Gıda endüstrisindeki rekabet arttı firmalar daha çok müşteri çekebilmek ve daha çok kar edebilmek için çeşitli yollar aramaya başladı
Tarlada çürüyüp de market tezgahına gelemeyen veya gelse bile pahalı olan doğal ürünlere ulaşamayan özelikle alt ve orta gelir gurubundaki tüketicinin, bu yazının konusu olan ve fiyatı daha uyguna gelen işlenmiş hazır gıdalara yönelmesi bir mecburiyet mi, yoksa sinsi bir plan olarak mı görülmelidir? İşlenmiş hazır gıdaları, yani normalinde doğada olmayan üretilmiş şeyleri yeme dürtüsüne karşı koyamamanın, bir bilinç ve irade meselesi olmadığı ortaya çıktı. Sadece kimyasalları değil; küresel gıda, reklam ve pazarlama endüstrisi, insanoğlunun doyma hissini bertaraf eden diğer tüm gizli bilinçaltı taktiklerini de bu amaçla kullanıyor.
Feramuz ERDİN
1980’lere kadar olan fotoğraflara baktığınızda insanların genelinin fit ve sağlıklı göründüğünü fark edersiniz. Bugün ise dünyanın büyük bölümü obezite sorunu ile mücadele ediyor. İngiliz Doktor Chris Van Fulleken BBC için hazırladığı bir belgeselde bunun nedenlerini araştırdı ve çok çarpıcı sonuçlara ulaştı.
70’LERİN ORTASI MİLAT OLDU
Fulleken, incelediği ABD sağlık istatistiklerinde 1960 yılından 1975’e kadar bu ülkedeki insanların boy – kilo oranlarının stabil şekilde giderken, bu yıldan sonra insanların kilolarında aşırı derece bir artış kaydedildiğini tespit etti. Diğer parametrelere de bakıldığında, obezitedeki bu artışın işlenmiş gıda endüstrisinin gelişimi ile paralel gittiği ortaya çıktı.
İŞTE YEMEYE KARŞI KONULMAZ HALE GETİREN O BİLİNÇALTI HİLELERİ
Gıda endüstrisindeki rekabetin artmasıyla birlikte firmalar daha çok müşteri çekebilmek ve daha çok kar edebilmek için çeşitli yollar aramaya başladı. Firmaların AR – GE bölümlerinde istihdam edilen bilim adamlarının bulduğu sonuçlar firmalar için mükemmel ancak müşteriler içinse adeta bir felaketti.
KALORİ YOĞUNLUĞUNU YOK ETME: NE KADAR ÇÖP, O KADAR LÖP
Bir gıda işleme tabi tutulduğunda doğal yapısı değişir ve en fazla tüketime imkan verecek hale gelir. Burada kullanılan ilk taktik, hazır gıdanın yumuşatılmasıdır. Çünkü “yumuşak” gıda çiğneme gibi bir fonksiyonu bertaraf ettiği için insandaki doyma hissini yok eder. Böylelikle kaloriyle yüklü kocaman bir paketi bitirseniz bile doyduğunuzu hissetmezsiniz. Sonrasında da genelde yaptığınız gibi, aynı üründen hemen bir tane daha tüketmeyi tercih edersiniz. Bu taktiğin gıda endüstrisindeki adı ise Kalori Yoğunluğunu Yok Et. Bu taktikle üretilen ürünler ne kadar kıtır olursa olsun ağzınıza attığınızda orada hemen erir ve size yeterince yemediğiniz hissini verir.
SES MARKALAMASI
Yemek birçok duyu ile yapılan komplike bir eylemdir. İşlenmiş gıdanın görünüşü, tadı, kokusu ve hatta elinizde yarattığı his bile ince bir hesabın sonucudur. Bir cipsin ambalajını veya bir içeceğin kapağını açmanın çıkardığı sesin insanın bilinçaltına etki ettiğini biliyor muydunuz? Oradaki o sesler bile sizde bir tatmin duygusu yaratmak ve daha fazla tüketmenizi sağlamak üzerine kurgulanmıştır. Bu seslerin doğu çıkması için ses mühendisleri ve üreticiler yoğun saatler harcamıştır. Zaten reklamlarda da genelde hep bu seslere vurgu yapılır.
MİDE PAYLAŞIMI PROGRAMI
Hazır gıda üreticilerinin geliri ürettikleri gıdanın tüketiminden gelir. O yüzden de bir pazarlama stratejisi olarak normal öğünler dışında belli ürünlerin tüketilmesini salık veren bir zaman çizelgesi varmış gibi hareket edilir. Sabah kalktıktan gece yatana kadar yemeniz gereken atıştırmalıkların belli bir zamanlaması vardır: Hiç vaktinizi harcamadan gün içinde “zamanı geldiğinde” anında tüketebileceğiniz kahvaltı içeceği, gazlı içecekler, light bisküvi, çikolata ve gofretler, spordan sonra yenen enerji besini gibi ürünlerin tamamı aslında ultra işlem görmüş gıdalardır. Yalnızken veya arkadaşlarınızla paylaşmak üzere tüketebileceğiniz cipsler ise size dayatılan o bilinçaltı programına göre günü kapatırken en son yemeniz gereken şeylerdir. Sonrasında uyuyabilirsiniz!
UYUŞTURUCU İLE AYNI ETKİYİ YAPIYORLAR
Michigan Üniversitesi Psikoloji Bölümü öğretim üyesi Dr. Ashley Gearhardt’a göre işlenmiş hazır gıdalar vücutta uyuşturucu ile aynı bağımlılık özelliklerini gösteriyor. Yani, bunları yemeyi durdurmak tek başına iradenizle başa çıkabileceğiniz bir şey değil.
SEKTÖRDE İYİLEŞTİRME ÇABALARI
Hazır gıda reklamlarında vurgulanan daha çok doğal gıda tüketilmesine dair uyarılarda olduğu gibi, işlenmiş gıda endüstrisi son yıllarda bu konuda bir takım iyileştirici uygulamaları gönüllü veya mevzuat gereğince gündemine almış durumdadır. Tuz ve şeker oranlarının düşürülmesi en sık karşılaşılan önlemlerden bir tanesidir. Ancak hazır gıdaların fiyat açısından toplumun tüm kesimleri ve özellikle çocuklar tarafından kolay ulaşılabilir olması, aslında bunları hala çok cazip kılmaktadır.
TÜRKİYE’DEKİ GIDA PAHALILIĞINI BURDAN MI OKUMALIYIZ?
Özellikle pandemi sonrasında tarla ve bahçelerdeki bol, bereketli ve doğal ürünlerin yeterince ve makul fiyatla tüketiciye ulaşmasında sorunlar yaşanmaktadır. Her ne kadar bu zincirin kırılmasından komisyoncular ve zincir marketler sorumlu tutulsa da bugüne kadar sorunun çözümü anlamında herhangi bir ciddi uygulamaya gidilememiştir. Pahalı doğal ürünlere ulaşamayan özelikle alt ve orta gelir gurubundaki tüketicinin bu yazının konusu olan ve fiyatı daha uyguna gelen işlenmiş hazır gıdalara yönelmesi bir tesadüf mü, yoksa sinsi bir plan olarak mı görülmelidir?
patronlardunyasi.com