102 yıl önce İzmir’e bayrağı çeken Yüzbaşı Şerafettin’e hediye edilmişti

102 yıl önce İzmir’e bayrağı çeken Yüzbaşı Şerafettin’e hediye edilmişti

Yarın 9 Eylül…. İzmir’in kurtuluşunun 102’nci yıl dönümünü kutlayacağız. Harp Okulu'ndan mezun olan teğmenlerin kılıçlı yemini günlerdir tartışılırken, aklıma Buhara Müslümanları tarafından Mustafa Kemal Paşa'ya hediye edilen 3 kılıçtan birinin İzmir Fatihi Yüzbaşı Şerafettin'e verilişinin öyküsü geldi. Peki, Mustafa Kemal Paşa o kılıçları Buharalı Müslüman heyetten teslim alırken, neler söylemişti? 

102 yıl önce İzmir’e bayrağı çeken Yüzbaşı Şerafettin’e hediye edilmişti
16px
24px
08.09.2024 13:10Güncelleme: 08.09.2024 14:13
ABONE OLgoogle

Burak ARTUNER

9 Eylül 1922’de İzmir’e yeniden Türk bayrağını çeken Yüzbaşı Şerafettin’e verilen kılıcı Buhara Muslümanları'ndan teslim alan Mustafa Kemal Paşa neler söylemişti? 

Tam 102 yıl önce, 3 yıl 3 ay 24 gün süren İzmir'deki Yunan işgali, Konak Meydanı'ndaki hükümet konağına Türk bayrağının çekilmesiyle sona ermişti. Bayrağı oraya çeken Yüzbaşı Şerafettin, Büyük Taarruz'un ardından Mustafa Kemal'in, "Ordular ilk hedefiniz Akdeniz'dir" emri ile harekete geçen Fahrettin Altay Paşa'nın süvari alayında görevliydi. 33 yaşındaki bu gözü pek yüzbaşı, komutanı olduğu 80 kişilik süvari bölüğüyle şehre ilk giren asker oldu. Yüzbaşı Şerafettin, kurşun ve bomba yağmuru altında tam 40 askerini kaybetmesine rağmen Kordon'daki hükümet konağına ulaştı. Kendisi de şarapnel ve kurşunlarla yaralanan Yüzbaşı Şerafettin, üst kattaki balkona çıktı. Kanının bulaştığı göğsündeki bayrağı çıkarıp, gözlerinden mutluluk ve şeref gözyaşları dökülürken göndere çekti.

ATA'NIN VERDİĞİ KILIÇ KAYIP

Başkomutan Mustafa Kemal, 10 Eylül sabahı İzmir'e girdi. İki gün sonra da Şerafettin Yüzbaşı'ya, 'İzmir' adını verdi. Yüzbaşı Şerafettin, soyadı kanununun çıkmasından sonra İzmir'i kullanmaya başladı. Mustafa Kemal, ayrıca bu genç subaya Buhara Hükümeti tarafından verilen biri kendisinde, diğeri İsmet Paşa'da olan kılıcın üçüncüsünü verdi. Yüzbaşı Şerafettin (İzmir), 1942'de albay olarak emekliye ayrıldı. 9 Eylül günü aldığı şarapnel yaraları parkinson olmasına yol açtı ve 6 Kasım 1951'de İstanbul'da vefat etti. Kendisine Atatürk tarafından verilen kılıç ise 76 yıldır kayıp. 

MUSTAFA KEMAL PAŞA KILIÇLARI TESLİM ALIRKEN NELER SÖYLEDİ

Peki Mustafa Kemal Paşa, o üç kılıcı zorlu bir yolculukla Ankara’ya gelen Buharalı Müslüman heyetinden alırken neler söylemişti: “ (…) Kahraman Türkiye ordularının da büyük bir övünme payı olan büyük doğu inkılabı, mazlum doğuluları günden güne sıklaşan, sağlamlaşan bağlarla birbirine bağlamaktadır. 

’’Her iki milletin kendi geleceğini kendisi tayin edebilmek’’ hakkını yalnız düşüncede değil, uygulamada bile tanıyan Rusya inkılabını yapanların düşünce sever hareketleri sayesinde, bugün Rusya’nın müttefiki olan Bağımsız Buhara Halk Şuralar Cumhuriyeti’nin dış ilişkilerde ilk yetkili heyetini Türkiye Halk hükümetine gönderdiğinden dolayı Türkiye Büyük Millet Meclisi’nin Başkanı sıfatıyla adı geçen cumhuriyete övgülerimle teşekkür ederim. 

