersun ve Sofia Coppola’nın yönettiği Priscilla gibi prodüksiyonlar vardı.
Çakarel 2022’de kendi tabiriyle “akıl dışı bir meblağ” harcayarak Park Chan-wook’un Decision to Leave filminin ABD ve İngiltere’deki sinema haklarını satın aldı. Bu yapım Koreli yönetmenin ABD’de en çok hasılat yapan filmi oldu. Yine MUBI’nin gösterdiği The Girl with the Needle / Şişli Kız bu yıl En İyi Uluslararası Film Oscar’ına aday oldu. MUBI’nin içerik genel direktörü Jason Ropell, “İşin sırrı zamana yayılan istikrarlı bir büyüme sağlamaktı. Doğru insanları göreve getirdik. Finansman bulduk. Bunların hepsi kademe kademe oldu. Neticede önümüze böyle bir fırsat çıktığında değerlendirmeye hazırdık” diyor.
Cevher filmini satın alma fırsatını ilginç bir şekilde yakaladılar. Universal Pictures yönetmen Fargeat’ya beş yıldır üzerinde çalıştığı yapımı mevcut haliyle piyasaya süremeyeceğini ama isterse başka birilerine satabileceğini söylemişti.Geçen ay Santa Barbara Uluslararası Film Festivali’nde konuşan Fargeat, “Kimse telefonlarıma çıkmamaya başladı. Herkes filmin öldüğünü düşünüyordu” dedi. Ama Cannes Film Festivali’ne girmeyi başardı ve 2024 yarışmasına kabul edildi.
Çakarel, MUBI’de izleyicilerin beğenisini toplayan 2017 yapımı Revenge filminden beri Fargeat’yı takip ediyordu. Vietnam’da tatil yaparken yeni prodüksiyonun adını Cannes’da gösterilecek filmler listesinde gördü. Bunun üzerine yapımcı Working Title’a ulaştı. Birkaç gün sonra Londra’daki bir cep sinemasında oturmuş filmi izliyordu.
Çakarel, “Salondan çıktığımda heyecandan duvarları yumrukluyordum. Çoktandır böyle bir film izlememiştim” diyor.
Çakarel bağımsız dağıtımcı Neon’dan daha iyi bir teklif vererek Cevher filminin global haklarını Cannes’daki ilk gösteriminden önce almayı başardı. O günden beri film belki sadece Fargeat’nın hayal edebileceği bir popülerliğe ulaştı. SAG (Ekran Oyuncuları Birliği) En İyi Kadın Oyuncu ödülünü alan Moore da Çakarel’e teşekkür etti. Çakarel ise, “Bence bu filmin kabul görmesi sonucu yeni cesur ve orijinal filmler de yapılacak” ifadelerini kullandı. MUBI diğer platformlara kıyasla hala küçük olabilir ama bu yıl 20 filmi sinemalarda göstermeyi amaçlıyor. Sinema müdavimleriyle bağ kurmakta zorlanan bağımsız film camiası için bu önemli.
Çakarel, “Son 18 yıl gerçekten iyi geçti. Önümüzdeki 18 yıl ise inanılmaz olacak. İlk günkü gibi heyecanlıyım. Her şey yerli yerine oturmaya başladı” diyor.
SIRADA NE VAR?
MUBI bu yıl Sundance Film Festivali’nden bir Hollywood hicvi olan Lurker’ı satın aldı. Josh O’Connor ve Paul Mescal’in filmi The History of Sound’un da ABD haklarını satın aldığını duyurdu. Ayrıca üç filmde de yapımcı olarak yer alıyor: Kelly Reichardt’dan O’Connor’lı 20 milyon $’lık soygun filmi The Mastermind. Jim Jarmusch’dan, Cate Blanchett ve Adam Driver’lı Father, Mother, Sister, Brother. Elle Fanning’in oynadığı Rosebush Pruning.
patronlardunyasi.com