50 derece sıcakta yaşamayı öğrenmek

50 derece sıcakta yaşamayı öğrenmek

Dubai’den Mumbai’ye birçok şehir 50 derece sıcaklığa alışmaya çalışırken iklim krizi ekonomik eşitsizliği de gözler önüne seriyor.

50 derece sıcakta yaşamayı öğrenmek
16px
24px
30.08.2024 09:02Güncelleme: 30.08.2024 09:10
ABONE OLgoogle

The Financial Times editörü Chloe Cornish "50 derece sıcakta yaşamayı öğrenmek" başlıklı yazı kaleme alarak dünyadaki sıcaklık olaylarına parmak bastı.

Chloe Cornish'in yazısı şu şekilde:

Dubai’de bir lokanta mutfağının önünde motosiklete oturmuş sipariş bekleyen Muhammed’in alnı terli. Yemek kendisi için değil. Klimalı bir binadaki müşteriye gidecek. Öncesinde sıcaktan kavrulan finans ve turizm merkezinden geçmesi gerekiyor.

Termometre 44 dereceyi gösteriyor, nem de çok yüksek. Kuryelik yapan Muhammed “hamam gibi” diyor. Pakistan asıllı kuryenin kıyafeti de havaya uygun değil. Koruyucu dizlikler takmış. Üzerinde koyu renk pantolon ve şirketin verdiği uzun kollu, boğazlı bir üst var.

Dubai sokakları temmuzdan eylül başına kadar öyle kavruluyor ki sıcaklık ve nem seviyesinin kombinasyonuyla hesaplanan “ısı indeksi” çoğu zaman 50 derecenin üzerinde.

HİSSEDİLEN SICAKLIK 62 DERECE

ABD Ulusal Hava Durumu Servisi kayıtlarına göre geçen ay Dubai Uluslararası Havalimanı’nda öğle saatlerinde 40 dereceyi aşan sıcaklık yüzde 80’lik nemle birleşince “hissedilen sıcaklık” 62 dereceye ulaştı.

Hindistanlı yetkililer de uzun süren sıcak hava dalgası boyunca 40 binden fazla güneş çarpması vakası bildirirken en az 110 kişinin bu sebeple öldüğü düşünülüyor.

Bu yıl Suudi Arabistan’da hac döneminde 50 dereceye varan sıcaklıklara maruz kalan 1301 hacı hayatını kaybetti.

Ancak sıcağın yakıcılığı da zenginliğe göre değişiyor. Muhammed ve çoğu yabancı olan binlerce işçi açık havada ter döküyor. Körfez’in dev hidrokarbon serveti sayesinde durumu iyi olanlar ise Batılı tarzdaki şehirlerini sert çöl iklimine meydan okuyacak araçlarla donatabiliyor.

SERİNLEYENLER DE VAR BU HAVALARDA

Dubai’de buz pistleri ve kapalı bir kayak pisti var. SeaWorld adlı devasa tema parkta ise imparator penguenleri ve Kuzey Kutup fokları yaşıyor. Civardaki AVM’ler öyle serin ki Dubai’de yaşayan yabancı bir kadın yazın içeride kazakla dolaşırken “hava yeniden ısınsın diye” kışı iple çektiğini söylüyor. 

Harvard Üniversitesi T.H. Chan Halk Sağlığı Okulu’ndan Barrak Alahmad “Şu an Körfez ülkelerinde gördüklerinizi Güney Avrupa, ABD’nin güneyi, Hindistan ve Bangladeş'in belli kısımlarında da göreceksiniz. Körfez ülkelerinin önünde sıcaklık güvenliğine öncülük etme fırsatı var. Bence bu fırsatı kaçırıyorlar” diyor.

Bugünkü Birleşik Arap Emirlikleri’nin bulunduğu bölgeye suyun hızlı buharlaşmasından dolayı “boş kova diyarı” adı veriliyor.

Londra merkezli düşünce kuruluşu Chatham House’ta Körfez’deki kentsel sürdürülebilirlik üzerine çalışan Karim Elgendy “Bölge geneli insan yerleşiminin üç temel unsurundan yoksun” diyor. Ona göre Körfez’de su, tarım arazisi ve ılıman iklim yok. Bölgenin yüzyıllarca belli bir büyüme eşiğini aşamaması da bu yüzden.

DOĞAYLA SAVAŞ

Ancak petrolden elde edilen dolarlar her şeyi değiştirdi. Birçok Körfez ülkesi petrodolar sayesinde tuz arıtma üniteleri ve klima gibi pahalı teknolojilere erişim ve gıda ithalatı imkanı buldu. Elgendy “Bu mali kaynaklar sayesinde Körfez toplumları iklimle uyumlu değil ona rağmen bir yaşam sürebiliyor” diyor.

Birleşmiş Milletler tahminlerine göre Körfez İşbirliği Konseyi’ndeki ülkelerin nüfusu 1950’de 4 milyonun altındayken 2000 itibarıyla 30 milyona dayandı. 2019’a kadarki dönemdeyse ikiye katlanarak 58 milyonu buldu.

Körfez şehirleri fosil yakıt ihracatı sayesinde büyüdü. Ancak bu yakıtları kullanmanın yol açtığı emisyonların da katkısıyla ortaya çıkan iklim değişikliği bölgedeki yazları daha da ısıtıyor.

Abu Dabi’deki Halife Üniversitesi’nden yer bilimleri uzmanı Diana Francis, “Soğutma sistemleri olmasa Körfez halihazırda yaşanmaz bir yer” diyor.

