76 kişinin hayatını kaybettiği Kartalkaya’daki yangında Gazeteci Sedat Ergin sordu '76 vatandaşımız neden öldü?'

76 kişinin hayatını kaybettiği Kartalkaya’daki yangında Gazeteci Sedat Ergin sordu '76 vatandaşımız neden öldü?'

Bazı sorular vardır ki yanıtlarından daha çarpıcıdır. Gazeteci Sedat Ergin’in bugün Kartalkaya’daki yangın. faciası ile ilgili yazısına koyduğu başlık da bunun en güzel örneklerinden biri: “Kartalkaya’da 76 vatandaşımız neden öldü ?” Lütfen Sedat Ergin’in bu sorusuna siz de beş dakika vakit ayırın ve kendi kendinize sorun, “Kartalkaya’da 76 vatandaşımız neden öldü ?” Hayat çoğu zaman sorgulamakla anlam kazanır.

76 kişinin hayatını kaybettiği Kartalkaya’daki yangında Gazeteci Sedat Ergin sordu '76 vatandaşımız neden öldü?'
16px
24px
22.01.2025 07:49Güncelleme: 22.01.2025 07:52
ABONE OLgoogle

İşte o yazı:

Her seferinde aynı öykünün içinde kendimizi buluyoruz.

Ülkemizde devamlı tekrarlanan bir öykü bu. Yaşanan depremlerde muhakkak karşımıza çıkıyor; maden kazalarında, tren kazalarında da...

Bazen de dün sabaha karşı olduğu gibi Kartalkaya’da 76 vatandaşımızın hayatını kaybettiği yangında...

Hangi felaket kategorisine girdiği fark etmiyor. Hepsinde de insan kayıpları, büyük ölçüde bilimin yol göstericiliğinde hareket edilmemesinden kaynaklanıyor.

Bilimsel tespitlere uygun bir şekilde hazırlanması gereken kurallara uyulmuyor, gerekli denetlemeler yapılmıyor.

Ve her seferinde kuralların etrafından dolanmak, kuralları eğip bükmek, hatta bazı hallerde tümüyle görmezden gelmekten kaynaklanan yaygın bir davranış kalıbı bizi bekliyor. Buna, kısaca “kural tanımazlık” diyoruz.

Ancak hepsinde kuralların gereğinin yerine getirilmemesinin bedeli sıkça insan hayatlarındaki kayıplarla kendisini gösteriyor.

Kurallar yerine getirilseydi, o insanlar bugün yaşıyor olacaktı.

KAÇIŞ YOLU BULAMAYINCA...

Bir yangın patlak verdiğinde ne yapılması gerektiği bu kurallarda yazılıdır. Örneğin, yangın çıktığında yayılmaması için yapının ne şekilde donatılması gerektiği bellidir. İnsanların hangi kaçış yollarından kendilerini dışarı atacaklarının da bu kurallarda gösterilmiş olması gerekir.

Ancak dün televizyonlarda, bulundukları odaların camlarından, içerdeki çarşafları birbirine bağlayarak aşağı sarkıtıp, bunlara tutunarak aşağı inmeye, kendilerini kurtarmaya çalışan insanların görüntüleriyle karşılaştık.

Camdan çıkmayı denediklerine göre, bulundukları kattan kendilerini dışarı atabilecekleri bir kaçış yolu bulamamışlardı.

Oysa emniyetli bir şekilde binadan çıkışlarını mümkün kılacak bütün önlemlerin düşünülmüş olması gerekmez miydi?

Aslında kâğıt üstünde bu önlemler düşünülmüş görünüyor.

İLK KAPSAMLI YANGIN YÖNETMELİĞİ 2002 YILINA AİT

Hayatını yangınlarla mücadeleye adamış olan, 2021 yılında kaybettiğimiz İstanbul Teknik Üniversitesi Makine Fakültesi öğretim üyelerinden Prof. Abdurrahman Kılıç’ın, yıllar önce Makine Mühendisleri Odası’nda 28 Mart 2003 tarihinde yaptığı bir konuşmadan yangınla mücadelenin ülkemizdeki seyri konusunda pek çok şey öğreniyoruz.

Akademik kariyerinin yanı sıra 1989-1994 yılları arasında İstanbul İtfaiye Müdürü olarak da görev yapan Prof. Kılıç, 2002 yılında yürürlüğe giren “Binaların Yangından Korunması Hakkında Yönetmelik”in hazırlanmasında da öncü rol oynamıştı.

