Patronlar


Melih Aşık’ın köşesinden “Bir Koç dersi…” başlıklı bölüm şöyle: 

“Amerikan Hastanesi’nin giriş katında Koç Holding’e bağlı Divan lokantalarının bir şubesi var. Hem kafeterya, hem lokanta olarak hasta ve hasta yakınlarına hizmet veriyor. Yiyecekleri biraz pahalı görünmekle birlikte hayli lezzetli. Civarda oturanlar da yemeklerini zaman zaman gelip burada yiyor. Geçenlerde Divan Lokantası’nda otururken yaşı ilerlemiş bir hanım yanındaki iki hastane görevlisiyle sohbet ederek geldi yanımızdaki masaya oturdu. Gözümüz bir yerden ısırıyor ama çıkartamıyoruz. Nihayet tanıdık; Vehbi Koç’un kızı Semahat Arsel Hanım...Biraz  sonra lokantanın aşçısı çağırıldı, o da gelip masaya oturdu. Bir süre konuştular. Sonra birlikte mutfağa gittiler. Şef  garsona sorduk:

- Sorması ayıp, Semahat Hanım’ın bu ziyaretinin sebebi nedir?

- Zaman zaman gelir lokantayı denetler...

- Mutfağa da denetlemek için mi girdi?

- Evet, mutfağı da denetler... Gördüğü eksikleri bildirir. Tamamlanmasını ister. Bazen çeşitleri az bulur, artırın der...

- Başka?

- Geçenlerde dışardaki tentelerde bir iki yırtık tespit etmişti, hemen değiştirdik...

Semahat Hanım 89 yaşında... Türkiye’nin vergi rekortmeni. Ülkenin en zengin kişileri arasında yer alıyor.

Ancak anlaşılan kendisini hastane lokantasının düzgün işlemesinden veya mutfağın temiz tutulmasından dahi sorumlu sayıyor. Bizzat denetliyor. Buradan herkesin ve özellikle biraz yükselince kendini Kaf Dağı’nda görenlerin çıkaracağı çok ders olmalı...”