BİR DERECE YÜZDE 7 NEM

Tarihsel veri bulunmaması sebebiyle Körfez’deki iklimin başka bölgelere kıyasla nasıl değiştiğine dair fazla bilgi yok. Ancak NYU Abu Dabi’de görev yapan ve Mubadala Arap İklim ve Çevre Bilimleri Merkezi’nde idareci olan Francesco Paparella “Son 40 yılda BAE’deki yaz sıcaklıkları yaklaşık 1 derece artmış görünüyor” diyor. 1850’lerde sanayi çağının başlamasından bu yana dünyadaki ortalama sıcaklık 1.1 derece yükseldi.

Artan nem de cabası. Sıcaklıktaki her 1 derecelik artış havanın yüzde 7 daha fazla su buharı tutmasına yol açabiliyor. Bu yıl Körfez’deki rekor deniz sıcaklıkları işleri daha da zorlaştırdı. Yüksek nem seviyesi insan vücudunun terleyerek serinleme becerisini de olumsuz etkiliyor.

Bilim insanları ısı stresini ölçen “ıslak termometre” sıcaklığının kritik olduğunu söylüyor. Çoğu araştırmaya göre, altı saat boyunca 40 dereceyi aşan sıcaklığa ve yüzde 75 neme maruz kalan birisi 35 derecenin üzerinde bir yerde olduğu sürece serinleyemiyor.

56 DERECE GÖRÜLEBİLİR

Paparella’ya göre “işlerin böyle gittiği” ve iklim değişikliğine yol açan sera gazı emisyonlarında ciddi düşüşün yaşanmadığı senaryoda uzmanlar 50 yıl sonra Orta Doğu ve Kuzey Afrika’da “eşi görülmemiş süper ve ultra ekstrem sıcak hava dalgaları” bekliyor. Sıcaklıkların 56 dereceyi aşması muhtemel. 

Hırslı Körfez liderlerinin inşa ettiği parıltılı gökdelenler bile iklimde bu denli kötüleşmeye uygun değil.
Elgendy’nin “çöldeki uzay mekikleri” diye tanımladığı cam ve çelikten şehir merkezleri çok yüksek miktarda arıtılmış su ve sürekli soğutma gerektiriyor.

Ancak bölgedeki fosil yakıt enerjisinin ucuz ve bol olması sebebiyle alternatif çözümlere yönelmeye gerek görülmemiş. Körfez ülkelerinde en yoğun saatlerdeki elektrik tüketiminin yüzde 70’i soğutmaya gidiyor.

Abu Dabi’deki Zayed Üniversitesi’nden sürdürülebilirlik bilimleri uzmanı Leonard Chirenje, BAE’nin “çöldeki binaların New York’takilerle aynı olamayacağını fark ederek” yeşil inşaat kuralları getirdiğini anlatıyor.

MERKEZİ SOĞUTMA

Bazı Körfez ülkeleriyse iklimlendirmeyi daha verimli hale getirmek için bölgesel soğutma kullanıyor. Tek tek klima üniteleri yerine merkezi bir tesis yardımıyla soğuk su izole borular aracılığıyla binalara taşınıp dolaşıma giriyor.

Dubai borsasında işlem gören bölgesel soğutma şirketi Tabreed bölge geneline hizmet verdiğini söylüyor.

Petrol ve gaz devi Saudi Aramco’nun ofis komplekslerinden Bahreyn rıhtımındaki ticari kulelere kadar birçok müşterisi var. Suudi Arabistan’ın devasa Neom projesi kapsamında inşası süren fütüristik The Line kentinde de bölgesel soğutma kullanımı planlanıyor.

Bazı binalarda ise geleneksel inşaat tekniklerinin canlandırılmasına yönelik denemeler var. Mohamed bin Zayed Yapay Zeka Üniversitesi ünlü Abu Dubai emirinin adını taşıyan kampüsünde ciddi bir soğutma etkisine sahip olan kil cepheler kullanıyor.

ÖLÜM RİSKİ ÜÇ KAT FAZLA

Körfez beklenen nüfus artışını barındıracak yeni projeler yürüttüğünden bölgedeki inşaat faaliyetleri hız kesmiyor. Ancak araştırmalara göre, çoğu Güney Asya’dan olan inşaat işçileri aşırı iklim koşullarına karşı en savunmasız kesimler arasında.

Elde fazla veri bulunmasa da Harvard’dan epidemiyoloji uzmanı Alahmad ve meslektaşlarının Kuveyt üzerindeki çalışması, ülke dışından gelen erkek işçilerin genellikle genç ve zinde olmalarına karşın normal havalara kıyasla ekstrem sıcaklarda ölme ihtimallerinin üç kat fazla olduğunu gösteriyor.

Aynı çalışmaya göre 2009-2017 arasında Katar’da kalp damar hastalıkları sebebiyle ölen 571 Nepalliden tam 200’ü “etkili sıcaklık korumasıyla” kurtarılabilirdi.

Şu an Körfez ülkelerinde öğle saatlerinde dışarıda çalışma yasağı uygulanıyor. Daha fazlasını yapan kent yetkilileri de var. Örneğin Dubai belediyesi şirketlerin işçilere soğuk su ve elektrolit vermesi gerektiğini söylüyor. Ancak Uluslararası Çalışma Örgütü’ne göre sıcaklıklar “yasaklı saatler dışında da aşırı yüksek olabiliyor ve sınırlı denetim bu yasağın verimli olmasını önlüyor.” 

 

patronlardunyasi.com

E-Bülten Aboneliği
İş, Ekonomi ve Cemiyet hayatının özel gündemi Patronlar Dünyası'nda... Günlük E-Bülten'imize abone olun, Patronlar Dünyası ayrıcalıklarını yaşayın.
Patronlar Dünyası ile Bir Adım Önde