Burada önem taşıyan nokta, Bülent Ecevit’in başbakanlığındaki DSP-MHP-ANAP koalisyon hükümetinin iş başında olduğu 26 Temmuz 2002 tarihinde Resmi Gazete’de yayımlanan bu yönetmeliğin Türkiye’de uygulanması zorunlu ilk genel nitelikteki mevzuat olmasıdır.

Bundan önce 4 Kasım 1995 tarihinde çıkartılan, ancak yalnızca kamu binaları için uygulanan “Kamu Binalarının Yangından Korunması Hakkında Yönetmelik” söz konusu. Ancak, kamu binaları dışındaki yapıları kapsamıyor bu metin.

Ayrıca, 1992 yılında İstanbul Belediyesi kendi inisiyatifiyle “Yangından Korunma Yönetmeliği”ni çıkarmış. Ardından İzmir, Mersin, Antalya ve Bursa gibi belediyeler de kendi başlarına yangınla mücadele yönetmelikleri çıkarmışlar. Sonuçta ortaya tam bir karmaşa çıkmış.

Prof. Kılıç, 2002 yılında yürürlüğe giren yönetmeliğin Türkiye’de uluslararası standartlarda hazırlanan ilk yönetmelik olduğunu ve öncesinde kamu binalarıyla ilgili mevzuat da dahil olmak üzere çıkarılan bütün yönetmelik ve talimatları yürürlükten kaldırdığını anlatıyor. Bunu “Türkiye için büyük bir reform” olarak nitelendiriyor.

Bu yönetmelik, beş yıl sonra AK Parti iktidarı döneminde hazırlanan ve Resmi Gazete’de 19 Aralık 2007 tarihinde yayımlanan 12937 sayılı yeni yönetmelikle güncellenmiştir. 2002 yılındaki ilk yönetmelikte 141 madde yer alırken, 2007 yılındaki geliştirilmiş yönetmelik 171 maddeden oluşuyor.

YÖNETMELİK OLDUKÇA AYRINTILI

İnternetten girip metni inceleyecek her vatandaş, bu yönetmeliğin son derece ayrıntılı bir şekilde düzenlenmiş olduğunu görebilir.

Örneğin, “Yedinci kısmı” olduğu gibi “Yangın söndürme sistemleri”ne ayrılmıştır. Bu kısımda su depolarından yangın pompalarına ve yağmurlama sistemlerine kadar söndürme önlemlerinin bütün kademeleri düzenlenmiş.

Yönetmelikte “Duman kontrol sistemleri” konusunda da birçok ayrıntılı düzenleme getirilmiş. “Yangın Algılama ve Uyarı Sistemleri” ise tam 10 ayrı maddede son derece ayrıntılı bir şekilde düzenleniyor.

Keza, “Acil Durum Aydınlatması ve Yönlendirmesi”, “Mutfaklar, Çay Ocakları”, “Kaçış Yolları” ve “Kaçış Merdivenleri” de yine ayrıntılı bir şekilde düzenlenmiş olan başlıklar.

SONUÇTA HER ŞEY UYGULAMAYA BAKIYOR

Prof. Kılıç, değindiğimiz bu konuşmasında 2002 yılında çıkarılan yönetmeliğin problem olan maddelerinin en çok her iki yılda bir değiştirilmesi ve “teknolojinin getirdiği yeniliklerin ilave edilmesi gerektiğini” söylüyor. Bir başka anlatımla, sürekli yenilenmesi gerektiğini vurguluyor. Nitekim, yönetmelik 2007 yılında tümden yenilenmiştir.

Ancak daha o zamandan yaptığı bir uyarı var Prof. Kılıç’ın. Bu uyarı uygulamayla ilgilidir. “Çok sayıda yönetmelik veya standart çıkarılsa bile uygulanmadıkça bir işe yaramayacaktır...” diye ekliyor Prof. Kılıç.

Bunu bir kez daha gördük dün Kartalkaya’da karşımıza çıkan büyük faciada. Bunun sonucu bugün 76 vatandaşımız aramızda değil...

 

patronlardunyasi.com

E-Bülten Aboneliği
İş, Ekonomi ve Cemiyet hayatının özel gündemi Patronlar Dünyası'nda... Günlük E-Bülten'imize abone olun, Patronlar Dünyası ayrıcalıklarını yaşayın.
Patronlar Dünyası ile Bir Adım Önde