MUAZZAM İKİ HATIRA 

Buhara halkının Türkiye’deki Türk ve Müslüman kardeşlerine hediye olarak gönderdiği Kuran-ı Kerim ile Türkiye halk ordusuna takdir nişanı ve kutlama olarak gönderdiği kılıç, din hakkı ile hakka hizmeti kuvveti temsil eden olağan üstü muazzam ve değerli iki hatıradır. 

KALBİM HEYECAN İLE DOLDU 

Bu emanetleri elinizden alırken kalbim heyecan ile doldu. Halkımız ve ordumuz, uzaklardaki kardaşlarımızdan gelen, cesaretlendiren ve kutlayan nişanelerinden şüphesiz çok duygulu ve mutlu olacaklardır. 

Dindaş ve karındaş Buhara halkının isteğini yerine getirerek bu kutsal kitabı millete, kıymetli kılıcı da İzmir fatihine teslim edeceğim. Allah’ın izni ile İnönü ve Sakarya zaferlerini kazanan milli ordumuz, İnşallah çok yakında bu kılıcı da kazanmış olacaktır. Saygıdeğer heyetinize de Türk halkı ve ordusu ve Türkiye Büyük Millet Meclisi ve hükümeti adına teşekkür ederim.”

“TÜRK MİLLETİ KAHRAMAN ÇOCUKLARINA DERİN GÜVEN BESLEMİŞTİR”

Bugün hala Genelkurmay Başkanlığı'nın sitesinde yer alan 2013'te basılan Atatürk'ün Sözlerinde Asker ve Askerlik Mesleği başlıklı makalede Atatürk'ün TSK'daki kılıç geleneği ile şu sözleri yer almaktadır: 

“ (…) Bütün tarih bize gösteriyor ki, milletler yüksek hedeflerine erişmek istediği zaman, bu coşkuları karşısında üniformalı çocuklarını bulmuşlardır. Tarihin bu genelliği içinde yüksek bir ayrılık bizim tarihimizde, Türk tarihinde görülür. Bilirsiniz ki Türk milleti, ne vakit yükselmek için adım atmak istemişse, bu adımların önünde daima baş olarak, daima yüksek milli ideali gerçekleştiren hareketlerin önderi olarak, kendi kahraman çocuklarından kurulu ordusunu görmüştür. Bunun içindir ki Türk milleti, tehlikelere karşı elinde kılıç yürümeye hazır bulunan kahraman çocuklarına derin güven beslemiştir ve bu güveni daima besleyecektir. Bugün Türk milleti, muvaffak olduğu her şeyin kahramanı olarak kendi ordusunu, ordusuna komuta eden öz evlatlarından kurulu subaylar topluluğunu, yüksek komuta kurulunu görmektedir. Millet ve kahraman çocuklarından meydana gelen ordu, o derece birbirleriyle birleşmiştir ki, dünyada ve tarihte bunun örneği pek seyrektir. Bu milli görünüş ile daima övünebiliriz.”

Bağımsız gazeteci ve yazar Hüseyin Hakkı Kahveci, “Atatürk’ün Katilleri” adlı eserinde, "Buhara Halk Cumhuriyeti’nden Mustafa Kemal Paşa’ya hediye ve yadigâr olarak Timur’a ait 3 kılıç getirilmiş ve bu kılıçlardan birincisi Mustafa Kemal’e verilmiştir. Kılıç kuşanmak hakan ilan edilmektir ve bu kılıçlar Büyük Taarruz öncesinde getirilmiştir. İkinci kılıç İsmet İnönü’ye kuşandırılmıştı. Üçüncü kılıç da İzmir’e giren süvari komutanı Yüzbaşı Şerafettin (İzmir) Bey kuşandırılmıştı. Üçüncü kılıç sonradan kayboldu. Süreç devam etmektedir.’’ demektedir.

 

patronlardunyasi.com

E-Bülten Aboneliği
İş, Ekonomi ve Cemiyet hayatının özel gündemi Patronlar Dünyası'nda... Günlük E-Bülten'imize abone olun, Patronlar Dünyası ayrıcalıklarını yaşayın.
Patronlar Dünyası ile Bir Adım Önde