Alarko'daki üç isim

Alarko'nun dünya devi bir Türk şirketi haline gelmesinde üç ismin emeği vardır. Bunların ikisini biliyorsunuz. Biri rahmetli Üzeyir Garih... Zekası, çalışkanlığı ile sadece Alarko'nun değil Türkiye'nin sınıf atlamasında katkısı olan bir isim... Yıllar önce başbaşa sohbetimizde oğlumla ilgili şu samimi tavsiyede bulunmuştu:

* Ona iki şeyi mutlaka öğretmelisin. Biri okçuluk. Bu sayede hedefe odaklanmayı öğrenecek. Diğeri balık tutmak. Bu sayede de sabrı öğrenecek. Bu tavsiyenin birinci bölümünü gerçekleştirdim. İkinci bölümde çalışmalarımız devam ediyor. Alarko'daki ikinci isim İshak Alaton... İşadamı olmanın ötesinde entelektüel birikimi ve katkıları ile de Türkiye'nin siyasal ve sosyal hayatına katkı vermiş bir duayen... Alarko'daki üçüncü isim ise kamuoyunda daha az tanınan ama kurumsallaşma konusunda Türkiye'nin örnek alması gereken biri: Ayhan Yavrucu... Çalışkanlığı, disiplini ile Türkiye'de bir ekol. Yavrucu aynı zamanda koyu bir Kayserili... Koyuluğu şuradan ileri geliyor. Her konuşmasında konuyu bir şekilde Kayseri'ye getirip kentin reklamını yapıyor. En son karşılaştığımızda şu fıkrayı anlattı...

* Kayseri'de adamın bir ineği varmış. Bir gün hastalanmış. Sahibi oraya götürmüş, buraya götürmüş (o zaman veteriner yok, baytara götürmüş) fakat inek bir türlü iyileşmiyor. Başka çare kalmadı, en iyisi dua edeyim demiş. Başlamış duaya. Duanın sonunda inek iyileşirse 10 gün oruç tutacağım demiş. Allah'ta her halde Kayserilinin bu içinden gelen samimi duygularını duymuş olmalı ki inek iyileşmeye başlamış. Ancak inek dokuzuncu gün ölmüş. Bunun üzerine Kayserili yüzünü gökyüzüne dönmüş ve "Allah'ım, dua ettim, duamı tuttun, inek iyileşti 9 gün oruç tuttum ama bu 9 günlük orucu tutacağım Ramazan orucundan mahsup edeceğim. Bu arada inek de gitti, bu ineği de 7 kurbana sayacağım demiş...

Celal Toprak/Bugün